Parlamento Başkanı Şalva Papuaşvili, Gürcistan'da parlamento seçimlerinden sonra darbe hazırlığı yapan güçler olduğunu belirttiği konuşmasında ülkedeki tüm işaretlerin darbe hazırlığında olan bir grubun varlığına işaret ettiğinin altını çizdi.
Papuaşvili açıklamasında 2020 senaryosunu tekrarlama girişiminin, Adalet Bakanlığı tarafından koordine edilen bölümler arası komisyon toplantılarına ne muhalefetin ne de sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katılmamasından anlaşıldığını dile getirdi.
“27 Ekim ve anayasaya aykırı bir iktidar değişikliği için hazırlık yapıldığına dair pek çok işaret var. Buna darbe de diyebiliriz, ne derseniz deyin. Bu 2020'yi tekrarlama girişimidir" diyen Papuaşvili muhalefetin hiç kampanya yapmadığını ve seçim bölgelerinde hiç görünmediklerinin altını çizdi.
Papuaşvili 26 Ekim'de vatandaşların seferber olmasının bu sebepten önemli olduğunu belirterek, “Sayılarının çokluğu, herhangi bir dış müdahaleye karşı en güçlü silahtır" diye vurguladı.
Papuaşvili, muhalefetin tüm kampanyalarının en iyi ihtimalle televizyondan insanlarla konuşmak olduğunu ve aslında olan en kötü şeyin yurtdışından kampanya yürütmeleri olduğunu belirttiği açıklmasını şu cümlelerle tamamladı:
Gün geçmiyor ki yurtdışından iki ya da üç açıklama gelmesin, bu da seçim konularına doğrudan müdahale anlamına geliyor. Böyle bir anormallik Gürcistan'da hiç yaşanmadı. Genel olarak bu üzücü bir durum.
Batı, Gürcistan'da darbe mi planlanıyor?
Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR), ABD'nin Gürcistan'da iktidarı değiştirme planları yaptığını açıklamıştı.
SVR'den yapılan açıklamaya göre Rus istihbaratçıların elde ettiği veriler, Washington'un 26 Ekim'de Gürcistan'da yapılacak parlamento seçimleri sonucunda iktidar değişikliği hedefine ulaşmakta kararlı olduğunu gösterdiği ifade edilmişti.
SVR'den yapılan açıklamaya göre Rus istihbaratçıların elde ettiği veriler, Washington'un 26 Ekim'de Gürcistan'da yapılacak parlamento seçimleri sonucunda iktidar değişikliği hedefine ulaşmakta kararlı olduğunu gösterdiği ifade edilmişti.
SVR, ABD'nin planladığı kampanya sürecinde başrolde Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili'nin olacağının altını çizerek, ABD basınına röportaj verecek olan Cumhurbaşkanı'nın Gürcistan'ın AB'ye üyelik müzakerelerinin bozulmasının suçunu hükümete yükleyeceğini ve 'Rusya'yla yakınlaşmanın feci sonuçları olacağı' konusunda uyarılarda bulunacağını aktarmıştı.
Gürcistan'da, ‘yabancı ajan yasa tasarısı’ olarak da nitelendirilen yabancı etkinin şeffaflığı konulu yasa tasarısına karşı muhalefetin giderek şiddetlenen protestolarını değerlendiren Medvedev de, Telegram kanalında yaptığı açıklamada, “Başkent Tiflis'te yabancı ajanlar yasasıyla ilgili tartışmalar sokak çatışmalarına ve parlamentodaki kavgalara dönüştü. Her kim bu tür eylemleri spontane protestolar olarak adlandırıyorsa, kendi aynasına ilk taşı atandır. Tüm bu mitinglerin arkasında deneyimli ve tanıdık bir Hollywood eli görebiliriz" diye yazmıştı.
ABD'den Gürcistan'da 2 darbe girişimi
Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze, ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi Danışmanı Derek Chollet ile yaptığı görüşmede, Gürcistan'da 2020-2023 yıllarında eski bir ABD büyükelçisinin yanı sıra yabancı destekli STK'ların desteğiyle iki darbe girişiminden duyduğu hayal kırıklığını dile getirmişti.
Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze Nisan ayında düzenlediği bir basın toplantısında STK'ların Gürcistan'da 2020 ve 2022 yıllarında iki kez nasıl devrim yapmaya çalıştıklarını anlatmıştı.
Kobakhidze açıklamasında, 2020 parlamento seçimleri sırasında, Uluslararası Adil Seçim ve Demokrasi Derneği (ISFED) adlı STK'nın paralel bir oy sayımı ile sonuçlarını tahrif ettiğini ve bunu ancak beş hafta sonra kabul ettiğini belirtmiş ve ayrıca protokollerdeki fazlalıklar ve Seçim Kurulu'nun sonuçları geç açıkladığı iddiaları hakkında da yanlış bilgiler yayıldığını dile getirmişti.
Kobakhidze, “Tüm bunlara dayanarak, bu seçimlerin sözde tarihteki en kötü seçimler olduğuna dair yanlış bir sonucu kamuoyuna duyurdular” cümlelerini kaydetmişti.
Radikal muhalefeti bu hususları parlamentoyu sabote etmek için bir bahane olarak kullandığının altını çizen Kobakhidze, seçimler sonucunda parlamentoda görev alan muhalefet üyelerinin, seçimlere hile karıştırıldığını iddia ederek yasama organında çalışmayı reddettiğini vurgulamıştı.
Tüm bu hadiseler neticesinde, Kobakhidze'nin de belirttiği gibi, 19 Nisan 2020'de yetkililer Avrupa Konseyi başkanı tarafından yapılan ve 'Charles Michel Anlaşması' olarak adlandırılan imzalamak zorunda kaldılar. Bu anlaşma Gürcistan'da 'anayasaya aykırı ve esaret altında bir siyasi anlaşma' olarak nitelendirilmişti.
Anlaşma uyarınca yetkililer, o yılın sonbaharında yapılacak yerel seçimlerde oyların en az yüzde 43'ünü kazanamamaları halinde erken parlamento seçimlerine gitmeyi taahhüt etmiştiler. Ancak Gürcü Rüyası bu engeli aştı.
Kobakhidze açıklamasında bu sürecin amacının halkın iradesine karşı hükümeti değiştirmek olduğunu ancak gerçekleşmediğini dile getirmişti. Kobakhidze bunun ilk darbe girişimi olduğunu dile getirmişti.
Kobakhidze, sivil toplum kuruluşlarının ikinci devrim girişiminin Haziran 2022'de olduğunu söylemiş ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü Gürcistan Başkanı Eka Gigauri'nin de aralarında bulunduğu bazı büyük STK başkanlarının 'Home to Europe' adlı hükümet karşıtı mitingde sahneden yaptıkları konuşmayı kanıt olarak göstermişti.
Bu hususa ilişkin açıklamasında Kobakhidze, “İlgili kaynaklardan fon alan bu STK'lar doğrudan sahneye çıktı, hükümetin istifasını talep etti. Kendi katılımlarıyla bir hükümet kurulmasını istediler. Bu, darbe sürecine doğrudan bir katılımdı” cümlelerini zikretmişti.
Kobakhidze yaptığı açıklamada sivil toplum örgütlerinin başarıya ulaşacaklarını umdukları için her şeyi göze aldıklarını ancak planlarının başarısız olduğunu belirterek, “Eğer ‘Yabancı Nüfuzunun Şeffaflığı’ yasası o zaman işleseydi, inanıyorum ki STK'lar tüm bunlara cesaret edemez ve bağışçıların itibarına daha fazla özen gösterirdi” cümlelerinin altını çizmişti.