'İngilizceyi öğrenirken telefonun zihnini, kalbini nasıl kirlettiğini ölçme imkanına sahip değiliz'
Cezaevindeki mahkumlar, serbest kaldıktan sonra imam oldu
"Denizli'de bir eğitim-öğretim yılı... O yıllar yasaklı yıllar; Kur'an öğrenmenin lafzının bile rahatsızlık oluşturduğu dönemler. Allah bir daha o yılları göstermesin; bu millete de, hiçbirimize de. Genç yaşlarında cezaevine düşüyor. Adi bir suçtan dolayı değil; eğitim-öğretim faaliyetlerinden dolayı cezaevine düşüyor. Katillerin ve ağır suçluların bulunduğu koğuşa koyuyorlar. 'İçeriye girdim, her kafadan bir ses geliyor' diyor kendisi.
Sonrasında koğuş ağasını susturuyor. Argo bir tabirle 'Susun lan!' diyor. Ağası karşısına oturuyor. O da 'Ben hocayım' diyerek, 'Namaz kılın!' diyor. 'Bilmiyoruz' diye cevap alınca, 'O zaman size namaz kılmayı öğreteceğim' diyor. 'Koğuşta 7 ay kaldım. Koğuşun tamamı önemli bir din eğitiminden geçti' diyor. Af çıktıktan sonra koğuştakilerin tamamı serbest kalıyor. Sonrasında yokluk yılları başlıyor; cenazelerin ortada kaldığı, camilerde ezan okuyanların bulunamadığı dönemler.
Demokrat Parti'nin gelmesiyle açılan özgürlükler ve rahatlama ile müftülüklerde sınavlar yapılmaya başlanıyor. Sınavda, camide namaz kıldıracak kadar Kur'an-ı Kerim bilenlere imamlık belgesi veriliyor. Denizli'de imam olanların büyük bir kısmı, 7 ay boyunca koğuşta kaldıkları katillerin arasından çıktı."