'Yüzde 60-70 oranında epilepsi nöbetleri kolayca kontrol altına alınır'
Bir gün başka, öbür gün başka değil de hep birbirine benzer ataklar. Böyle ataklarımız varsa hiç vakit kaybetmeden hekimle görüşmek lazım. Ülkemiz sağlık açısından, hekimlerin bilgisi açısından inanılmaz bir seviyede. Batı toplumları gibi ve en önemli aşama hekime bu şikayetlerini diktirmesi ve hekimin klinik olarak davrandırmasıdır. Nöbet olarak kanaat getirildiğinde tetkiklerle bunun altında yatan bir neden var mı onun anlaşılması lazım. Çünkü beyni etkileyen her türlü hadise nöbete de yol açabilir. Örneğin bugün bir beyin enfeksiyonu geçiren, menenjit geçiren bir insan ona yanıt olarak nöbette geliştirilir. Böyle bir durum mu var? Yoksa zamanda geçirilmiş bir kafa travmasına bağlı bir durum mu var? Yoksa hiç böyle şeyler yok ama sadece beyin hücrelerinin elektrik üretmesinde mi bir farklılık var? Bunun anlaşılması lazım. EEG bizim için son derece yardımcı ama bu tetkiklerin hiç bize epilepsi tanısını koydurtmaz. Epilepsi tanısı hekim tarafından, klinik bilgilerle konulur. Bütün bu tetkikler bize yardımcı olur. Altta yatan bir sorunun olup olmadığını, bir başka hastalığın olup olmadığını ayırt etmektir. Yüzde 60-70 oranında epilepsi nöbetleri kolayca kontrol altına alınır. İlaçla yüzde 60-70 oranında iyi seyreder. Ama hastalarımız tabi bazen çok heyecana kapılıyor. Bir anda bitsin istiyor, ilaç kullanmak istemiyor. Sağlıksız hayat koşulları, aşırı stres bütün bu etkenler epilepsiyi kötü etkiliyor, hastalık kötü gidiyor gibi algılanmasına sebep oluyorsa biz bazen hastalığa yanlış davranıyoruz. Yüzde 30'luk bir grup tabi ki biraz daha zor. İlaçla kolay kontrol altına alınamayabiliyor. O zaman diğer tedavi yöntemleri, başarıyla uygulanan epilepsi cerrahisi yöntemi gibi yöntemleri değerlendirmek lazım. Ama yine faydamız oluyor. Nöbetlerin şiddeti azalıyor. Yine üretken hayatına devam etmeye çalışıyor. Ama cerrahiyle bazen çoğunlukla çok iyi sonuçlar alıyoruz. Nöbetleri tamamen durdurma şansımız da var.
'2031'de yüzde 90 oranında epilepsi hastasının, uygun tedaviye ve tanı yöntemlerine uğraşmasını hedeflendi'
Türkiye olarak Dünya Epilepsi Savaş Derneği'nin bir bölümüyüz aslında ona bağlıyız. Dünya Sağlık Örgütü ile beraber Dünya Epilepsi Savaş Derneği'nin de hedefi 2031'de yüzde 90 oranında epilepsi hastasının, uygun tedaviye ve tanı yöntemlerine uğraşmasını hedeflenmiş durumda. Dünyada da bir eksiklik ve zorluk var. Türkiye hiç fena bir yerde değil ama daha iyisini yapabiliriz hep beraber diye düşünüyorum.
Derneğimiz çok eski bir dernek. Epilepsi konusunda Türkiye'nin öncü olmasına da büyük katkıda sağlamış bulunan bir dernek. Türkiye'de bilimin seviyesini, epilepsi bilgisini, araştırmalarını, genç yetişen hekimler arasında bilginin arttırılmasını, çıtayı daha da yükseğe bilimsel açıdan, bilgi açısından çıkartmak asıl hedefimiz uzmanlık derneği olarak. Ama hastalarımızla o kadar yakınız ve biliyoruz ki hastalarımız da bizim partnerimiz ve olmazsa olmaz onların ilginizi zaten sağlamak için bu bilgiyi arttırıyoruz. Dolayısıyla onların da bilgilerini arttırmak, farkındalığını arttırmak, onlara destek olduğumuzu göstermek için de tüm emeğimizi, gayretimizi, projelerimizi şekillendirmeye çalışıyoruz. Öncelikle uzmanlık derneğiyiz. Bilgi ve bilimi arttırma, çıtayı yükseltme ve yayma amacındayız. Ama hem kanun koyuculara bu sorunları aktarmak, çünkü işin içindeyiz ve yaşananları biliyoruz, hem de bir yandan da hastalarımızı bilgilendirmek ve onlara destek olmak gayretindeyiz. Bunun için her yıl 6-7. yıl oldu, büyük çapta kampanyalar düzenleniyor aslında. Mart ayında da biz epilepsi günümüz var, mor günümüz var. Tabii bir gün değil, her gün olmalı belki konuşmalıyız . Sporcularımız, sanatçılarımız, kamu kuruluşlarımız o kadar destekleniyorlar ki, hafta okulları bir yandan düzenlemeye çalışıyoruz, tartışıyoruz, paylaşıyoruz, sorulara yanıt vermeye çalışıyoruz.