Türkiye'deki diri fay hatları inceleme altına alındı. Ülkenin çeşitli bölgelerinde bulunan 132 diri fay üzerinde çalışma gerçekleştiren bilim insanları, fayların deprem tarihçesi, faylar üzerinde en son depremin ne zaman meydana geldiği ve bu faylarda depremlerin tekrarlanma olasılığını araştırıyor.
Hali hazırda 485 diri fay hattı bulunurklen bunlardan 132'si inceleniyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), 24 üniversite, 100'den fazla bilim insanı ve 300'ün üzerinde bursiyer, Türkiye'deki 485 diri fay hattından 132'sinde aynı anda çalışma yürütüyor.
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, projeyle ilgili bilgi verirken fay hattı uyarısında da bulundu. Prof. Dr. Tatar, Türkiye'de önceliklendirilmiş faylar üzerinde çalışma yürüttüklerini ifade etti. Çalışmaların önemli olduğunu belirten Tatar, şunları söyledi:
"132 diri fay üzerinde aynı anda yürüyen bir proje dünyanın en büyük paleosismolojik projesidir. Dünyada bu boyutta ve büyüklükte aynı anda 132 fayın birlikte çalışıldığı başka bir proje yok. Projeden elde edilen sonuçları birçok yerde kullanacağız. Özellikle bütünleşik ve risk haritalarını oluştururken elde ettiğimiz veriler önemli bir altlık oluşturacak. Proje sonrasında Türkiye Diri Fay veri tabanı oluşmuş olacak ve bunu Afet Risk Azaltma Sistemi'ne (ARAS) entegre edeceğiz. Belediyeler ve kamu kurumları projenin sonuçlarını kullanma, değerlendirme ve uygulamaya koyacak."
'Bu sayı belki de 500'ün üzerine çıkacak'
Türkiye'de birçok fay hattı bulunduğunu dile getiren Tatar, yapılacak her çalışmanın önemli olduğunu söyledi. Tatar, şöyle konuştu:
"Ülkemiz dünya topraklarında en fazla diri fay bulunduran ülkesi, toplamda 485 tanımlanmış diri fay var. Hala bu çalışmalar devam ediyor ve bunlar sürdükçe bu sayı belki de 500'ün üzerine çıkacak. Bu dinamik bir süreç, bu süreçte kurum ve bilim adamları yaptıkları bu çalışmalarla buna katkı sağlıyorlar. 485 diri fayın uzunluğunu dikkate aldığınızda 14 bin 500 kilometre gibi bir uzunluk çıkıyor ve bu ciddi bir rakam. Böyle bir ülkede sürekli bu çalışmaları artırmamız gerekiyor. Ortaya çıkan sonuçları mantıklı ve sağlıklı bir şekilde kamu kurumları ve vatandaşa sunulması önemli."