Ezber bozan tarikat çıkışı - 03.10.2024, Sputnik Türkiye

Mustafa Hoş'la Yol Arkadaşı'nın bugünkü konukları Gelecek Partisi Milletvekili Doğan Demir, Ankara'da öldürülen Ülkü Ocakları Eski Başkanı Sinan Ateş'in ablası Selma Ateş, Eğitim-İş Sendikası Başkanı Kadem Özbay oldu. Programda okullardaki tarikat sorunları, ÇEDES Prosedürü, Ateş ailesine yönelik şiddet ve tehdit konuşuldu.

'Aileler, çocuklarını tarikatların ve cemaatlerin yurduna ve okullarına göndermemeli'

Demir, tarikatların okullarının ve yurtlarının, devlet kurumlarına tercih edilmesinin gelecekte yaratacağı tehlike hakkında konuştu. Demir şunları söyledi:

'Ailelere çok görev düşüyor. Buradan çağrım olsun; aileler çocuklarını tarikatların ve cemaatlerin değil devletin yurduna ve okullarına göndermeli. Devletin okulları ve yurtları yeterli olmayabilir, ekonomik koşullardan dolayı sıkıntı çekilebilir fakat bunlar çocuk, bizim geleceğimiz. Ailelerin gerekirse bunun hesabını hükümetten sorması lazım. Vatandaşın anayasadan gelen hakkını sonuna kadar kullanması lazım. Eğer bunu yapamazsak, geleceğimiz karanlık olacak'

'ÇEDES Protokolü pedagojik cinayet'

Özbay ise, ÇEDES Protokolü kapsamında gerçekleşen faaliyetleri 'pedagojik cinayet' olarak tanımladı. Okula ÇEDES Protokolü kapsamında etkinliğe gelen Müftülük görevlilerine veli izinlerini soran öğretmenlerin başlarına gelenleri anlatan Özbay şu ifadeleri kullandı:

'ÇEDES, pedagojik bir cinayettir. Mersin'de iki üyemize soruşturma açıldı. ÇEDES kapsamında dört tane müftülük görevlisi okula geldi. Öğretmenlerimiz protokole bir bakalım, veli izin belgesi var mı dediler. Her protokolde muhakkak veli izin belgesi olması lazım. Soruşturma evrağında yazan ifade şu; dini eğitimi engellemek. Milli Eğitim Bakanlığı da bu pedagojik cinayetin baş sorumlusudur. Öğretmenlerimize maaştan 30'da 1 kesinti cezası verildi ve görev yerlerinin değiştirilmesi teklif edildi'

'Eşim orada olmasaydı saldırı farklı boyutlara ulaşabilirdi'

Ateş ailesinin sürekli tehdit ve hakaret altında bulunduğunu belirten Ateş ise şunları anlattı:

'Milliyetçi Hareket Partisi'nin genel başkanının bile anneme laf söyleyebildiği bir yerde ne diyeyim? Çıkıp grup toplantısında ayağınızı denk alın denirse biz öldürülme şüphesi duyarız. Ben bu konuşma sonrası saldırıya uğradım. Eşim orada olmasaydı saldırı farklı boyutlara ulaşabilirdi. Ben orada öldürülseydim, ölümümden sonra katilin hapse girmesinin bir faydası olacak mıydı? Biz ölmeden önce bunun çözümünün bulunması gerekiyor.'