TÜRKİYE

'Yenidoğan bebek çetesinin' yeni kayıtları: 2 hemşirenin konuşmaları ortaya çıktı

İstanbul'da 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ve bazı hastane çalışanlarıyla ortak hareket ederek, yenidoğan bebekler üzerinden para kazanmaya çalışan çeteye yönelik soruşturma derinleşirken yeni detaylar da ortaya çıkıyor. ‘Yenidoğan Çetesi’ üyesi 2 hemşirenin konuşmaları ortaya çıktı.
Sitede oku
112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket edilerek bebek acil hastalarının önceden anlaşılan özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine nakledilip ölümlerine sebebiyet verildiği ve haksız kazanç sağlanmasına ilişkin soruşturma sürüyor. “Yenidoğan Çetesi” hakkında hazırlanan iddianamede çete üyelerinin konuşmaları da yer aldı.

Şakalaşarak güldürler

Hürriyet'in haberine göre İddianameye, 11 hastanenin hasta takibini yapan tutuklu şüphelilerden hemşire Hasan Basri Gök ile hemşire Hakan Doğukan Taşçı arasında geçen bir konuşma yansıdı. Çete lideri olduğu öne sürülen Dr. Fırat Sarı’nın kendilerine ödeme yapmadığından şikâyet ederek solunum tedavisinde kullanılan bir ilacı, Sarı’dan gizli olarak satıp para kazanmaya ilişkin planlar yapan iki şüpheli, aralarında konuşurken cezaevine gireceklerine, haklarında haberler yapılacağına dair şakalaşarak gülüyorlar.
O konuşmalar ise iddianamede şöyle yer aldı:
HASAN BASRİ GÖK: Doğukan, el altından satalım.
HAKAN DOĞUKAN TAŞÇI: Hocadan nasıl gizli saklı yapcan?
GÖK: Haberi olmaz ki.
GÖK: 100 taneyi boşver, biz şu ana kadar 60 tane sattık. 10 binden kaç para yapıyor hesaplayamadım.
TAŞÇI: 720 bin... Hasan, her ay 100 tane çıkartıcaz... Her ay 1 milyon 200. Hasan, 12 ile çarp bir trilyon para yapıyor. Bir senede bir trilyonu da geçiyor, 200’ü de var. Bir trilyon 2 milyon 400 bin. Haberlere çıkarız, bir trilyonluk ilaç kaçakçılığı yaptılar diye yüzümüzü, gözümüzü sansürlerler Hasan.
GÖK: Hahah...
TAŞÇI: Gözümüze siyah şerit çekerler, ikimizin yan yana fotoğrafını shop’layıp, yan yana getirirler ikimizi. İlaç firmaları, ilaç mafyaları peşimize düşerler.
GÖK: Hahaha...
TAŞÇI: O... ç..., ülkeyi ele geçirmiş bunlar napıyor der, bizi vurdururlar Hasan, ailemizi rehin alırlar.
GÖK: Haha...

Bebeğin ölümünü itiraf etmiş

- İddianamede yer alan bir başka görüşme ise Suriyeli bir bebeğin hayatını nasıl kaybettiğini ortaya çıkardı. Çete lideri Dr. Fırat Sarı ile Dr. İlker Gönen ve ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in görüşmeleri:
FIRAT SARI: O da filme bakıp hani böyle değildi diye bize şey yapabilir hani ya da ...
İLKER GÖNEN: Yani onu çok şey yapmadım, çünkü aile Suriyeli, herhangi bir şeyi yok, çocuğa Adli Tıp süreci başlatmadılar, çocuk defnedildi.
SARI: Ok. Kadın doğumcu ararsa sonra...
SARI: ... Çıkartsak mı acaba filmi kayıttan filan, tamam ama neyse artık...
GÖNEN: Yok yok ya çocuğun ölüm belgesini doldurduk, çocuk defnedildi artık.
GIYASETTİN MERT ÖZDEMİR: Bir tane dün bebek ex oldu orada, haberin var mı bilmiyorum diyafram ...
FIRAT SARI: Biliyorum evet... Yani o çocuğa tüp takılsa belki yaşardı, ne bileyim yani... Onun daha beteri, o filmi eğer Figen alır birine gönderirse o filmde diyafram hernisi için bir şey yok yani, diyafram hernisi deyip kapattılar... Ya oraları bilmiyorum hani filmi çekip diyafram hernisi demişler... Yükselmiş bir şey olmamış yani, tüp takmayı niyeyse düşünmemişler ben anlamadım.
- 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, hemşire Hakan Doğukan Taşçı ve Hemşire Hasan Basri Gök ise etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini söyledi. Bütün bildiklerini samimi bir şekilde anlatacağını belirten Gök, ifadesinde şunları kaydetti:
- “Fırat Sarı, Gıyasettin Mert Özdemir’den tanıdığı ve irtibatlı olduğu hastanelerden kendi kontrolünde olan hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sağlıksız yenidoğan bebek bulmasını istiyordu. Yaklaşık 350 yatak kapasitesine sahip olan, Fırat Sarı’nın işletmeciliğini yaptığı yoğun bakımlar çoğunlukla full’dü. Fırat Sarı bu bebekler için SGK’ya faturalandırma yapıyordu. Bunun için de epikriz raporları gerekiyordu. Bu raporların neredeyse tamamı usulsüz olarak düzenleniyordu. Kendisi bir format oluşturmuş ve bu oluşturduğu formatı işletmeciliğini yaptığı hastanelerde yoğun bakım ünitelerinden sorumlu hemşirelere veriyor ve matbu olan format üzerinde düzenleme yapılarak epikriz raporu yazılmasını istiyordu.”
Fırat Sarı’nın raporları hazırlayanların maaşlarına ek ödeme yaptığını söyleyen Gök, ifadesine şöyle devam etti: “SGK’ya fatura edilebilecek ne varsa fatura ediyor ve devletten fazla para alınıyordu. Yoğun bakımda tedavi gören bir yenidoğanın bir adet ilaç alması gerekiyorsa beş ilaç kullanılmış gibi gösteriyor ve bunu fatura ediyorlardı. SGK’ya kesilen fazla faturadan usulsüz gelir elde etmişlerdir. Yabancı uyruklu bebek istememelerindeki amaçları ise SGK’nın yabancı bebeklere ödediği ücreti geç ödemesinden kaynaklıdır.”
TÜRKİYE
'Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı' iddiasına Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü'nden açıklama
Yorum yaz