Kahve tüketimi geçmişte sağlık problemlerinin artışıyla ilişkilendiriliyordu. Son on yılda yapılan araştırmalar kahve içmenin aslında sağlığa ne kadar fayda sağlayabileceğini ortaya koydu. Dünyadaki en popüler psikoaktif ilaç olan kafein, yüzyıllardır insanlar tarafından tüketilmesine rağmen sağlık üzerindeki etkisi konusunda karışık bilgiler mevcut.
1980'ler ve 90'larda kahvenin 'kötü bir şey' gibi gösterildiğini söyleyen uzmanlar o dönemde kahve içen kişilerin kardiyovasküler hastalık riskinin daha yüksek olduğu kanısına varıldığını belirtiyor. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı'nda (IARC) çalışan bilim insanları yüz binlerce kahve içicisinden aldıkları verilerle, kahve tüketiminin sağlık açısından fayda mı sağladığını yoksa hastalık risklerini artırdığını mı öğrenmek için bir araştırma yaptı.
Kahve, tost, kek, cips gibi yiyeceklerde bulunan akrilamid isimli bir kanserojen madde kanser riskinin artmasıyla ilişkilendirildi. Ancak IARC'nin 2016 yılında yaptığı araştırma sonucu kahvenin 65 santigrat derece üzerinde sıcaklıkta içilmediği sürece kanserojen olmadığı sonucuna varılmıştı. 2023 tarihinde yapılan başka bir araştırma sonuçları ise, kahvenin diyet listesinde ana akrilamid kaynaklarından biri olmasına rağmen, kanser riskiyle ilişkili olduğuna dair güçlü ve kesin bir kanıtın olmadığı savunulmuştu.
'Günde birkaç fincan kahve içmenin sağlığa zararlı olduğuna dair bir kanıt yok'
Kahve üzerinde yapılan araştırmalar, kahvenin aslında koruyucu bir etkiye sahip olabileceğini buldu. IARC'de profesör olan Marc Gunter'ın 2017 yılında yayınladığı bir çalışmada, 16 yıllık bir süre boyunca Avrupa'nın genelinde yarım milyon insanın kahve içme alışkanlıklarını inceledi. Gunter, kahve içenlerin kalp hastalığı, felç ve kanserden ölme risklerinin düşük olduğunu saptadı. Gunter'ın bulguları, ABD ve dünyanın diğer bölgelerinde yapılan yakın tarihleri çalışmalarda elde edilen bulgularla tutarlı olduğu görülmüştür.
Gunter, günde dört fincana kadar kahve tüketenlerin, hiç içmeyenlere kıyasla daha az hastalık riskine sahip olduğu konusunda gözlemsel çalışmaların hemfikir olduğunu söylüyor. Kahvenin potansiyel faydalarının daha da ileri gidebileceğini belirten Gunter araştırmasında, kahve içenlerin sigara içme ve sağlıksız beslenme olasılıklarının içmeyenlere göre daha yüksek olduğunu fark etti. Bu durum, kahvenin sağlıksız davranışların vücuda etkilerini geçersiz kıldığı anlamına gelebilir.
Araştırmalar, ister kafeinli olsun ister kafeinsiz, kahvenin aynı miktarda antioksidan içerdiğini buldu. Gunter, araştırmasında kafeinli ve kafeinsiz kahve içen kişilerin sağlıkları arasında herhangi bir fark olmadığını tespit etti. Bu da, kahvenin sağlık faydalarının kafein dışında bir şeyden kaynaklandığı sonucunu çıkardı. Ancak bu araştırmaların hepsi, neden ve sonuç ilişkisini doğrulamayan nüfus verilerine dayanıyordu.
'Bazı hastalıkların riskini azaltıyor'
Bristol Üniversitesi'nde kafeinin davranış, ruh hali, uyanıklık ve dikkat üzerindeki etkilerini inceleyen Peter Rogers, kahve tüketen kişilerin içmeyenlere göre daha sağlıklı olabileceğini söylüyor. Rogers, 'düzenli olarak kahve tüketen kişilerin genellikle daha yüksek kan basıncına sahip olduğunu, bu durumun kardiyovasküler hastalık riskini artırması gerektiğini, ancak kahve tüketiminin yüksek kardiyovasküler hastalık riskiyle ilişkili olduğuna dair bir kanıtın olmadığını' vurguluyor.
2021'de yapılan bir başka araştırmada, kafeinsiz, instant veya çekilmiş kahve de dahil olmak üzere tüm kahve türlerinin kronik karaciğer hastalığı riskinin azalmasıyla ilişkili olduğu bulundu.