"Gençler siz bakmayın birilerinin ülkesini beğenmeyip yurt dışı güzellemesi yaptığına. 'Ben varım' diyeceksiniz. Sosyal medyada art niyetli olarak dolaşıma sokulan 'Türkiye bir doktor, mühendis, sanatçı kaybetti, falanca ülke şunu kazandı' görüntülerinin devamı hiç de öyle söylendiği gibi olmuyor. Bu ülkenin, devletin kendilerine sağladığı imkanlarla eğitim hayatlarını tamamlayıp, iş tecrübesi edinip sonra yurt dışına gidenlerin çoğu hayal kırıklığıyla geri dönmenin ne yazık ki yollarını arıyor. Oralarda kalanların bir bölümünün de geri dönmeyi kendilerine yediremedikleri için yaşadıkları sıkıntılara özellikle göğüs gerdiklerini biliyoruz.
Her ne şekilde olursa olsun teröre bulaşmamış, bu şartla bu ülkenin kapıları da milletimizin gönlü de tüm evlatlarına sonuna kadar açıktır. Bizim keyfi yere feda edecek tek bir insanımız, tek bir gencimiz yoktur. Hepinize her birinizin hayaline, birikimine, becerisine bizim ihtiyacımız var. Unutmayınız, 'yalan, bire kırk veren zehirli bir tohum gibidir.' Halbuki biz, bire yüz veren bilginin, bilimin, hakikatin peşindeyiz. Gençlerimizden beklentimiz zeka ve kabiliyetleriyle işte bu bereketli hasadı milletimize kazandırmalarıdır. Dadaşlar diyarının gençlerinin bu kutlu yürüyüşte en önde yer alacaklarından şüphe duymuyorum. Rabbim yolunuzu, bahtınızı açık etsin diyorum."
"Hüseyin Goncagül kardeşimizle, İstanbul İmam Hatip Lisesi'nde beraber okuduk. Onun da aktivist yanı, aktör yanı, her türlü oyun Hüseyin'de var. Çok kabiliyetli, başarılı, öyle bir arkadaşımızdı. Sınıfımızın çalışkan öğrencilerinden bir tanesiydi. Yazı, hitabet, bütün bunlar, kimisi 'doğuştan' diyor vesaire ama 'Allah'tan' dersem çok daha isabetli olur. Öğretmen, öğrenci mukayesesi, bunlar da çok çok önemli. Sınıflar arası münazaralar olurdu, şiir okuma yarışmaları vardı. Liseler arası münazaralar vardı. Bütün bunların hepsinde, okulumuzun temsil görevini almış olan bir öğrencisiydim. Bu şekilde devam ettik. Bu şekilde de başladık ve bitirdik, buralara kadar geldik. Bunların hepsini sizlerde de ben görüyorum."
"O da artıyor. Erkekler kızlara karşı, kızlar erkeklere karşı evlilikte çok sıkıntılı. Bunu aşmamız lazım. Zaman zaman ben de arkadaşlarım da yardımcı olmak istiyoruz, 'Aracı olalım' diyoruz, ama bakıyorsun maalesef kızlara erkek, erkeklere kız beğendiremiyoruz. Sizler nasıl düşünüyorsunuz? Bu konuda gerçekten işi çok uzatmayalım. Ben 25 yaşında evlendim. Ama şimdi bakıyoruz 30, 35, 40... Alıp başını gidiyor. Bir an önce evliliği yapmak lazım.
Gençler, nasibinizi böyle 30-40, bu yaşlarda değil, gençlik yaşında halletmek lazım. Ben Eyyüp'e onu söylüyorum, 'Bak, sen Gençlik Kolları Başkanısın. Onun için ekiplerimizi genç yaşta evlendirme sorumluluğunuz var, buna dikkat edeceksiniz. Ve bir de tabii bizim bir kutsalımız daha var, yani bu LGBT falan, bu işlere de karşıyız. Onun için Gaziantep'te Mehmet Tahmazoğlu kardeşimiz bu işlerde çok gayretli. Gaziantep'ten sürekli gençleri Çanakkale'ye götürüyor ve Çanakkale Şehitliği'ni dolaştırmak suretiyle, onlara o kutsiyeti, Çanakkale Zaferi'ni nasıl elde ettik, bunu onlarla yerinde yaşamak ve onlardan da yavrularına bunu yaşatmak suretiyle o adımları atıyorlar. Ondan dolayı da ben belediye başkanımızdan çok memnunum, teşekkür ediyorum."
'İnsan ve para yönetiminde çok hassasız"
'Zulüm en büyük hasmım'
"Zulüm, en büyük hasmım. İşte, en son Suriye'de yaşadıklarımız bunun çok açık bir örneğidir. Zulmün karşısında hep birlikte durmamız lazım. Hele hele bizim milletimiz tarih boyunca zulme açık kapı bırakmamıştır. Türk milleti adaletiyle tüm dünyada örnek olmuştur."