Bizler, sağlık hizmetlerini yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda insanlığa hizmet olarak gören bir medeniyetin mirasçılarıyız. Peygamber Efendimizin (Sallallahü teala aleyhi ve sellem), sağlığın kıymetini vurgulayan ‘İki nimet vardır ki, insanların çoğu onları değerlendirme hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit.' hadis-i şerifi, devlet yönetme kültürümüzü ifade eden ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın' sözü, bizim anlayışımızın temelini oluşturur. Bizim sadece sağlık alanında değil, her alanda tüm çalışanlarımıza, emekçilerimize yaklaşımımız da bu şekildedir. Bu anlayışımızla, her alanda emekçilerimizle birlikte çalışma hayatımızı daha ileri taşımak için çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırma ve vatandaşlarının her birine eşit ve adil sağlık hizmeti sunma hedefiyle son 22 yılda büyük bir dönüşüm gerçekleştirmiştir. Bu süreçte, sağlık alanında devrim niteliğinde projeler ve değişiklikler hayata geçirilmiş, sağlık sisteminin her bir unsuru yeniden yapılandırılmıştır.
'Türkiye, küresel sağlık turizminin öncüsü olmuştur'
Pek çok alanda dünyanın sayılı merkezlerinden biri haline gelen Türkiye, küresel sağlık turizminin öncüsü olmuştur. Türkiye'nin sağlıkta gerçekleştirdiği bu hamleler, yalnızca bir başarı hikayesi değil, aynı zamanda tüm dünya için örnek alınması gereken bir modeldir. Bu reformlar, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliği, vatandaş odaklı yaklaşımı ve ileri görüşlü politikaları sayesinde hayata geçirilmiştir. Bugün gelinen noktada, Türkiye, sağlık hizmetlerinde sadece kendi halkına değil, insanlığa hizmet eden bir ülke konumuna ulaşmıştır. Türkiye'nin vizyonu her alanda olduğu gibi, insan onuruna yakışır bir iş yaşamının temin edilmesine de dayanmaktadır. Bu doğrultuda, iş sağlığı ve güvenliği alanında yürüttüğümüz çalışmalar, insanı merkeze alan bir yaklaşımla şekillendirilmiştir. Bu çalışmaların mihenk taşı olan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, yalnızca hukuki bir düzenleme değil, aynı zamanda toplumun her kesimine hitap eden bir güvenlik kültürünün inşa sürecidir. Bugün Türkiye, iş sağlığı ve güvenliği konusunda müstakil bir kanuna sahip olan ve bu mevzuatı sürekli geliştiren sayılı ülkeler arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra, alanında uzman kadrolarımız ve güçlü bir kurumsal altyapımız, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin etkin bir şekilde sunulmasını sağlamaktadır. Dünyada yaşanan dijital dönüşüm çerçevesinde teknolojik yeniliklerden yararlanarak iş sağlığı ve güvenliği süreçlerini dijitalleştiriyoruz. Özellikle, işyerlerindeki riskleri önceden tespit etmeye yönelik yapay zeka destekli projelerle, güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması için proaktif bir yaklaşımı hayata geçiriyoruz. Her ne kadar önemli mesafeler kat etmiş olsak da, iş sağlığı ve güvenliği alanında ‘sürekli iyileşme' prensibi doğrultusunda çalışmalar devam etmektedir. Hedefimiz, daha güvenli çalışma ortamları sağlayarak iş kazalarını ve meslek hastalıklarını tamamen ortadan kaldırmak ve Türkiye'yi bu alanda dünya lideri bir ülke konumuna taşımaktır.