'Yeni düzenlemeleri de hayata geçireceğiz'
"Böyle bir endekse güvenilir mi? Bunlar tamamen kara propaganda. Ülkemiz için yapılan kara propaganda ve bu kara propagandanın, bu güvenilmeyen saçma sapan endekslerin sözcülüğünü de maalesef muhalefet partileri burada yapmanın gayreti içerisinde. Biz yargımızın karalanmasına kesinlikle müsaade etmeyiz. 25 bin hakim ve savcımız gece gündüz büyük gayret içerisinde milletimizin yargı hizmetlerinden en adil bir şekilde yararlanması için çalışıyor. İçerisinde elbette ki hatalı kararlar veren olabilir ama bunun düzeltilme mekanizması istinafı, temyizi, itirazı mümkün ve kendi içerisinde bunlar gerçekleşir. Dolayısıyla bu kasıtlı, Türkiye'nin hak etmediği propagandaya karşı uyanık olmamız lazım. Ülkemizde hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir adalet sistemi konusunda aldığımız mesafeyi daha ileriye taşıyacak Yargı Reformu Strateji Belgemizi de önümüzdeki günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Özellikle toplumu huzursuz eden suç ve suçluyla mücadeledeki kararlılığı ortaya koyan yeni düzenlemeleri de inşallah hayata geçireceğiz."
"İkisi birden olacak diyoruz. Bunun için yola çıktık. Güvenilir, hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi noktasında çok mesafeler aldık. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında eğer hukukun üstünlüğünü esas alan yargı sistemini tesis etmeseydik, geçmişte 367 krizlerini çıkaran yargı sistemi, geçmişte 12 Eylül'lerde darbecilerin yanında duran yargı sistemi, 28 Şubat'larda darbeciler karşısında cübbelerini yerlere seren, onların karşısında 'hazır ol'da duran yargı sistemi, 27 Mayıs'ta Adnan Menderes'leri, bakanları idama mahkum eden yargı sistemi eğer ülkemizde hakim olsaydı 15 Temmuz'da bu milletin darbecilere karşı başarılı olabilmesi mümkün olabilir miydi?"
"Tarafsız ve bağımsız yargı, elbette ki maddi gerekçe neyse ona göre karar verir. Kesinleşmiş bir hüküm var. Ee, Batı böyle istiyor. Tamam da kardeşim. Türk yargısı tarafsız ve bağımsız. Dosyadaki delillere göre de ilk derecesi, istinaf, Yargıtay'ı karar vermiş. Burada öldürülenler var, şehit edilen polisler var. Taşlanan dükkanlar, sokakları ateşe vermek isteyenler var. Bir hukuk devletinde şiddete yer var mı? Hukukta, adalette şiddete yer olur mu? Hukuk devletinin olduğu yerde dükkan taşlamak serbest mi? Polise taş atmak, basın araçlarını taşlamak, terörist ele başlarının posterlerini binalara asmak hukuk devletinde mümkün olabilir mi? Kendisine hukuk devletiyim diyen Batı ülkeleri buna müsaade eder mi, ediyor mu?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde şiddete, teröre yer yoktur. Hukuk devletinde şiddet çağrısı Türk Ceza Kanunu'na göre, evrensel hukuka göre de suçtur. Hukuk devleti, şiddet çağrısına eğer müsaade ederse, orası hukuk devleti değildir. İşte, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, hukuk devletinden uzaklaştığını söyleyenler ama bir taraftan da sırtını teröre rastlayanlara, sırtını PYD'ye, PKK'ya yaslayanlara, sırt sırta olanlara bu ülke, bu millet hiçbir zaman müsaade etmez. Bunu böyle bilelim."
"Güvenlik güçlerimiz saldırganı yakalamak için çalışma yapıyorlar. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından hızlı şekilde soruşturma başlatıldı. Saldırganların yakalanmasıyla ilgili çalışmalar sürüyor. Kısa süre içerisinde yakalanacağını tahmin ediyoruz. Ben buradan, Beylikdüzü İlçe Başkanı'mızın şahsında teşkilat mensuplarımıza, Beylikdüzü halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Adli soruşturmayı da takip ediyoruz."