GÖRÜŞ

Geleceğin 'ustaları' çıraklar: Sayıları nasıl artırılır, nasıl teşvik sağlanır?

Türkiye’de çırak açığı giderek büyüyor. Özellikle ustalar çalışacak çırak bulamadıklarını dile getiriyor. Türkiye'de çırak sayısı yeterli mi? Bu sayı nasıl artırılır? Gençlerin çıraklığı tercih etmelerini teşvik etmek için neler yapılabilir? Ustalar, çıraklar ve TESK Başkanı Palandöken Sputnik'e anlattı.
Sitede oku
Türkiye’de çırak açığı giderek büyürken ustalar çırak bulamadıklarını dile getiriyor. Halbuki 2023'te açıklanan resmi rakamlara göre, Türkiye'de 1 milyon 400 bin çırak ve kalfa var. Zira, Milli Eğitim Bakanlığı, 2021 yılında 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ardından ülke genelinde 159 bin olan çırak ve kalfa sayısının neredeyse 10 katına çıktığına işaret ediyor. Öte yandan ise, bu tablonun tamamı değil. Birkaç ay önce Ticaret Bakanlığı öncülüğünde yapılan çalışma, Türkiye’de 11 ana meslek dalında 123 farklı mesleğin yok olduğunu veya olmak üzere olduğunu gösteriyor.
Peki, Türkiye'de yeteri kadar çırak yetişmiyor mu? Çıraklık sistemi nasıl daha etkin hale gelir? Eğitim sisteminde nasıl değişiklikler yapılabilir? Esnaf ve zanaatkârların çırak bulma konusunda yaşadığı sorunlar yerel ve ulusal düzeyde nasıl ele alınmalıdır? Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, çıraklar ve ustalar konuyu tüm boyutlarıyla Sputnik'e yorumladı.

Çırakların gözünden tablo nasıl?

Gaziosmanpaşa’da bulunan bir elektrikçi ise okullarda yeterli eğitimin verilmediğini, meslek lisesi mezunu gençlerin yeterli kalifiyelikte olmadığını aktarıyor.
Berber çıraklığı yapan 15 yaşındaki Burak ise yaz tatillerinde tam zamanlı, okul dönemlerinde derslerden sonra gelip burada çalıştığını belirtirken buradan kazandığı parayla hem ihtiyaçlarını karşıladığını hem de para biriktirdiğini söyledi. Liseden mezun olduktan sonra kendi dükkanını açmayı hayal ettiğini burada öğrendiklerinin üzerine katarak ilerlemek istediğini söylüyor.
Meslek lisesi elektrik-elektronik teknolojisi mezunu olup mesleğini yapmayan Yusuf ise konuya ilişkin şartların ağır olduğunu, kazanacağı paranın bu ağırlığı karşılamadığını belirtip gelecekte dil kursu aracılığı ile yurtdışına yerleşme planı olduğunu dile getiriyor.

Ustalar anlatıyor: Dert hızlı para kazanmak, meslek öğrenmek değil

Şişli’de araba tamirciliği yapan usta ise “Gençler çırak olmak için genç kalıyor, meslek öğreneyim diye değil hızlı para kazanayım diye düşünüyorlar. Çocuk 17-18 yaşındaki çocuk burada çalışmaz. Niye? Burada getir-götür yapmak, hizmet etmek ağır gelir“ yorumunda bulunuyor.
İstanbul Eyüpsultan’da bir fırın sahibi, çırak bulamadığını belirtirken konuya ilişkin "Şimdiki gençler ellerinde telefonla kolay para kazanmaya alıştıkları için buraya gelip alın teri akıtıp meslek öğrenmek istemiyorlar. Bu yüzden eleman yetişmiyor" yorumu yapıyor.

'Nitelikli işgücü, toplumların kalkınmasında hayati öneme sahiptir'

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken, çıraklık sisteminin nitelikli işgücünü desteklediğini söylerken toplumların kalkınmasında hayati öneme sahip olduğunu şöyle anlatıyor:
"Nitelikli işgücü, toplumların kalkınmasında, refahının arttırılmasında ve kalkınmanın sürdürülebilirliğinin sağlanmasında hayati öneme sahiptir. Çıraklık eğitimi, yüzyıllardır esnaf ve sanatkârların nitelikli işgücü temin etmesini sağlayan en önemli yöntemdir."

'Aileler için çıraklık eğitimi çocuklarının gelecek planlarında son alternatifler arasında'

TESK Başkanı Palandöken çıraklığın toplum genelinde küçümsendiğini belirtirken sistemin etkinliğini azaltan faktörleri şöyle sıraladı:

"Çıraklık eğitimi halen toplumun genelinde statüsü düşük, küçümsenen, akademik başarısı zayıf gençlerin tercih ettiği bir eğitim modeli olarak algılanmaktadır. Çırakların genellikle ekonomik durumu zayıf ve gelir seviyesi düşük ailelerden gelmeleri bu algıyı güçlendirmektedir. Çıraklık eğitiminin tercih edilmemesinde ailelerin rolü büyüktür. Aileler için çıraklık eğitimi çocuklarının gelecek planlarında son alternatifler arasındadır. Diğer tüm eğitim imkanları tüketildikten sonra çıraklık tercih edilmekte ve genellikle çocuklara/gençlere söz hakkı tanınmadan meslek tercihleri aileler tarafından yapılmaktadır. Aileler çocuklarının masa başında, rahat bir ortamda çalışabilecekleri meslekleri tercih etmekte, üniversite eğitimi görmesini istemekte, sanayi işletmelerine sıcak bakmamaktadır."

'Çıraklık eğitimi gençlerdeki kolaycılık yaklaşımı nedeniyle tercih edilmemekte'

Palandöken, çıraklık eğitiminin tercih edilmeme nedenlerinin arasında gençlerin kolay para kazanma beklentisi olduğunu belirtirken konuya ilişkin şunları kaydetti:
Z kuşağı olarak adlandırılan yeni neslin en büyük beklentisi kolay para kazanmaktır. Bu kuşak teknolojik cihazlarla büyümeleri ve teknolojiye hızlı erişimleri nedeniyle kolay yoldan, fazlaca emek vermeden, hızlı ve çabuk zengin olma hevesi taşımaktadır. Bu yeni trend, özellikle sanal kumar bağımlılığına da yol açmakta ve oturduğu yerden zengin olma hayalleri kuran gençleri farkına bile varmadan felakete sürüklemektedir. Gençleri sanal kumara alıştırmayı hedefleyen sosyal medya içeriklerine kolayca erişilebilmesi ve ailelerin çocuklarını bu konuda kontrol altına alacak bilgi seviyesinde olmamaları bu sorunun giderek büyümesine neden olmaktadır. Nispeten zahmetli bir süreç olan meslek öğrenme/çıraklık eğitimi gençlerdeki kolaycılık yaklaşımı nedeniyle tercih edilmemektedir.

Meslek liselerinde çırak yetiştirme konusundaki zorluklar neler?

Palandöken'in bu soruya yanıtı şöyle:
"1 milyon çırak hedefi ile birlikte talebi karşılamak adına MEM’ler yanında MTAL’ler bünyesinde de çıraklık eğitimi verilmeye başlanmıştır. Her ne kadar her iki sistem sonucunda da lise diplomasına ulaşılsa da çıraklık eğitimi işyeri ağırlıklı verilen ve öğrencilerin okula sadece haftada bir gün geldiği bir sistemdir. Buradan mezun olanlar ustalık belgesi sahibi olmakta ve doğrudan iş yaşamına dahil olmaktadırlar. MTAL öğrencileri ise genellikle üst öğretime devam etme niyetinde olan öğrencilerdir. MTAL lerin yönetici ve öğretmenleri genellikle çıraklık eğitimi sistemine alışkın olmayıp, okullarında bu eğitimin verilmesine çok yanaşmamakta ve sistemi yeterince sahiplenmemektedir. Hedefleri aynı olsa da süreçleri birbirinden çok farklı olduğu için bu iki mesleki eğitim türünün aynı çatı altında olmasının bir takım zorlukları olmaktadır. Çıraklıkta üst yaş sınırı olmadığı için yetişkinler de eğitime gelebilmektedir. Aynı çatı altında farklı yaş gruplarında ve farklı profilde öğrencilerin bulunması birtakım çatışmalara yol açabilmektedir. MTAL’ler bünyesinde MEM’lerin açılması ile birlikte öğrenci sayıları artmakta, yeterli mekân (derslik-atölye), öğretmen, idari personel vb. olmaması başta olmak üzere birçok mali sonuçları olan problemler de yaşanmaktadır."

'MTAL yerine daha çok MEM açılması çözüm olabilir'

Peki sistem nasıl iyiye gider? Palandöken'e göre, MTAL yerine daha çok MEM açılması çözümü hızlandırabilir:
"Kaynakların etkin ve verimli kullanılması açısından MTAL’ler bünyesinde MEM’ler oluşturulması iyi bir fikir gibi görülmüştür. Buna uyum sağlayan ve iki hizmeti iyi bir şekilde götüren okullar da bulunmaktadır. Ancak büyük bir bölümü bu birleşmeden memnun değildir. Çıraklık eğitimi işyeri tabanlı bir eğitim olup, iş yaşamının aktörleri ile yakın işbirliğini de gerektirmektedir. Bu tarafıyla da örgün mesleki eğitimden farklı politikalar ve destekler gerektirmektedir. Bu nedenle mümkün olduğunca ayrı binalarda olmaları ve sistemi bilen idareciler ve öğretmenlerle yürütülmeleri çok daha faydalı olacaktır. MTAL yerine daha fazla MEM açılması bir diğer çözüm önerisidir. Çıraklık eğitimini tamamlayanların tamamına yakını eğitim aldıkları alanda çalışmaktadır. Oysa meslek liselerini bitiren öğrencilerin eğitim gördükleri alanda çalışma oranları ciddi derecede düşüktür. MTAL yerine daha çok MEM açılması, çıraklık eğitiminde yaşanan sorunların tüm paydaşların katılacağı platformlarda tartışılması ve çözümler üretilmesi, daha verimli işleyen bir yapının getirilmesi halinde hem çıraklık eğitimine talep artacak hem de kaynak israfının önüne geçilecektir.

'Çırak öğrencilere yaptıkları işle orantılı ve ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde ücret ödenmeli'

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken, çıraklık sisteminin etkinliğini azaltan faktörlerin çözümü için çırak öğrencilere yaptıkları işle orantılı düzeyde ücret ödenmesi gerektiğini belirtirken konuya ilişkin şunları söyledi:

"İşletmelerde çırak öğrencilere yaptıkları işle orantılı ve ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde ücret ödenmeli, iş ortamı eğitime uygun olarak düzenlenmeli, özellikle iş sağlığı ve güvenliği gereksinimleri hakkında hem usta öğreticiler hem de çırak öğrenciler düzenli ve sürekli olarak bilgilendirilmelidir. Genellikle yoksul ailelerin çocukları olan çırak öğrencilere, ulaşım ve yemek desteği sağlanmalıdır. Birçok işletme bu desteği sağlamaktadır ancak meslek dallarına göre farklılık gösteren bu durumun standart şekilde Devlet tarafından düzenlenmesi yarar sağlayacaktır. Çıraklık eğitimi sonucunda meslek sahibi olan ve mesleğini layıkıyla icra eden kişilerin elde ettiği/edebileceği gelir düzeyi ailelerle/toplumla paylaşılmalıdır. İlköğretimden itibaren öğrencilere meslek danışmanlığı ve kariyer rehberliği hizmetleri vasıtasıyla meslekler tanıtılmalı, mesleklere olan yatkınlıkları belirlenmelidir."

'Çıraklık eğitimini tamamlayarak belge alan kişilerin tamamına yakını işgücü piyasasında tatminkâr ücretle iş bulabilmekte'

Palandöken, çıraklık sistemindeki en temel sorunun mavi yakalı işlerin toplumda sosyal statü olarak düşük görülmesi, ailelerin ağırlıklı olarak beyaz yakalı işlerde görmek istemeleri olduğunu söyleyerek konuya ilişkin şunları kaydetti:
En temel sorun; mavi yakalı işlerin toplumda sosyal statü olarak düşük görülmesi, ailelerin çocuklarını ağırlıklı olarak beyaz yakalı işlerde görmek istemeleridir. Oysa işverenler nitelikli ara işgücüne çok fazla ihtiyaç duymakta ve bu kişilere birçok üniversite mezununun alacağı ücretten daha fazla ücret vermeyi de göze almaktadır. Çıraklık eğitimini tamamlayarak belge alan kişilerin tamamına yakını işgücü piyasasında tatminkâr ücretle iş bulabilmektedir. Dolayısıyla iş piyasasının nitelikli işgücü ihtiyaçlarının çıraklık eğitimi ile karşılanabileceği, iş hayatının çıraklık eğitimine sıcak baktığı söylenebilir. Burada sorun çıraklık eğitiminin gençler ve aileler tarafından, daha çok iş ortamı ve sosyal statü açısından değerlendirilerek tercih edilmemesidir.

'Gençlerin erken yaşta mesleklerle tanışması uygulamalar eğitim sistemimizde bulunmamaktadır'

Palandöken, gençlerin erken yaşta mesleklere tanışmasının uygulamalar eğitim sistemimizde bulunmadığını söylerken bunların eğitim sisteminin yapısal sorunları olduğunun altını şu sözlerle çizdi:

"Gençlerin daha erken yaşta (ilk ve orta öğretimde) mesleklerle tanışması/küçük uygulamalar ile tecrübe etmesi gibi uygulamalar eğitim sistemimizde bulunmamaktadır. Yine meslek danışmanlığı ve kariyer rehberliği hizmetleri öğrencilere düzenli olarak ulaştırılamamaktadır. Bunlar eğitim sisteminin yapısal sorunlarıdır. Buna karşılık işletmelerin sağladıkları çalışma ortam ve koşullarının (ücret, sosyal haklar, iş yeri ortamı vb.) yetersizliği de önemli ikinci sorundur. Bilinçli işletmeler çırak öğrencileri işyeri ortamında oryantasyona tabii tutmakta, işe ve mesleğe alışmalarını sağlamaktadır. Ancak birçok işyerinde çıraklar geldikleri günden itibaren işe başlamakta, iş ortamını bilmeyen gençlerin gözü korkmaktadır. Usta öğreticilerin çıraklık eğitimindeki rolü ve sorumluluğu çok önemlidir. Çırakları işletmede eğiten, onlarla ilgilenen, okulla iletişimde sorumlu kişi olan usta öğreticiler kısa bir pedagojik eğitimle bu yeterliliği kazanmaktadır. Ancak bu eğitimin gençleri anlamak, eğitmek, yönlendirmek ve yönetmek açısından yeterli olmadığı değerlendirilmektedir."

Çıraklık sistemindeki sorunlar nasıl çözülebilir?

TESK Başkanı Palandöken çıraklık sistemindeki sorunların nasıl çözüleceğine ilişkin şunları kaydetti:
Çıraklık eğitimi daha önce yaygın eğitim statüsünde olduğundan mezunları diploma alamamakta, ustalık belgesi almaktaydı. Yapılan değişiklikle çıraklık eğitimi örgün orta öğretim (zorunlu eğitim) sistemi içine alınmış, bunun sonucunda mesleki eğitim merkezini bitiren çırak öğrenciler lise diploması almaya hak kazanmıştır. Dolayısıyla çıraklık eğitimine devam eden gençler hem ustalık belgesi hem lise diploması alabilmekte, meslek öğrenerek daha kolay iş bulmakta, kendi işini kurabilmekte, genç yaşta para kazanmaya başlamaktadır. Bu olumlu değişikliklerin kamuoyuna daha fazla duyurulması ve ailelerin ve gençlerin bu düzenlemeler hakkında bilgilendirilmesi yararlı olacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı ve İŞKUR’un meslek danışmanlığı ve kariyer rehberliği hizmetlerinin yaygınlaşması ve daha erken yaşta öğrencilerle buluşması gerekmektedir. Öğrencilerin küçük stajlarla erken yaşta meslekleri deneyimlemesi ve meslekler ve iş piyasası konusunda bilgilendirilmesi önem arz etmektedir.
Çıraklık eğitimini kuralına göre yapan işletmeler teşvik (SGK, vergi, kredi vb. ile) edilmelidir.
Çıraklık eğitimi nitelikli işgücü temini açısından çok uygun bir alternatiftir. Ancak sistemin iyileştirilmesine yönelik olarak okul-işletme-öğretmen-usta öğretici-aile ve meslek odalarının sıkı iş birliği gerekmektedir. Buna yönelik birtakım araçlar bulunmakla birlikte yeterince verimli çalışmamaktadır. Özellikle meslek kuruluşlarının (esnaf ve sanatkâr odalarının) sistemde daha çok rol üstlenmesi önerilmektedir.

Gençlerin çıraklık eğitimini tercih etmeleri için ne tür teşvik mekanizmaları geliştirilmelidir?

Palandöken, gençlerin çıraklık eğitimini tercih etmeleri için geliştirilebilecek teşvik mekanizmalarını şu sözlerle aktardı:
"İlköğretimden itibaren okullarda öğrencilere yönelik sürdürülebilir ve etkin bir meslek danışmanlığı ve kariyer rehberliği hizmeti sunulmalıdır. Çıraklık eğitiminden yetişmiş ve gençlere rol model olabilecek kişilerin hikayeleri sık sık basın ve sosyal medya platformlarında yayınlanmalıdır. Mart ve Nisan aylarında ortaokul ve liselerde (1. sınıf öğrencilerine) mesleklerin tanıtımına yönelik kariyer günleri düzenlenmelidir. Bazı illerde çeşitli kurumlar tarafından düzenlenen meslek ve kariyer fuarları sistematik ve yaygın olarak ve özellikle işletmelerin aktif katılımıyla ülke genelinde düzenlenmelidir. Çıraklık eğitiminde işverenlere sağlanan destekler çeşitlendirilerek arttırılmalıdır. Özellikle tercih edilme oranı az olan mesleklerde farklı teşvik mekanizmaları getirilmelidir. Bunun yanında çıraklık eğitimini kuralına göre yapan işletmelere ilave destekler verilerek diğer işletmeler de bu yönde özendirilmelidir. Çıraklık eğitimini bitirerek ustalık belgesi sahibi olan ve kendi işyerini açmak isteyen gençlere devlet tarafından girişimcilik desteği verilmelidir."
TÜRKİYE
CHP Genel Başkanı Özel'den Hüda-Par eleştirisi: 'Takke düştü kel göründü'
Yorum yaz