'Depremde ölenlerin genellikle yüzde 95'i yoksul'
Bir numaralı olay bu: yetkin kişiler. İki numaralı olay: ülkenin ekonomisinin iyi olması gerekiyor. Üç: halkın geçim sıkıntısının olmaması gerekiyor. Dört: depremin bir kader olduğu algısının ortadan kaldırılması gerekiyor. Ve halkın eğitim düzeyini artırmak gerekiyor. Bu olayları yapmadıkça Türkiye'nin depremden kurtulması mümkün değil. Mesela ben bir deprem bilimciyim ama nereden bahsediyorum? Ekonomiden ve eğitimden bahsediyorum değil mi? Çünkü direkt siyasetten bahsediyorum. CHP'nin başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı'na gitmiş emiş ki sizden bir dileğim var: Deprem ve Afet Bakanlığı da kuralım demiş. Deprem ve afet işleriyle uğraşan bakanın adı Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'ydı. Bakanlığın içinde Deprem Araştırma Genel Müdürlüğü vardı. O zaman adı Afet İşleri, şimdi AFAD oldu. Deprem konusunda araştırma yapıyor ve algılamalar yapıyordu. Adı beğenmediler, kez adını değiştirdiler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oldu. Ondan sonra bir de İklim Değişikliği Bakanı oldu. Şimdi de düşünün, muhalefet partisinin başkanı Özgür Özel, Eczacı Özgür Özel, diyor ki size bir ricam var: Deprem ve Afet Bakanlığı'nı kurun. Ve bunun başına da diyor, bilim adamlarından ancak siyasetle ilgilenmeyen birini koyun diyor. Siyaset hayatın kendisi demek. Siyasi partinin lideri, bir bilim adamının siyasetle ilgilenmeyeni diyor Yaşamda, sağında, solunda ne oluyor ne bitiyor, onu ilgilendirmiyor demek. Olabilir mi böyle bir şey? Ayrıca diyor ki her parti her partiden bir kişi buraya temsilci versin. Hayret etmek mümkün değil.