TÜRKİYE

Tarihin tozlu sayfalarından 'sarsıntı' anları: Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne büyük depremler

Deprem ülkesi olan Türkiye, tarihi boyunca hep depremlerle sınandı. Osmanlı İmparatorluğu döneminde başta İstanbul, İzmir, Balkanlar olmak üzere meydana gelen depremlerle ilgili hazırlanan 'Osmanlı İmparatorluğu'nda Doğal Afetler' isimli kitap, geçmişten bugüne Türkiye depremleri ve Türkiye deprem haritasını gözleri önüne seriyor.
Sitede oku
Türkiye son olarak 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerle sarsıldı. 50 binden fazla kişi yaşamını yitirirken 11 ilde yüzbinlerce ev yıkıldı. AFAD ve Kandilli Rasathanesi gibi kurumların yayınladığı son depremler istatistikleri ve deprem son dakika haberleri, aslında Türkiye'nin üzerinde bulunduğu hareketli fayları ortaya koyuyor. Başka bir deyişle şehirleri alt üst eden deprem aslında 'Türkiye'nin 'kaderi'. Fay hatlarının en çok geçtiği topraklar üzerine kurulan Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu zamanından beri depremlerle sınanıyor. O dönemin şartları içerisinde yaşanan depremler başka İstanbul olmak üzere bir çok şehri defalarca yerle bir etti.
Küllerinden yeniden doğan şehirlerde yaşanan depremler Tarih Vakfı Yurt Yayınları tarafından çıkarılan 'Osmanlı İmparatorluğu'nda Doğal Afetler' isimli kitapta bir kez daha anlatıldı. Anadolu, Balkanlar, İyonya, Ege Adaları, Girit ve Karadeniz bölgelerinde Osmanlı çağının çeşitli dönemlerinde meydana gelen doğal afetlerin ele alındığı kitapta, Osmanlı belgeleri, Venedik Konsolosluk yazışmaları, Memluk ve Bulgar Kayıtları, St Jean Şövalyelerinin ve Amerikan misyonerlerinin raporları, Yunan sismologion’lar gibi çok farklı kaynakların anlatımları yer aldı.

İstanbul depremlerini böyle anlattılar: Türk topraklarındaki depremlerin kronolojisi

Kitapta, İstanbul'da bulunan yabancı misyonların kendi tuttukları notlara yer verildi. Fransa Büyükelçiliği tutanağına 1608'de düşülen notta, 'ocak ayının ilk günü geceleyin İstanbul'da büyük bir deprem oldu' denilirken, Hollanda Büyükelçiliği'nin tutanağında ise 5 Ekim 1754 Fransızca olarak ' hafif sarsıntıları hepimize büyük acı veren şiddetli bir deprem izledi' notu dikkat çekiyor.
Yine 1766 Mayıs'ında Fransa Büyükelçiliği 'taştan yapılma pek çok kamu binasını yerle bir eden şiddetli depremin verdiği korku ve rahatsızlık' notu yer alan deprem şehre büyük hasar vermişti.
1850 yılında Hamburg Konsolosu 19 Nisan'ı 20 Nisan'a bağlayan gece İstanbul'da pek az başka yerlerde çok şiddetli hissedilen sarsıntıyı, 'Ulubad'da henüz 4 yıl önce inşa edilmiş olan Rum Kilisesi pek çok evle birlikte yıkıldı' diyerek rapor veriyor.
16 Şubat 1659 tarihinde bir Transilvanyalının söylediği, 'öğleden sonra saat 2 ile 3 arası büyük bir deprem oldu, bir çok ev yıkıldı, sarsıldı, surun pek çok yerinden büyük parçalar kopup düştü ' notu kitapta yer alıyor.
Batılı din adamlarının notları da İstanbul'da yaşanan depremlerle ilgili önemli ipuçları veriyor. 10 Temmuz 1894 İstanbul depreminde Les Missions Catholiques'e göre Aya Stefona'da meydana gelen olaylar kitapta şöyle anlatılıyor:
"Yapıdan kalanların çökeceğinden korkan 'papazlar ve çömezleri' bir saniye düşünmeden kendilerini su attılar. Saygıdeğer papaz büyük cesaret göstererek ayin eşyalarının durduğu dolabın içindeki almak üzere her an çökebilecek yıkıntıların arasına girdi."

İstanbul'u 'beşik gibi sallayan deprem'

1894'de meydana gelen ve tarihi kaynaklarda, 'Büyük Hareket-i Arz' olarak anlatılan depremle ilgili de kitapta yabancı bir misyona gelen mektupta şunlar söyleniyor: "9 Temmuz depremi bu yüzyıl içinde bölgedeki en ciddi deprem olmasına ve büyük can ve mal kaybına yol açmasına rağmen misyon çevresi herhangi bir hasara uğramadı."
Bu depremle ilgili olarak misyona ait olan bazı kilise ve yapılardaki hasarlar hakkında da, 'Gedikpaşa'daki gecekondu mahallesinde kurulmuş olan Mission House ve hemen yanında Langa semtindeki Protestan kilisesinin hasarı ciddi boyuttaydı." bilgisi de iletiliyor.

'Dağlar, bütün dünya ve deniz sallanıyordu'

Kitapta yine deprem fayları üzerinde yer alan ve defalarca depremle sarsılan İzmir'e dair bilgiler de yer alıyor. 1674 yılında Fransa Büyükelçiliği'nin sekreteri Delacroix'in günlüğünde yılı boş bırakılan bir depremden şöyle bahsediliyor: Öyle şiddetliydi ki kenti yarısında fazlası birbirine girmiş korkunç yıkıntılardan bir kütleye dönüştü. O dehşet verici sarsıntı bütün ağaçları kökünden devirdi."
1739'daki depremi ise Marsilya temsilcisi de, "Frenk Mahallesi'nde 'evlerden yerle bir olmayanlar da' öyle bir sarsıldı ki içlerinde oturulacak gibi değil" yorumunu yapmış. Yine o dönemde yaşananların kenti ayağa kaldıran 'kentin başpapazının yolsuzlukları' yüzünden Tanrı'nın öfkesinin kabarması olarak kabul edildiği de verilen bilgiler arasında yer alıyor.
Yine 2 Haziran 1664 depreminde Hollandalı bir seyyahın notlarında da, "Korkunç bir deprem: Dağlar, bütün dünya ve deniz sallanıyor ve titriyordu. Limanda bulunan gemiler suda çalkalanıyor, içinde bulunduğumuz evin duvarları birbirinden ayrılıyordu" bilgileri yer alıyor.

İlk baskısı 1997 yayımlanmıştı

Türk Tarih Vakfı (TTV) tarafından İlk kez 1997 yılında yayımlanan ve Osmanlı dönemindeki doğal afetlerin detaylıca incelendiği ‘Osmanlı İmparatorluğu’nda Doğal Afetler’ adlı kitap Millî Reasürans’ın katkılarıyla ile yeniden yayımlandı. Kitapta Osmanlı dönemindeki doğal afetler, bunların toplumlara etkisi ve yıkılan Osmanlı kaleleri gibi çok detaylı bilgi yer alıyor. Girit Üniversitesi Akdeniz Araştırmaları Enstitüsü’nün Türkoloji Programı tarafından 10-12 Haziran 1997’de Rethymno’da düzenlenen konferansa sunulan tebliğlerden oluşan kitap, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan doğal afetleri geniş bir zaman diliminde ele alıyor. İlk bölümde yer alan 14 makale depremler konusuna eğiliyor, daha kısa olan ikinci bölümdeki üç makale ise selleri ve kuraklıklara değiniyor.

İstanbul 'küçük kıyamet'i yaşamıştı

İstanbul'un geçirdiği en büyük depremlerden biri Osmanlı tarihçilerinin 'küçük kıyamet' diye adlandırdığı 1509 depremi. İstanbul başta olmak üzere bölgede ağır hasara neden olmuş, İstanbul'da kesin olmamakla birlikte 15 bin kişi hayatını kaybetmişti. Anadolu Hisarı, Yoros Kalesi, Boğaziçi, Rumeli Hisarı, Kızkulesi, Haliç ağır hasar görmüştü. .
22 Mayıs 1766 Kurban Bayramı’nın üçüncü günü sabah saatlerinde meydana gelen büyük depremde ise yaklaşık dört bin kişi hayatını kaybetti. İzmit'ten Gelibolu'ya kadar uzanan Marmara fay hattını kıran depremde tsunami dalgaları oluşurken, camiler Topkapı Sarayı ve anıtlar büyük zarar görmüştü.
Temmuz 1894'de meydana gelen depremde ise dönemin tarihçileri İstanbul'un 'beşik' gibi sallandığını anlatırken, tarihi kaynaklarda, Büyük Hareket-i Arz, Zelzele-i Azîme ya da Zelzele-i Müdhîşe olarak kaydedilen bu deprem, özellikle İstanbul ve çevresinde ağır hasara yol açtı. Kapalıçarşı başta olmak üzere bir çok ticari yer yıkılırken, bir çok spekülasyonun da ortaya çıktığı deprem olarak tarihteki yerini aldı.
TÜRKİYE
Olası Marmara Depremi'nde 'tsunami' uyarısı: '6.5'ten fazla olası bir depremde 3 metreye varan tsunami olabilir'
Yorum yaz