SAĞLIK

Diyabetli çocuklar artık parmaklarını delmek istemiyor, hayatlarını kolaylaştıracak 'sensör'ü bekliyor

Ayda 300 kereye kadar parmaklarını delmek zorunda kalan Tip 1 Diyabetli çocukların en büyük talebi, kanlarındaki glikoz seviyesini ölçen 'sensörlerin' devlet tarafından karşılanması. Bu talepleri defalarca dile getirildi, defalarca konuşuldu ama şu ana kadar somut bir adım hala atılmadı. Dünya Diyabet Günü öncesinde bunu bir kez daha yineliyorlar.
Sitede oku
Türkiye'de 30 bin Tip1 Diyabet hastası çocuk var. Kanlarındaki glikoz seviyesini ölçmek için ise hala günde 8-10 kez, yani ayda 300 kez parmaklarını delmek zorunda kalıyor. Bu da çocuklar için hem fiziksel bir acı hem de tehlikeli. Çünkü bunu 'yapmadıklarında' ya da 'yapmaya çekindiklerinde' kanlarındaki glikoz seviyeleri düşüşü göremedikleri için hayatları tehlikeye giriyor. Bu çocukların hayatlarını kolaylaştıracak 'sensör' ise SGK tarafından karşılanmıyor. Aileler bunu bazen kendi imkanlarıyla alabiliyor ama alamayan çok sayıda da aile var. Bu konuda yıllardır mücadelesini sürdüren Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü öncesinde konuyu Sputnik'e anlattı.

Her yıl 2 bin çocuk diyabet tanısı alıyor

İnsüline bağımlı diyabet olarak da bilinen tip 1 diyabet, bağışıklık sisteminin pankreastaki insülin yapan beta hücrelerine saldırması ile insülin üretiminin yetersiz ya da hiç olmadığı, insülin ihtiyacının takviye ile karşılanmak durumunda kalındığı kronik diyabet hastalığı türü. Tip 1 diyabete genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde rastlanıyor.
Dünyada 150 bin, Türkiye'de ise 2 bin civarında çocuğun Tip 1 Diyabet tanısı aldığını belirten Prof. Dr. Hatun, "Çocuklarda görülen diyabet vakalarının yüzde 95’inden fazlasını, aniden başlayan, insülin salgılayan beta hücrelerinin “otoimmün saldırı” sonucunda zedelenmesi ile meydana gelen ve ancak insülin ile hayatlarını sürdürebilen tip 1 diyabet vakaları oluşturur. Tip 1 diyabet, erişkinlerde görülen tip 2 diyabete göre çok daha seyrek görülür. Dünyada 20 yaş altında 1.5 milyon, ülkemizde ise 30 bin tip 1 diyabetli var; her yıl ise dünyada 150.000, ülkemizde 2000 civarında çocuk tip 1 diyabet tanısı almakta. " diye konuştu.

Diyabetli çocukların kaderine değiştiren en önemli ilerlemelerden biri

İşte tam bu noktada ise 'sensörlerin önemi ortaya çıkıyor. Prof. Dr. Hatun bu sensörlerin ödenmesi konusundaki duyarsızlığın sürdüğünün altını çizerken şunları söyledi:

"Hiç kuşkusuz, tip 1 diyabetlilerin yıldızının parladığı, hayatlarını belirleyen anlardan en büyüğü insülinin keşfi. O günden beri, son 104 yılda tedavide birçok ilerleme oldu ama sensörlerin bulunuşu onlar için yıldızlarının parladığı ikinci en büyük anlardan birisi.

Sensörler, doku sıvısından her 5 dakikada bir (günde 288 kez) ve acısız bir şekilde glukoz ölçümü yapabilmekte. Diyabetliler için bir tür üçüncü göz-glukoz gözü olarak işlev gören sensörler sayesinde glukoz yükseklik ve düşüklükleri önceden tahmin etmek ve buna göre erken davranmak, alarmlar sayesinde uyarılmak ve akıllı telefonlar üzerinden ailelerin çocuklarının glukozunu uzaktan izlemesi mümkün. Sensörler tip 1 diyabetli çocukların kaderini değiştiren en önemli ilerlemelerden birisi ve başta çocuklar olmak üzere bütün tip 1 diyabetlilerin hakkı."

'Geri ödeme kapsamına alamayacaklarını söylediler'

Prof. Dr. Hatun sensörler konusunda son durumu da şöyle anlattı:
"Son günlerde özellikle de sayın Cevdet Yılmaz ve Mehmet Şimşek ile yapılan görüşmelere katılanlardan bizlere ulaşan duyumlarda elde edilen bilgilerden “diyabetli çocukların sensör ihtiyacının farkında olduklarını ama bütçedeki açık nedeniyle sensörleri ödeme kapsamına alamayacaklarını söylediklerini öğrenmiş bulunuyoruz.
Bu haberle bizler için büyük bir hayal kırıklığı oldu, çünkü sensörlerin SUT kapsamına alınması konusunda bilimsel diyabet kuruluşları temsilcileri olarak 8 Mayıs 2024 Saat 9.30-10.30 saatleri arasında Maliye Bakanlığı’nı ziyaret etmiş ve gayet olumlu geçen toplantıda önerilerimizi iletmiştik.
Bu görüşme sonrasında hiçbir ilerleme olmamasını, “sizi anlıyoruz, hak veriyoruz, gerekeni yapacağız, yerli sensör için çalışıyoruz gibi” sözlerle, 7-8 yıldır bizlerin, diyabetli çocukların ve ailelerinin oyalanmasını, sensörleri ödememek için bunca zaman ayak direnmesini ve sürüncemede bırakılmasını akla ve mantığa sığdıramıyoruz. Bunun diyabetli çocuklar ve aileleri açısından çok büyük bir haksızlık ve merhametsizlik olduğunu belirtmek istiyoruz."
SAĞLIK
Yağ hücrelerinden insülin üreten hücrelere: Tip 1 diyabet tedavisinde çığır açan başarı
Yorum yaz