Türkiye son günlerde meydana gelen kadın cinayetleri haberleriyle sarsıldı. Semih Çelik, 4 Ekim Cuma günü 2 ayrı kadın cinayeti işledi. 15:30 sularında Ayşenur Halil'i (19) Eyüpsultan'da ve saat 16:00 sularında Edirnekapı'daki surlarda İkbal Uzuner'i (19) katletti. 19 yaşındaki saldırgan daha sonra kendini yaşamına son verdi. Son günlerde daha çok gündeme gelen kadın cinayetleri, akıllara samuray kılıcıyla öldüren Başak Cengiz’i getirdi.
İstanbul'da 9 Kasım'da, bir inşaat firmasında mimar olarak çalışan Başak Cengiz'i sokakta yürürken samuray kılıcıyla öldüren Can Göktuğ Boz hakkında, 3 ayrı suçlamayla ağırlaştırılmış müebbet ve beş yıl hapis cezası verildi. Katil Boz’un akıl sağlığının yerinde olduğunun tespit edilmişti. Can Göktuğ Boz savunmasında, şizofreni hastası olduğunu öne sürerek şu ifadeleri kullanmıştı: “Kafamın içerisinde şeytan benimle sürekli konuşuyor. Şeytan bana, ‘Dışarı çık insan öldür’, dedi. Eğer bu suçu işlemezsem beni öldüreceğini söyledi. Ben intihar etmezsem veya insan öldürmezsem beni öldüreceğini söyledi. Daha önceden uyuşturucu kullandım, onun için hasta olduğumu düşünüyorum. Dava dosyasının Yargıtay'daki temyiz incelemesi sürüyor.
'Kızım tanımadığı bir cani tarafından vahşice katledildi'
Başak Cengiz’in annesi Beyhan Cengiz katıldığı Habertürk canlı yayınında yeni açıklamalarda bulunarak sanığın en ağırcezayı alması gerektiğini söyledi. Cengiz, “9 Kasım 2021’de 28 yaşındaki kızım Mimar Başak Cengiz, kaldırımda yürürken pusu kurup can almak için hazırlık yapan, tanımadığı bir cani tarafından vahşice kılıçla defalarca katledildi. Ocağıma sönmeyen ateş düştü. O günden sonra onu anmadığım, hatırlamadığım bir tek saniye yok. Dün Münnvver Karabalut, sonra Başak Cengiz şimdi İkbal Uzuner, Ayşenur Halil... Başak’ın ölümüne benzer şekilde katledildi” dedi. Cengiz açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Aynı gün içinde 2 kızımız, bir cani tarafından vahşice annesinin gözü önünde katledilişini, o annenin feryadına benim feryadımı da ekleyerek inanın yüreğimi dağladım. Bu olaylar nasıl durdurulacak? Bilmiyorum. Artık öpmelere kıyamadığımız evlatlarımızın kanı dökülmemeli. Bu konuda devlete, annelere, eğitime ve yargıya çok görev düşüyor. Yargının gereğini özenle göstereceğine eminim. Tutunduğum dal yargı olmalı.”