Bugün günün ilk saatlerinde İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan, görevden alındı. Görevden alınan başkanlar yerine kayyum ataması yapıldı. Mardin’de Türk’ün yerine Mardin Valisi Tuncay Akkoyun, Batman’a Sönük’ün yerine Batman Valisi Ekrem Canalp, Halfeti’de ise Karayılan yerine Halfeti Kaymakamı Hakan Başoğlu görev yapacak.
İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı yazılı açıklamaya göre Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün görevden alınmasının nedeni olarak Kobani davasında 10 yıl hapis cezası alması gösterildi, hakkında devam eden dava ve soruşturmalar da gerekçe olarak sunuldu. Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük'ün ve Şanlıurfa Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan'ın görevden alınma nedeni olarak "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan aldıkları 6 yıl hapis cezaları ve haklarında "silahlı terör örgütüne üye olma suçundan" yürütülen soruşturma gerekçe gösterildi.
Tüm bu olanlar akıllara Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in de görevden alınıp tutuklanmasını getirirken gözler halihazırda davası bulunan ve "siyasi yasak" riski konuşulan Ekrem İmamoğlu’na çevrildi. 2019 yılında İmamoğlu, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisine "ahmak" demesine yanıt olarak "31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır" dediği için, YSK üyelerine hakaretten 2 yıl 7 ay hapis cezası aldı. Ancak yargılama devam ettiği için siyasi yasak kararı çıkmadı. Bunun doğrultusunda Ekrem İmamoğlu da benzer bir durum ile karşı karşıya kalır mı? Kayyum atamalarının hukuki bir gerekçesi var mı? Avukat Doğan Erkan Sputnik’e özel anlattı.
‘En temel sorun OHAL KHK’sının süresini aşan şekilde uygulanmasıdır’
Avukat Doğan Erkan, Mardin, Batman ve Halfeti’ye kayyum atanma kararı hakkında en temel sorunun OHAL KHK’sının süresini aşan şekilde uygulanması olduğunu belirtirken yeni kayyum atamalarının hukuki karşılığı hakkında şunları söyledi:
“Türkiye’de 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ile ilan edilen Olağanüstü Hal Döneminde, 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yerel yönetimlerde belediye başkanlıklarına vesayet makamlarınca ‘kayyım’ atanması uygulaması getirilmiştir. En temel sorun, OHAL KHK’sının OHAL süresini aşan şekilde uygulanmasıdır. İkincisi OHAL KHK’sı ile olağan yasaların kalıcı olarak değiştirilmiş olmasıdır. Bu durumda mevcut siyasi iktidar, fiilen Olağanüstü Hal uygulamaktadır. Kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan görevden sürekli olarak almak sonucunu doğuran ve yerine seçilmiş belediye meclis üyelerinin yeniden belirleyebileceği makamı bu şekilde gasp etmek niteliğindeki, demokrasiye de, yerinden yönetim ilkesine de, seçme ve seçilme hakkına da açıkça aykırı bu siyasi karar kullanımı açıkça Anayasanın 13. Maddesine aykırıdır.”
Ekrem İmamoğlu da olası bir kayyum ataması ile karşı karşıya kalır mı?
Avukat Doğan Erkan, Ekrem İmamoğlu’nun da olası bir benzer durumla karşı karşıya kalma ihtimali hakkında şunları ekledi:
“Siyasi iktidarın bu OHAL uygulamasını derinleştirerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu kapsayacak şekilde uygulama riskine karşı da şimdiden ifade etmek gerekir ki, İmamoğlu'na isnat edilen hakaret davasındaki garabet suçlama kabul görse dahi, Anayasa 127'nin tamamen dışında göreve engel bir suç oluşturmayacağı açıktır. Bu nedenle İstanbul Büyükşehir'e kayyım atanması ihtimalinde iki kez anayasa ihlali oluşacaktır. Böyle bir anayasayı askıya alma haline karşı ise Direnme Hakkı gündeme gelecektir.”