DÜNYA

Rusya Güvenlik Konseyi Bilim Kurulu üyesi Yakovenko: Batı, liberalizm hastalığını geçirdi

Rossiya Segodnya Medya Grubu Genel Müdür Yardımcısı ve Rusya Güvenlik Konseyi Bilim Konseyi üyesi Yakovenko, Batı’nın liberalizm hastalığını geçirdiğini, USAID programının sonlandırılmasının, ideolojinin tamamının sonu olarak anlaşılabileceğini belirtti.
Sitede oku
Aleksandr Yakovenko, “Çok Kutupluluk ve Trump’ın ‘Büyük Stratejisi’” adlı makalesinde Batı’nın liberalizm hastalığını geçirdiğini, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) programının sonlandırılmasının, ideolojinin tamamının sonu olarak anlaşılabileceğini ifade etti.
Mevcut Amerikan yönetiminin önceki yönetimlerin aksine çok kutupluluk gerçeğini kabul kabul ettiğine dikkat çeken Yakovenko, “(ABD Başkanı Donald) Trump’ın Avrupalı ​​müttefiklerine yönelik davranışları iki sonucu akla getiriyor. Birincisi, dış politikayı iç politikanın bir devamı olarak ele alma tezidir. Batı, liberal ideoloji, belki de genel bir ideoloji hastalığını geçirdi. Ve ‘işlemsellik’ ile ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın (kötü şöhretli USAID) dağıtılması ile birlikte ele alındığında, ideolojinin sonu olarak anlaşılabilir. Dolayısıyla, Trump’ın gözünde yıkıcı olan iç ve dış ideolojinin tüm kaynaklarının ortadan kaldırılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İçeride, ‘bürokratik 'derin devlette’ kök salmış liberaller ve 'kurucu babaların minimalist devletinin yeniden yaratılışı’ olduğunu ifade eden Yakovenko, sözlerini şöyle sürdürdü:

Dışarıdan bakıldığında bu, Avrupa’da sistem dışı ve ‘popülist’ olarak etiketlenen ve Almanya'da yapmaya çalıştıkları gibi ‘demokrasi uğruna’ susturulması ve neredeyse yasaklanması gereken güçlere ve hareketlere destek anlamına gelecek. Bu, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Marshall Planı kapsamında savaşta iyi performans gösteremeyen seçkinlere yardım karşılığında anti-komünizmin Avrupa'yı sardığı dönemde de böyleydi. Şimdi ise liberal yanılsamaları terk etmeli ve Washington’u NATO üzerinden sınırlamaya çalışmaktan vazgeçilmelidir, zira NATO sonuçta Amerikan politikasının bir aracı olarak yaratılmış ve Amerika’ya aittir. Yani ABD’de olup bittiği gibi, seçmenin çoğunluğunun desteğine sahip olanlara boyun eğilmeli.

Washington’un ‘küresel imparatorluğunu kapattığını’ ve artık ülkenin ulusal çıkarlarına hizmet etmediğini vurgulayan Yakovenko, “Neden o kadar zorlanılsın ki? O (imparatorluk) ülkenin tamamına, özellikle de yerli Amerika’ya ve orta sınıfına çok pahalıya mal oldu. Üstelik Demokratlar, ‘woke’ kültürü çerçevesinde ülkeyi küreselci bir proje içinde eritme tehlikesiyle karşı karşıya bırakan, kimlerin yararlanacağı belirsiz olan, tarih içinde oturmuş geleneksel Amerikan kimliğine zarar verdiler” vurgusunu yaptı.
Mevcut Amerikan yönetiminin, dünyada ‘eşitler arasında birinci’ konumuna gelebilmek için ülkenin ekonomik ve teknolojik gücünün temellerini yeniden tesis etme kozunu oynadığını ifade eden Yakovenko, şunları ifade etti:

Belli olduğu üzere, birinci ligde oynamanın amacı Çin’i baskılamak olacak. Ukrayna çatışması deneyiminin de gösterdiği gibi güç kullanarak caydırmak pek mümkün görünmüyor. Bu çatışma, ateş gücü ve teknolojik güç bakımından eşit devletler arasında gelecekte yaşanacak bir savaşın doğasını ortaya koydu. Trump’ın buna hiç niyetli olmadığı ortada. Amerikalıların tahminlerine göre, 2030 yılına gelindiğinde Çin, stratejik silahlar da dahil olmak üzere bu konuda ABD ile aynı seviyeye gelecek. Ekonomik ve teknolojik izolasyonun da hiçbir geleceği yok. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in belirttiği gibi, Amerikalılar bu konuda 15 yıl geç kaldı.

Yakovenko, ABD’nin bu durumda 40 yıllık küreselleşmenin sonucu olarak iki ülke arasında ortaya çıkan önemli ticari ve ekonomik bağımlılığı dikkatle yönetmesi gerektiğini kaydetti.
DÜNYA
Putin: Avrasya Ekonomik Birliği, çok kutuplu dünyanın bağımsız merkezlerinden biri
Yorum yaz