Dünyanın en büyük barolarından biri olan İstanbul Barosu geçen hafta sonu yeni başkanını seçti. Başkan seçilen Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'nun Anayasa'yla ilgili söylediği 'Değişmez maddelere olumlu anlamda dokunulabilir' sözleri ise büyük tepki çekmişti. Bu sözlerle ilgili Radyo Sputnik'te Okan Aslan'a açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Kaboğlu, "Anayasa'mızda 1995 ve 2001 yılında olumlu yönde 2. maddeyi pekiştiren değişiklikler yapıldı, bu anlamda Anayasa'nın maddeleri dokunulmaz değil, olumlu anlamda değişiklikler yapılabilir" dedi.
Kendisini hedef alan açıklamalara tepki gösterdi
Prof. Dr. Kaboğlu, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin partisinin grup toplantısında kendisine yönelik olarak söylediği "Yaptığı konuşmada anayasanın ilk 4 maddesine olumlu anlamda dokunulabileceğini söylemesi bir skandal ve tertibin göstergesidir. Baş olan ayaklar milletin sabrını boşa yormasın, bayramlık ağzımı daha fazla açtırmasın" sözleriyle ilgili şunları söyledi: .
"Sadece Bahçeli değil, başka isimler de kara çalma operasyonuna katıldı. Dava edeceğimiz kişi onunla sınırlı değil. Seçim kampanyası döneminde farklı çevrelerden bize birtakım iftira niteliğinde yakıştırmalar yapıldı. 'Kaboğlu avukat değil', 'İbrahim Kaboğlu, yetmez ama evetçi', 'Kaboğlu, Anayasa'nın değişmez maddelerinin değişebileceğini savunuyor' gibi söylemler vardı."
Dile getirdiği görüşün aslında 26 Eylül 2024'de yazdığı 'Değişmez Hükümler İkiyüzlülüğü' başlıklı yazısının özeti olduğunu belirten Prof. Dr. Kaboğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yazının özeti şudur: Anayasa'mızda 1995 ve 2001 yılında olumlu yönde 2. maddeyi pekiştiren, ileriye götüren değişiklikler yapıldı, bu anlamda Anayasa'nın maddeleri dokunulmaz değil, olumlu anlamda değişiklikler yapılabilir şeklinde bir açıklama yaptım. Bu makalede aynı zamanda 1987-2004 yılları arasında yapılan değişiklikler dolaylı yolla da olsa Anayasa'nın değişmez maddelerini pekiştirdi ama 2007-2017 ekseninde yer alan değişiklikler özellikle 2017 değişiklikleri tam tersi anlamda 2. maddenin içeriğini boşalttı. Bu görüşümü aynen muhafaza ediyorum."
Yürürlükteki Anayasa'ya saygı duyulması önemli
Bahçeli'nin 'Abdullah Öcalan' çıkışını değerlendiren Kaboğlu, "Ben bilindiği gibi 'Yurttaşların Temel Hakkı Olarak Anayasal Bilgilenme ve Kamuoyu' kitabımda bu konuları işliyorum. Bu kitabı yazmamın nedeni de Anayasal dezenformasyonun yaygın olması" dedi ve şöyle devam etti:
"Yürürlükteki Anayasa'ya saygı duyulması önemli. Buna saldıralım, partiyi kapatalım diyen bir yaklaşım nasıl açıklanmalı? Bu cümlelere ne oldu? Ya da Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi'nde verilen kararların TBMM'de okutulması gerekirken hukuken geçerli olmayan Yargıtay kararının okutularak Anayasa'nın yasama, yürütme ve yargı işlevinde sistematik olarak ihlal edilmesi nasıl açıklanabilir? Bütün Türkiye Anayasa'ya saygı sorunuyla boğuşurken böyle bir söylemi benim bir hukukçu olarak yorumlamam bu kişinin sözlerine meşruluk kazandırmak anlamına gelir."
Kaboğlu ilk açıklamasında ne demişti?
Kaboğlu, İstanbul Barosu Başkanı seçildikten sonra yaptığı teşekkür konuşmasında, "Eğer bir anayasa değişikliği yapılacaksa, temelde yargı bağımsızlığı temelinde ve Meclis önünde sorumlu hükümetin kurulması yönünde anayasa değişikliği olması gerektiğini hep savunacağız. Biz bu seçimi anayasanın değişmez maddesi bağlamında yaptık; yani demokratik devlet temelinde yaptık. İstanbul Barosu hem mikro demokrasi alanlarına hem makro demokrasi alanlarına örnek oluşturacak bir süreci yaşadı. İbrahim Kaboğlu kitaplarında da yazdı, konuşmalarında da dile getirdi. Değişmez maddelere olumlu anlamda dokunulabilir, tıpkı 1995'de, 2001'de yapıldığı. 1995'de başlangıç kısmında ırkçı ifadeler çıkarıldı. 2001 değişikliğinde ise madde 14'de insan haklarına dayanan laik ve demokratik Cumhuriyet kavramı yapıldı. 1961'de öngörülmüş olan insan haklarına dayanan devlet kuralı 2001'de anayasaya yeniden girmiş oldu. Daha ileriye götürüldü" ifadelerini kullanmıştı.
Bağlamından koparılmış ve anlaşılamamıştır
Prof. Dr. Kaboğlu konuşmasının ardından gelen tepkiler üzerine sosyal medyasından bir açıklama yapmıştı. Bu açıklamada da şunları söylemişti:
"20 Ekim akşamı İstanbul Barosu Olağan Genel Kurulu ardından hukukçulara yaptığım kısa değerlendirme sonrası, Anayasa’nın ilk dört maddesi üzerine bir karaçalma kampanyası başlatıldı.. Seçim sürecinde hakkımda yürütülen gerçek dışı söylemlere karşı yaptığım teknik açıklama, siyasi bir zemine çekilmiş bağlamından koparılmış ve anlaşılamamıştır. İlk üç madde, ülke, toplum ve devlet üçlüsünü kucaklayan kurallar bütününün sacayağı olarak temeldir. Değiştirilmesinin teklifi dahi olanaksızdır. İfadelerimin kurucu irade ile sürekli çatışma içerisinde olan kişi ve kurumların beyanlarıyla ortaklaştırılması doğru ve iyi niyetli değildir. Bu konuda toplumdaki hassasiyetin farkındayım ve bu hassasiyetle ömrünü ülkede yapılan anayasal tahribata karşı koymakla geçirmiş, bu konuda bedeller ödemiş bir hukuk insanıyım. Bu itibarla, devraldığımız görevin de sorumluluğuyla, Anayasa’nın en net savunuculuğuna devam edeceğimiz gibi, avukatlık mesleğinin sorunlarını çözmek için çalışacağız ve genç meslektaşların gündemini gündemimiz yapacağız."
Anayasanın değişmez maddeleri neler?
Anayasanın ilk dört maddesine ilişkin tartışmalar sıklıkla gündeme geliyor. Peki, anayasanın ilk 3 maddesi ve ilk 3 maddenin değiştirilemez olmasını güvenceye alan anayasanın 4. maddesi hangileri?
MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.
MADDE 4- Anayasanın 1’inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.