'Suriye’deki çatışmalar uzun sürecek'
Ömer Ödemiş'e göre terör örgütü HTŞ'nin kalkışması ile başlayan Suriye çatışmaları uzun sürecek. HTŞ'ye bağlı cihatçılar Lazkiye'ye girerse katliamlar yaşanabileceği uyarısında bulunan Ödemiş, örgütün El-Kaide bağlantısına dikkat çekti.
Sitede okuTerör örgütü Heyet Tahrir El Şam (HTŞ), Suriye’nin en büyük ikinci şehri olan Halep’i ani bir saldırı ile ele geçirdi. HTŞ, bu saldırının ardından güneye inerek Suriye’nin en büyük şehirlerinden olan Hama’ya yürüdü.
Hama kırsalında beş gün süren çatışmalar sonucunda şehri kuzey, doğu ve batı eksenlerinden kuşatan HTŞ, Hama’yı ele geçirdi. Suriye devletinin resmi yayın organı SANA, Suriye ordusunun kentteki sivillerin can güvenliğine zarar gelmemesi için şehirden çekildiğini duyurdu.
Hama askeri havalimanına giren HTŞ ve ÖSO, onlarca savaş uçağını ele geçirdiklerine dair video ve fotoğraflar yayınladı. HTŞ ve örgütle birlikte hareket eden ÖSO grupları, Hama’nın ardından Humus’a doğru ilerlemeye başladı ve şehre üç kilometre mesafeye kadar yaklaştıklarını iddia etti.
Terör örgütlerinin kalkışması sırasında özellikle HTŞ üyesi teröristlerin nizami üniformaları, kullandıkları askeri teçhizat, silahlarındaki dürbünler, gece görüş gözlükleri, dronlar ve savaş alanı taktikleri dikkat çekti. Çatışma sahalarından haberler paylaşan çeşitli Telegram kanalları, HTŞ’nin kullandığı savaş taktiklerinin, Ukrayna ordusunun Rusya Federasyonu’nun Kursk bölgesine yaptığı işgal girişiminde kullanılan taktiklere benzediğine işaret etti.
Rus basını daha önceleri Ukraynalı askeri uzmanların İdlib’te Heyet Tahrir El Şam teröristlerine ileri savaş teknikleri konusunda eğitim verdiğini aktarmıştı.
Öte yandan Türkiye, İran ve Rusya’nın ise 6 Aralık Cuma günü Doha’da bir araya gelerek Suriye meselesini ve sahadaki gelişmeleri konuşacağı bildirildi.
Terör örgütü Heyet Tahrir El Şam’ın Suriye’deki saldırılarını, örgütün ilerleyişini, İran’ın pozisyonunu, Hizbullah’ın müdahil olup olmayacağını ve YPG’nin hamlelerini, gazeteci Ömer Ödemiş ile konuştuk.
‘Rejim değişikliği ile değil fakat yeni bir saldırı ile karşı karşıya Suriye’
Heyet Tahrir El Şam terör örgütünün lojistik akışının Türkiye üzerinden sağlandığını öne süren Ömer Ödemiş, İdlib’te biriken cihatçıların yarattığı tehdidin bir süredir bilindiğini ifade etti:
“Rejim değişikliği ile değil fakat yeni bir saldırı ile karşı karşıya Suriye. 10 yıllık savaşın bir sonucu vardı. Bu savaş sürecinde Suriye devletini yıkamadılar ve rejimi değiştiremediler. Bir uzlaşma çerçevesinde İdlib’e El-Nusra ve El-Kaide bağlantılı örgütlerin çoğu taşındı. İdlib’te yaklaşık 50 bine yakın El-Kaide uzantısı bir güç yığıldı. Bunun tehdit oluşturacağı da zaman zaman ifade edildi. Türkiye, 11 gözlem noktasıyla o bölgede çatışmasızlık hattı oluşturdu. Astana mutabakatı çerçevesinde Türkiye orada asker bulundurmaya başladı ve buradan Suriye’ye saldırı olmayacağının garantörü oldu. Fakat saldırılar oradan geldi. Orada hazırlık yapan, kamuflaj bir isimle kendisine HTŞ diyen bir örgüt var. El-Nusra ağırlıklı, El-Kaide bağlantılı yapılar İdlib’ten hareket etti ve Halep’i aldılar. Bugün itibarıyla Hama’ya girmişler. Suriye ordusu da Hama’nın dışına savunma hattı kurulduğuna dair bir açıklama yaptı. Burada ne yapılmaya çalışılıyor? Nasıl yapılıyor? İdlib’te o kadar modernize edilmiş silahı nereden edindiler de böyle stratejik hamleler yapabildiler? Bir kere İdlib’in üç tarafı çevriliydi. Oradaki örgütler abluka altındaydı. Girilebilecek tek yön Türkiye’ydi. Türkiye’den geçmiş olacak ki bu kadar mühimmatı elde edebilmiş olsunlar. Türkiye görmeden, Türkiye’deki iktidar, güvenlik güçleri, asker, polis görmeden bu kadar mühimmat nasıl geçmiş olabilir? Olma ihtimali var mı? Bu ihtimalin zayıf olduğunu düşündüğümüzde işin içinde Türkiye’nin de olduğu net gibi gözüküyor. Daha doğrusu AKP iktidarı, on yıllık savaşta başaramadığını HTŞ ile bir şekilde uzlaşarak tekrar deniyor, bu süreci başlatıyor gibi görünüyor.”
‘HTŞ Lazkiye’ye ulaşırsa, yüz yıldır görülmeyen korkunç katliamlar yaşanır’
Heyet Tahrir El Şam teröristlerinin Lazkiye’ye girmesi durumunda bölgedeki farklı mezheplerden insanların katliamlarla baş başa kalabileceği uyarısında bulunan Ömer Ödemiş’e göre, HTŞ’nin ilerleyişinde Suriye ordusunun ve istihbaratının gösterdiği zaafiyet etkili oldu:
“Kimilerine göre dört parçalı Suriye planı için hamle yapıldı. Bir tarafta Kürtler, bir tarafta cihatçılar, bir tarafta mevcut Suriye devleti ve bir tarafta da Türkiye’nin kontrol ettiği böglelerde ‘Milli ordu’ gibi uydurma isimli ÖSO çetelerinin yer aldığı bir Suriye yaratılmaya çalışıldığı iddiaları var. Şunu düşünüyorum: Hama’dan sonraki nokta Humus zaten. Humus’un Alevi köyleri çok yaygındır. Hama’nın da böyledir. Sonrasında bulunan Tarsus, Cebele, Baniyas ve Esad’ın köyü olan Kardaha dahil Lazkiye gelir hatta. Oraya ulaşılması durumunda ciddi bir katliam yaşanır. Yüz yıldır insanlığın görmediği bir katliam yaşanır. Orada dört milyona yakın Alevi nüfus yaşar. Zaten radikal İslamcı kesim, Halep’te kimlik kontrolünde ‘Nusayri misin’ sorusunu soruyor. Birçok insanı katlettikleri haberleri geliyor. Lazkiye’ye geçerlerse çok tehlikeli olur. Şam’dan ve Lazkiye’den birkaç isimle konuştum. Şam rahattı. ‘Biz durduracağız, eminiz’ dedi. Bir rehavet, bir yorgunluk oluşmuş Suriye devletinde. Bu da sahaya yansıyor. Daha önce çok stratejik hamleler yapan Suriye ordusu, bir haftadır beklenenin çok gerisinde performans gösteriyor. Bir de istihbarat zaafiyetinin altını çizmek gerekiyor bu noktada.”
‘HTŞ, daha önce Türkiye’nin müdahalelerine refleks göstermiş bir yapıdır’
Heyet Tahrir Şam’ın eskiden El-Nusra denilen El-Kaide’nin Suriye uzantısı örgütün devamı olduğunun altını çizen Ödemiş, ÖSO gruplarının içinde ise birçok kaçakçının bulunduğunu belirtti:
“Bence Heyet Tahrir El Şam denilen Nusra, El-Kaide bağlantılı bir yapılanmadır. Daha önce de Türkiye’nin müdahalelerine refleks göstermiş bir yapılanmadır. Doğrudan biat etmezler. Biatları sadece El-Kaide’yedir. El-Nusra zaten El-Kaide’nin Nusra kolu olarak kurulmuştur. IŞİD ile Nusra arasındaki temel fark şudur: IŞİD, ilk İslamcıdır. Diğeri tamamen Sünnidir. Yani ‘ilk İslamcılık’, Hz. Muhammed’den sonrasını tanımamaktır. IŞİD, hiçbir mezhebi kabul etmez ve mezhepler üstü olduğunu iddia eder. Bu yüzden El-Kaide ile ayrışır ve bağımsızlığını ilan eder. Nusra ise Sünni bir yapılanmadır, mezhepleri kabul eder ve Sünnilik dışındakileri İslam’a karşı görür. Yok edilmesi gereken kafir olarak görür. Anlayış budur. Değişebilecekleri bir nokta yok. ‘Bunlar kafir değildir’ mi diyecekler? Bugüne kadar geldikleri ideolojik hattı yok mu sayacaklar? Zaten laikliğe tamamen karşılar. İdlib’te hilafet kurdular. İdlib çok küçük bir alan olsa dahi orada tam bir hilafet kurdular. Şeriat yasalarını orada küçük bir kapalı toplum içerisinde uyguladılar. Kadınların kafalarını kapattılar. Kur’an kursları açtılar. Zorunlu kıldılar. Eğitimi İslami kurallara bağladılar. Böyle bir yapılanma Suriye’nin daha büyük kısmını ele geçirince yapacakları şey benzeri olacaktır. Değişim olmayacaktır. Tehdidin büyüğü de Türkiye’ye olacaktır. Bunlar ölmeyi ve öldürmeyi çok iyi bilen, gördüğüm videolardan anladığım kadarıyla acımasızca insan katleden, gözü dönmüş yaratıklar. Bunların komşu olarak Türkiye sınırına yerleşmiş olmaları benim açımdan çok daha büyük bir tehdittir.
ÖSO denilen, Milli Ordu denilen yapılara bakarsak, en başından beri AKP kontrolünde biçimlenen güçler. Suriye savaşının başında Suriye ordusundan kaçanlar ve kaçakçı komutanlardan oluşan örgütlerdir. Eğit-donat diye bir proje vardı ABD destekli. Bunlara uygulanan bir projeydi. Fakat bunlar, Türkiye’nin olmadığı hiçbir mevziyi tutamadılar. Kazandıkları hiçbir savaş yoktur. Hep Türkiye’nin kontrolündeki bölgelerde var oldular. Ciddi başarıları yoktur. Lazkiye dağlarında hamleler yaptılar fakat her defasında yenilip geri döndüler. Birçok kayıp verdiler. Yani Türkiye’nin kontrolünde olan yapıdır fakat askeri açıdan çok başarılı değillerdir. Hatta eğit-donat sırasında verilen silahların çoğunu IŞİD’e teslim etmişlerdi. Böyle bir yapıdır ÖSO. Her açıdan sıkıntılı bir süreç bizi bekliyor. Bence vekalet savaşları bir süre daha devam edecek gibi gözüküyor.”
‘On yıllık savaşta, Suriye ordusu 150 bine yakın asker kaybetti’
Ömer Ödemiş’e göre Hizbullah her ne kadar İsrail’e karşı ciddi kayıplar verdiyse de gücünü toparlayıp Suriye’nin yanında olacaktır. Öte yandan Suriye ordusunun on yıl boyunca 150 binden fazla asker kaybettiğine dikkat çeken Ödemiş, Suriye ordusunun çok ağır bedeller ödediğini ifade etti:
“Hizbullah’ın Lübnan savaşında yıprandığı doğru. Yönetici kadrosundan birçok kişi kaybetti. Hizbullah ‘Bir zafer elde ettik’ diyor ama bedeli ağır oldu zaferin. Gazze için ne kadar ağır olduysa, Hizbullah için de o kadar ağır bir süreç oldu savaş. Hizbullah’ı yakından tanırım. Çok inançlı ve disiplinli bir örgütlenmedir. Şu anda henüz Suriye fotoğrafının içine girmediler. Suriye’yi yalnız bırakmayacaklarına dair açıklamalar var. Bir süre sonra katılıp savaşta yerlerini alacaklardır. Müdahaleleri ile çatışmanın yönünü ciddi olarak etkileyeceklerdir. Tabii burada önemli olan Suriye ordusunun duruşu. On yıllık savaşta, Suriye ordusu 150 bine yakın asker kaybetti. 350 bin civarı askerleri vardı, 150 bin asker kaybettiler. Kazanmanın bedeli ağır olur hep. Bu tür geri çekilmeler hep ağır kayıplar verdirmiştir. Sonunda toparlanıp kaybedilen yerler geri alınmıştır fakat kayıplar hep yüksek olmuştur. Hizbullah sürece dahil olacaktır. Bugün Suriye devleti, Şam üzerinde iki İHA düşürüldüğünü açıkladı. Kimi medyalar da uçak düşürüldüğünü söyledi. Şam’a yönelik hamleler yapılıyor. Irak’taki Haşdi Şabi’nin müdahalesine dair haberler çıkıyor fakat henüz Suriye’ye geçip savaşa katıldıklarına dair bende bir bilgi yok.”
‘Çatışmaların yoğun olduğu bölgelere doğru daha ciddi bir İran gücü görmek mümkün olabilir’
Doha’da gerçekleşecek Türkiye, Rusya, İran görüşmelerinden çatışma sahasını değiştirecek bir çözüm gelmesinin düşük bir ihtimal olduğunu vurgulayan Ömer Ödemiş, diğer yandan İran’ın Suriye’nin talebine uyarak asker göndererek çatışmalara dahil olabileceğini kaydetti:
“Bu hafta içinde Doha’da Astana görüşmeleri yapılacağına dair açıklamalar var. Türkiye, İran, Rusya’nın katılımının ve Suriye’nin de istihbari düzeyde katılım göstereceği bir toplantı olacak. Sonuç alınabilir mi görüşmelerde? Şu anda ateşkes yapılsa dahi ciddi sıkıntılar yaşanabilir. Halep söz konusu. Halep, üç bin yıllık tarihi bir kenttir. Bölge için de önemlidir. Kenti elinde tutan, bu coğrafyaya egemen olmuştur tarihte. Halep’i kimse bırakmak istemez kolay kolay. HTŞ’nin Ermenilerden katlettiği isimler var. Bilim adamlarını öldürdüler. Soyup yağmalıyorlar onları. Halep’te gayrimüslim çok fazla. Masadaki ateşkes şu anki sınırlarda olursa büyük sıkıntı olur. Astana görüşmelerinde çok ciddi sonuç alınacağını düşünmüyorum fakat diplomatik bir adım olacaktır. Rusya zaten savaşta. İdlib’i havadan yoğun şekilde vuruyorlar. Akdeniz’deki gemilerle de bugün İdlib’i vurmuşlar. Yaptıkları şey şu: Nusra tarzı radikal İslamcıların, Türkiye ile olan bağını İdlib üzerinden kesmek istiyorlar. İdlib’e kara harekatı başlayınca bu kesimler ortada kalacak. O bölgeye girildiğinde Türkiye ile İdlib’in bağlantısı kesilir. Böylece lojistik hatları kesilir. Psikolojik olarak da etkilenirler. Dönebilecekleri bir İdlib kalmaz ortada. Rusya yoğun şekilde bombalıyor İdlib’i dört gündür. Bu, süreci etkileyecek bir gelişme olarak değerlendirilebilir. İran’ın da yakın zamanda daha etkin müdahil olacağını düşünüyorum. Suriye’de düşük kapasiteli birkaç birlikleri vardı onlar da Şam’daydı. Seyyide Zeynep denilen bölgede mevzilenmişlerdi. Çatışmaların yoğun olduğu bölgelere doğru daha ciddi bir İran gücü görmek mümkün olabilir.”
‘Çok ilginçtir ki YPG, Tel Rıfat’ı hiç çatışmadan terk edip boşalttı ve ÖSO’ya verdi’
YPG’nin Tel Rıfat’tan ve Halep’teki mahallelerden çatışma yapmadan çıktığını aktaran Ömer Ödemiş, YPG’nin ÖSO ve HTŞ grupları ile bir çeşit mutabakata vardığını ve ABD’nin çatışma sınırlarını belirlediğini kaydetti:
“Çok ilginçtir ki YPG, Tel Rıfat’ı hiç çatışmadan terk edip boşalttı ve ÖSO’ya verdi. Yani daha önce de Afrin’i çatışmadan vermişlerdi. İlginç bir sürece doğru gidiyor PYD ve Kürt güçleri. Sanırım ABD’nin çizdiği çerçeve bu. Hiçbir çatışmaya girilmesini istemiyorlar. Birkaç noktada HTŞ ve ÖSO ile çatışmaya girdiklerini söylediler. Halep’te Kürtlerin yoğun yaşadığı yerlerde çatışma çıktığını söylediler. Fakat oralarda Kürt halkı boşaltma yönünde haberler var. Tel Rıfat’taki Kürt sivil halkı tamamen boşalttılar. Hatta Menbiç’e yakın noktadaki PYD’li askeri okul öğrencileri de Kamışlı’ya alınmışlar. Yani YPG-PYD, savaşın asli unsuru olmak yerine kendi bölgelerini koruma yönünde tavır oluyor. Şu ana kadar da ne HTŞ ne de ÖSO ile ciddi bir çatışmaya girmediler.”
‘Bana kalırsa Suriye’deki çatışmalar uzun sürecek’
Ödemiş’e göre Suriye’deki çatışmalar kısa sürede bitmeyecek:
“Bence bu Suriye savaşı uzun sürecek. On yıl savaş sürdü fakat insanlar biçimlenemedi. Bölge istedikleri kadar biçimlendirilemedi. Güçler tekrar toparlandı ve sahaya girdiler. Bugün Şam’daki bir arkadaşım, ‘Tüm dünyayla savaşıyoruz’ dedi. Birçok aktör var Suriye’de. Yorgun olan Suriye halkı ağır bedeller ödeyecek bu uzun süreçte. Umarım en az insan kaybıyla geçer bu süreç.”