00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:06
14 dk
PARANIN HAREKETİ
Ekonomide neler oluyor?
11:21
13 dk
HABERLER
12:00
6 dk
90 SANİYE
13:28
2 dk
HABERLER
15:00
6 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
6 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
8 dk
HABERLER
07:00
7 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:00
6 dk
90 SANİYE
13:28
2 dk
YAPAY ZEKA GÜNLÜĞÜ
14:06
54 dk
HABERLER
16:00
4 dk
EKSEN
Ceyda Karan'la Eksen
16:05
84 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:30
1 dk
6 ŞUBAT DEPREMLERİ
Türkiye’nin en acı günlerinden: 6 Şubat Depremlerinde neler yaşandı?
17:40
14 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
ÖZEL HABER
6 Şubat depremi yargılamaları: Hayal kırıklığı
18:09
11 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
OKAN ASLAN İLE GÜN ORTASI
Hayat ve zaman akıp giderken tüm koşuşturmaların arasında gündemin nabzını tutuyoruz.Ajandamızdaki detayları, son dakika gelişmelerini Gün Ortası’nda konuşuyoruz.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan: “Depremlerin afete dönüşmemesi için yetkin kişilerin yönetimde olması gerekiyor”

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan: “Depremlerin afete dönüşmemesi için yetkin kişilerin yönetimde olması gerekiyor”
Abone ol
Türkiye'nin 11 şehrinde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin üzerinden iki yıl geçti.
Depremlerin ikinci yıldönümünde Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Radyo Sputnik’te yayınlanan Okan Aslan’la Gün Ortası programına konuk oldu.
6 Şubat depremlerinde ordunun el koyması gerektiğini söyleyen Ercan, şöyle konuştu:
2010 yılına kadar deprem ya da herhangi bir doğa olayı olduğu zaman ordunun el koyma yetkisi vardı. Ordu üst subaylardan emir almadan olay yerine gider ve olaya el koyardı. 1999 depremine kadar bu oldu. 2010 yılında bu olay kaldırıldı. Mevcut yönetim ordunun işe el koymasından çekindi. Neden çekindi bunu bilmiyorum. Sıkı yönetim ilan edilmesi gerekiyordu. Depremler olduktan hemen sonra ilk açıklamaları yaparken ordunun el koyması gerektiğini söyledim. Fakat dinleye olmadı. Deprem bilinmezi çok fazla olan bir olaydır. Pozitif bir bilim değildir. Ölüm sayısının artma nedeni hemen el koyulamaması. Ordu müdahale etmiyorsa, savcıların müdahale etmesi gerekiyor. Van depreminde ordunun el koyması için geçen zaman 3 saat. Ordu geldi ve el koydu. 1999 depreminde de ordu hemen el koydu.
Depremde küçük çocukların kurtulma oranlarının daha yüksek olduğunu söyleyen Ercan, şunları söyledi:
Çocukların boyutları küçük olduğu için deprem anında ve sonrasında kendilerini kurtarabilirler. Deprem anında enkaz altından kendisi çıkan çocuklar daha önce yaşamadıkları bir korku yaşarlar. O an bir savcının bu çocuğa sahip çıkması gerekir. İnsanları kim koruyacak. Ordu olsa bu insanlar koruma altında olur. Ama insanlar sahipsiz kalır. Türkiye’den ve başka ülkelerden 141 bin kurutma ekibi geldi. Kurtarmacaların bazıları Adana havalimanında kaldılar, gelemediler. Madenciler kurtarmada en başarılı olanlardır. Ama kimse madencileri olay mahalline getirmek için helikopter göndermedi.

'Depremde ölenlerin genellikle yüzde 95'i yoksul'

3-4 yıl içerisinde yıkıcı bir deprem daha olacağını söyleyen Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye her 5 yılda bir en geç yıkıcı büyük bir deprem görür’ ifadelerini kullandı. Ercan sözlerine şöyle devam etti:
Yine siyasiler deprem bölgesine gidecekler. Fötür şapkaları, kara gözlükleriyle, üzüntülü yüzlerle diyecekler ki deprem takdiri ilahidir. Yapacak bir şey yok. Devletimiz büyüktür. Yaralarınız en kısa zamanda sarılacaktır diyecekler. Depremde ölenlerin genellikle yüzde 95'i yoksul insanlardır. Neden? Yoksul insanlar kötü yerde kötü evde otururlar. Mesela İstanbul'u düşünelim. İstanbul'da işte bugün bir şoför beni bir kanaldan diğer kanala götürüyordu. Dedim nerede oturuyorsun? Eyüp'te oturuyorum. Kaç para kira veriyorsun? 10 bin lira kira veriyorum. Nasıl ev? Evin durumu iyi değil ama kiraları yüksek, sağlam bir eve çıkamıyor. İstanbul'da sağlam bir eve çıkmanın maliyeti yaklaşık 35 bin liradan başlıyor. Asgari ücretle buraya yetişemiyor ki. Dolayısıyla yoksul bir insan buradan masal anlatmamak gerekiyor. Sağlam yerde sağlam evde otur. Evine baktır. İstinye'de televizyon ekibiyle birlikte evden eve dolaşıyoruz. Eşikte bir kadın oturuyor. Yaşlıca bir kadın. Dedim teyzeciğim içeri girip bir bakabilir miyiz evine? Oğlum hiç girmene gerek yok. Ben bunun depremden yıkılacağını biliyorum. Sen biliyor musun? Ben sabahtan akşama eve bir ekmek getirmenin mücadelesini biliyorum. Eğer bu ev deprem olur yıkılırsa benim kaderimdir derim. Yapacak bir şey yoktur. Türk insanı bu duruma düşürülmüş durumda. Ben Anadolu'yu gezen bir insanım. Ah bir evim olsa, ayı in olsa diyor. Ya düşünün bir insan Türkiye'yi, Atatürk Cumhuriyeti burası, ayı inine özlem duyuyor. Evim olsa bir ayı in olsa diyor. Ne kadar fena. Ne kadar kötü değil mi
55 yıl bana şunu gösterdi. Depremlerden depremlerin afete dönüşmemesi için yetkin kişilerin yönetimde olması gerekiyor diyen Ercan, şöyle konuştu:

Bir numaralı olay bu: yetkin kişiler. İki numaralı olay: ülkenin ekonomisinin iyi olması gerekiyor. Üç: halkın geçim sıkıntısının olmaması gerekiyor. Dört: depremin bir kader olduğu algısının ortadan kaldırılması gerekiyor. Ve halkın eğitim düzeyini artırmak gerekiyor. Bu olayları yapmadıkça Türkiye'nin depremden kurtulması mümkün değil. Mesela ben bir deprem bilimciyim ama nereden bahsediyorum? Ekonomiden ve eğitimden bahsediyorum değil mi? Çünkü direkt siyasetten bahsediyorum. CHP'nin başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı'na gitmiş emiş ki sizden bir dileğim var: Deprem ve Afet Bakanlığı da kuralım demiş. Deprem ve afet işleriyle uğraşan bakanın adı Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'ydı. Bakanlığın içinde Deprem Araştırma Genel Müdürlüğü vardı. O zaman adı Afet İşleri, şimdi AFAD oldu. Deprem konusunda araştırma yapıyor ve algılamalar yapıyordu. Adı beğenmediler, kez adını değiştirdiler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oldu. Ondan sonra bir de İklim Değişikliği Bakanı oldu. Şimdi de düşünün, muhalefet partisinin başkanı Özgür Özel, Eczacı Özgür Özel, diyor ki size bir ricam var: Deprem ve Afet Bakanlığı'nı kurun. Ve bunun başına da diyor, bilim adamlarından ancak siyasetle ilgilenmeyen birini koyun diyor. Siyaset hayatın kendisi demek. Siyasi partinin lideri, bir bilim adamının siyasetle ilgilenmeyeni diyor Yaşamda, sağında, solunda ne oluyor ne bitiyor, onu ilgilendirmiyor demek. Olabilir mi böyle bir şey? Ayrıca diyor ki her parti her partiden bir kişi buraya temsilci versin. Hayret etmek mümkün değil.

‘Kötü yapı üretimini durdurabilmek için her yapıdan yapı güvenlik belgesi istenmesi gerekiyor’

Yapı denetim kuruluşlarının yer yapı denetim kuruluşu haline gelmesi gerekiyor. Yeri, jeofizik ve jeoloji mühendislerinin denetlemesi gerekiyor. Yapıyı da inşaat mühendisleri ve mimarların denetlemesi gerekiyor. Kötü yapı üretimini durdurabilmek için her yapıdan yapı güvenlik belgesi istenmesi gerekiyor. DASK diye bir şey var. Evlerinizi görmeden size DASK çıkartıyorlar. Yapı güvelik belgesi tapuya işletilmeli. Kiralama olayı tapu dairesinde olmalı. Tapu dairesi, kiralamak istediğiniz evin adresine bakarak yapı güvenli ya da güvensiz diyerek kiralanamaz ve satılamaz demeli. Böyle olduğunda kötü yapı üretilmez ve can güvenliği sağlanmış olur. Ama böyle bir uygulama yok.
Ege'de meydana gelen depremlere de değinen Ercan, şunları aktardı:
Bölgede bir deprem fırtınası oluyor. Sarsıntı olarak Türkiye'den kaydediyoruz. Ya bir depreme hazırlanıyor o bölge ya da yanardağ patlaması yaşanacak. Yanardağlar püskürmeden önce depremcik sayısında artış olur ve yer şişer. Santorini bölgesinde 7.7-7.10'lik bir deprem olursa Türkiye bu depremden 6 büyüklüğünde bir şiddetle sarsılır ama yıkıcı olmaz.
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала