Enflasyonla mücadele için düşük asgari ücret gerekliliği savunulmakta. Bir rakam açıklamak yerine tespit yapılırken temel alınması gereken ilke; bir işçinin ailesiyle günün ekonomik ve sosyal şartlarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir düzeyde asgari ücret tespit edilmeli. Bizi yok saymasınlar. Zordayız, geçinemiyoruz. Geçinmekle ilgili sıkıntımız var.
'Emeklilik sisteminin tepeden tırnağa masaya yatırılması gerekir'
Bunun yolu da sendikalaşmanın ve sendikal hakların kullanımının önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Bir ülkede sendikalı işçi sayısı ne kadar az ise, toplu sözleşme kapsamı ne kadar sınırlıysa, o ülkede asgari ücretle çalışanların oranı o kadar artar. Asıl meselemiz, asgari ücretin kaç lira olacağı değil, asgari ücretin ve tüm ücretlerin alım gücüdür. Bu ülkede asgari ve tüm ücretlerin yaşanan bu yüksek enflasyonun sebebi olarak görülmesinden vazgeçilmesidir. Enflasyona ücretlerin etkisi son derece sınırlıdır. Büyümeden, milli gelir artışından bu büyümeyi yaratan işçiler, emekçiler payını alamıyor bu politikalar nedeniyle. Emeklilik sisteminin tepeden tırnağa masaya yatırılması gerekir.
'2025 yılında emekliliği hak edecekler için büyük bir mağduriyet var'
Prim sisteminde daha fazla prim ödeyenin daha fazla maaş aldığı, sistemde daha çok kalanın daha fazla maaş aldığı bir modeli inşa etmemiz gerekiyor. Bunu yapamazsak 2024 yılında pek çok insan zorunlu olarak emekliliği tercih edecektir. 2025 yılında emekliliği hak edecekler için büyük bir mağduriyet var.