YERİ VE ZAMANI

Veyis Sır: Türkiye’de maden faciaları kronikleşmiş vaziyette

Güçlü Özgan, Radyo Sputnik’te yayınlanan Yeri ve Zamanı programında, dünya madenciler gününde Türkiye’nin madencilik sektöründeki gerçeklerini Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Veyis Sır ile konuştu.
Sitede oku
Sadece 2024 yılında Türkiye’de 74 madenci iş cinayetinde hayatını kaybetti. Peki Türkiye bu sorunu neden çözemiyor?
Güçlü Özgan’ın konuğu olan TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Veyis Sır, Türkiye’de maden facialarının kronikleşmiş vaziyette olduğunu söyledi.
Sır, şöyle devam etti:
“Soma, Ermenek, Amasra ve İliç gibi dünya literatüründe olmayan kazaların bizim ülkemizde gerçekleştiğini görüyoruz. Bunun nedeni en başta 6331 sayılı yasanın yeterli olmaması. Bu yasa maalesef emekçiyi korumuyor, güvenli bir iş ortamı sağlamıyor. Tam aksine ucuz emek gücüne teşvik ediyor. Bunun yanı sıra maliyetlerin düşürülmesi ve denetimlerin yeteri kadar yapılamaması da var. Bu rakamların artması bizim denetimleri yeteri kadar yapamadığımızı ve madencilik konusunda sınıfta kaldığımızı gösteriyor. Avustralya’nın 12, Polonya’nın ise 5 katı iş kazasına maruz kalmışız. Şapkayı çıkarıp önümüze koymamız lazım ve yanlışlarımızla yüzleşmemiz lazım. Tabii bunu yapacak olanlar da siyasi irade, iktidar ve bakanlıktır. Kar hırsı ve denetimsizleşme bizi bu noktaya getirmiştir. Türkiye’de bugün madenlerde özel sektörün denetlenmesi mümkün değil.”

‘Sendikalaşma azalıyor, sermaye örgütleri ise güçleniyor’

“Süreçte hiçbir şey birbirinden bağımsız değil. Kanunlar ve özelleştirmeler iç içe girip sonuç olarak bu kazalara neden oluyor. Çayırhan Termik Santrali’nin özelleştirilmesiyle ilgili bir ilana çıkıldı ancak süreç 3 aylığına ertelendi. Ertelenme nedeni ise çok ilginç. Diyorlar ki maden sahalarının sınırlarının yeniden belirlenmesi ve maden emekçilerinin taleplerinin yeniden değerlendirilmesi gerek. Kendileri bile yeteri kadar değerlendirmemişler, yeniden değerlendirme ihtiyacı duymuşlar. Santralde toplam 2 bin 100 kişi istihdam ediliyor. İşçilerin geleceğiyle ilgili herhangi bir madde bulunmuyor. Özelleştirmeler iş facialarını ve verimsiz çalışma ortamını getiriyor. Sendikalaşma, Türkiye’de her geçen gün azalıyor. Özel sektör ve sermaye örgütleri ise gittikçe güçleniyorlar. Her yerde bir etki alanları var. Kamunun üretimdeki gücünü kaybetmesi ve buradan çekilmesi demek maalesef faciaları ortaya çıkarmıştır. Şu an Türkiye’deki maden işçilerinin sendikalaşma oranı yüzde 20’ler civarında. Diğer ülkelerle kıyasladığınızda bu oranın çok düşük olduğunu görüyorsunuz. Kanun düzenlemeleriyle sendikalaşmayı teşvik edici bir anlayış planlaması yapılması gerekiyor. İşçiler de örgütlenme konusunda istekli olmalı ve başka çarelerinin olmadığını görmeliler. Ancak o zaman insanca yaşayabilecekleri bir ücret elde edebilecekler ve can güvenliklerini sağlayacak bir şekilde çalışmalarını sürdürecekler.”
Yorum yaz