Mustafa Hoş'la Yol Arkadaşı programının bugünkü konukları emekli askeri hakim Ahmet Zeki Üçok, gazeteci Hüsnü Mahalli, gazeteci Güler Kömürcü ve Bosna Hersek'te fidye çetesi tarafından kaçırılan ve daha sonra kurtarılıp tekrar Türkiye'ye getirilen Deniz Eliş oldu.
'İhraç edeceksen Sahil Güvenlik Komutanı Ahmet Kendir'i ihraç et'
Üçok, kılıçlı yemin töreni sonrası ihraç edilebilecekleri konuşulan teğmenler ve iki Yunan sahil güvenlik botunun Türk karasularını ihlal etmesi hakkında konuştu. Üçok, şunları söyledi:
'Daha geçtiğimiz günlerde Yunanlıların sahil güvenlik botları önce Bodrum'a, sonra Datça'ya çıkarma yaptı. Böylesine skandal bir olayı hiçbir basın mensubu yazmazken, oradaki pırıl pırıl teğmenleri ihraç etmeye kalkıyorlar. İhraç edeceksen, önce Sahil Güvenlik Komutanı Ahmet Kendir'i ihraç et.'
'PYD/YPG'nin Fırat'ın doğusundaki en büyük destekçisi İsrail'
Gazeteci Hüsnü Mahalli ise, Ortadoğu'daki son durum hakkında yorumlarda bulundu. İsrail'in Türkiye'ye saldırıp saldırmayacağı sorusunu da cevaplayan Mahalli şunları söyledi:
'Saldırı, illa askeri olmak zorunda değil. Saldırmak, çökertmek demek. Ekonomik ve sosyolojik olarak sizi çökerterek, başınıza PKK gibi bir bela sararak, sizi Ege'de sıkıştırarak, sizi Avrupa Birliği'ne aldırmayarak, F-16'ları ve F-35'leri alamamanızı sağlayarak da saldırabilir. PYD/YPG'nin Fırat'ın doğusundaki en büyük destekçisi İsrail'
''Beyefendi, tasmasını takar mısınız' dedim. Adam bana yumruk attı.'
Gazeteci Güler Kömürcü ise, Maçka Parkı'nda bir köpeğin tasmasının takılmasını gerektiğini söylediği için sahibi tarafından darp edildiğini anlattı. Kömürcü şu ifadeleri kullandı: '
Cumartesi öğlen, ben ve birkaç arkadaşım Maçka Parkı'nda yürüyüş yapıyorduk. Önümde iri ve saldırgan bir köpek vardı. Sahibine 'beyefendi, tasmasını takar mısınız' dedim. Adam bana yumruk attı. Küfrederek 'seni öldüreceğim, seni yaşatmayacağım' dedi.
'Silah ve kesici aletler vardı'
Deniz Eliş ise Bosna Hersek'te çete tarafından gördüğü şiddeti Sputnik'te anlattı. Eliş şöyle konuştu:
'Bir araca bindirildim. Orman gibi bir yere götürüldüm. Araçtan indiğimizde bir şüphe duydum fakat yapabileceğiniz bir şey yok çünkü tek başınasınız. Ellerinde kesici aletler vardı ve anlayabileceğim kadar Türkçe konuşuyorlardı. Önce ağzım kapatıldı, sonra kafama silah dayandı. Ceplerim boşaltıldı, telefonumu kırdılar ve elimi bağladılar. Beni götürdükleri yerde bir sürü yiyecek ve içecek ambalajı vardı. Daha önce de böyle şeyler yapmışlar'
Eliş, babasının hasta olduğunu söyleyerek ailesini aradığını, bu şekilde Konsolosluk'la iletişim kurduğunu, ardından tuvalet bahanesiyle ormana doğru gittiğini, koşarak izini kaybettirip yolda karşılaştığı insanlara polisi arattığını ve bu şekilde kurtulduğunu da sözlerine ekledi.