Bilinmeyen ve insan Atatürk - 29.10.2024, Sputnik Türkiye

Mustafa Hoş'la Yol Arkadaşı'nın bugünkü konukları, gazeteci Özlem Özdemir ve Profesör Doktor Cem Say oldu.

Atatürk'ün kadın haklarına bakışını, gazeteci Özlem Özdemir anlattı

Atatürk'ün ve Cumhuriyet'in kadın haklarına ve kadın erkek eşitliğine bakışını gazeteci Özlem Özdemir, Radyo sputnik'te anlattı. Özdemir şunları söyledi:

'Hangi ekonomik seviyede olursa olsun, Türk kadınlarının batılı kadınlarla aynı seviyede olması ile ilgileniyor Atatürk. 'Türk kadını da aslında, bir Batılı kadınla aynı seviyeye ve haklara sahip olması gerekiyor' diye düşünüyor. Zaten yaptığı bütün devrimler de bunun sonucu. Kadın ve erkek öğretmenlerin birlikte aynı yerde bulunabildiği ilk etkinlik Maarif Kongresi, üstelik savaş sürerken yapılıyor. Erkek ve kadın öğretmenlerin gelecekte birlikte insan yetiştireceklerini belirterek kuracağı Cumhuriyet'in temellerinin nasıl olduğunu da gösteriyor. 1922'de üniversitelerde okumak için mücadele eden kadınların hareketi, aslında buradan aldıkları güçten kaynaklı. 1924 Anayasası yapılırken Atatürk, taslağa ısrarla her Türk erkek değil, 'her Türk' yazıyor ve mecliste kıyamet kopuyor. 1935'te Uluslararası Kadınlar Kongresi yapılıyor, delegeler geliyor ve hepsi bizim temsilcimiz olan kadınlara 'ne kadar şanslısınız, biz hala bu haklara sahip değiliz' diyor.'

'Atatürk, Osmanlı'nın bilimsizlikten yıkıldığını gördü'

Say ise, Atatürk'ün bilime verdiği değeri anlattı. Say şu sözleri söyledi:

'Atatürk kendi ülkesinin yıkılışını görmüş ve bunun sebebini de tespit etmiş. Bilimsizlikten yıkıldı diye özetlemiş. Dünyanın en ileri gelen ülkelerinden birisi iken, Avrupalıları korkuturken, Avrupalıların Osmanlı'yı sollayıp nasıl geçtiğini anlamış. Osmanlı'nın bilimi, gelişmeyi, aklını kullanmayı yüzyıllar boyunca ısrarlı bir şekilde reddetmesinin sebep olduğunu görmüş. Kendisi de, 'demek ki bizim kuracağımız devlet, yeni Cumhuriyet, bilim esasları üzerine kurulmalı. Aksi takdirde hayatta kalması mümkün değil' demiş ve bunu yapmış. Bir sürü bilim insanını yetiştirmiş, kendisi oturup bilimle ilgili geometri terimlerini türetmiş. Türkiye'de böyle kritik bir kitleyi oluşturmuş. Yurdışına gönderdiği insanlar dönmüş, Türkiye'de kendi alanlarının öncüleri olmuşlar'