Adalet hizmetlerinin daha kaliteli mekanlarda gerçekleştirilebilmesi için çok çalıştık. Tabii adaletin tecellisi için sadece binaya ihtiyaç yok. Asıl olan adaleti tecelli edecek olan insan unsuru; hakimlerimiz, savcılarımız, avukatlarımız ve onlara destek olan destek personelimiz, kalem personelimiz ve mübaşirlerimiz, katiplerimiz, infaz koruma personelimiz. Tüm bunlar topyekun o mekanlarda vatandaşlarımızın en kaliteli bir şekilde hizmet alabilmeleri için çalışıyorlar. Adalet Bakanlığı olarak, Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak bizler de onların vatandaş memnuniyetini sağlayabilmeleri için her türlü desteği vermenin gayreti içerisindeyiz.
Biz sadece binadan, adalet sarayı inşa etmekten bahsetmiyoruz, içinden de bahsediyoruz. İçinde uygulanacak olan, toplumun ihtiyacına cevap verecek mevzuattan da bahsediyoruz. 22 yıldan bu yana bu alanda çok önemli mesafeler aldığımızı da söylüyoruz. 22 yıldan bu yana toplumun ihtiyacına cevap veren kanunların yenilenmesinde, temel kanunların tümünün, çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekili arkadaşlarımızla beraber, ben 16 yıl Adalet Komisyonu'nda çalıştım. Toplumun ihtiyacına cevap verecek, 80 yıldan bu yana uygulanan ancak artık çağın ihtiyaçlarına cevap vermeyen mevzuatın yenilenmesi noktasında da çok büyük mesafe aldığımızı söylüyoruz.
'Önümüzdeki birkaç hafta sonra Sayın Cumhurbaşkanımız, Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni açıklayacak'
Reformlar gerçekleştirdik. Gerçekleştirmeye de devam ediyoruz. Özellikle Yargı Reformu Strateji Belgeleri ile hem uygulamaya yönelik, hem mevzuata yönelik çok önemli yenilikleri hayata geçirdik ve şimdi önümüzde bir Yargı Reformu Strateji Belgesi daha açıklanacak. Sürekli yenilik, sürekli milletin taleplerini karşılayabilme, milletin hissiyatına tercüman olabilme noktasında önemli çalışmalara imza atıyoruz. Önümüzdeki birkaç hafta sonra Sayın Cumhurbaşkanımız, Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni açıklayacak. Türkiye Yüzyılı'nın ilk Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni kamuoyuyla Sayın Cumhurbaşkanımız paylaştığında şunu göreceğiz orada; evet 22 yıldan bu yana hep üzerine koyarak geldiğimiz, adalet alanında gerçekleştirdiğimiz yenilik ve reformlara ilaveten, bugün günümüzde de ihtiyaç duyulan birçok hususu gündeme getirdiğimizi ve nasıl çözeceğimizi, önümüzdeki 4 yıllık bir plan içerisinde nasıl milletin sorunlarına çare olacağımızı, özellikle adalet alanında, hukukun üstünlüğü alanında gecikmeksizin gerçekleştirilmesi gereken adaletin tecellisi alanında, öngörülebilir bir adalet sisteminin daha da sağlamlaştırılması, tahkim edilmesi anlamında neler yapacağımızı Sayın Cumhurbaşkanımız önümüzdeki haftalarda inşallah kamuoyuyla paylaşacak.
'Kamu vicdanında rahatsızlık oluşturan olumsuz durumların önüne geçecek somut adımları atmaya devam edeceğiz'
Burada özellikle şunu ifade etmek istiyoruz. Toplumda adalet duygusunu daha da güçlendirecek çalışmalara hız vereceğimizi söylüyoruz ve bunun somut hangi adımlardan ibaret olacağını, mevzuatımızla, gerek ceza hukuku alanında, gerek özel hukuk alanında vatandaşlarımızın yargıya güvenini daha da yukarılara çıkaracak önemli somut hedefleri ortaya koyacak çalışmalarımızı, hedeflerimizi milletimizle paylaşacağız. Özellikle 'yapanın yanına kar kaldığı' algısını ortadan kaldıracak düzenlemeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz. Mevlana'nın diyarındayız. Hazreti Mevlana ne diyor adaleti tarif ederken? 'Adalet her şeyi yerli yerine koymaktır. Adalet, hak edene, hak ettiğini vermektir, cezaysa ceza, özel hukuktaysa kendi hakkına bir an önce kavuşması noktasındaki çalışmaları yapmaktır' diyor adalet. Dolayısıyla 'yapanın yanına kar kaldığı' bir algının vatandaşlarımızda olmaması lazım. Bu konuda 22 yıldan bu yana çok önemli mesafeler aldık ve bundan sonra da almaya devam edeceğiz. Kamu vicdanında rahatsızlık oluşturan olumsuz durumların önüne geçecek somut adımları atmaya devam edeceğiz. Yine adaletin gecikmeksizin tecellisini sağlayacak, özellikle uygulayıcılardan aldığımız, avukatlardan, hakim, savcılardan aldığımız görüşler doğrultusunda mevzuatımızda da bazı değişiklikler, yeni ihtiyaçlar var. Bunları inşallah yasama organımıza, taslaklar halinde sunacağız ve bu hedeflerimizi bir bir hayata getireceğiz.
'Millet darbecilerin yaptığı bir anayasayla değil, milletin temsilcilerinin Meclis'te yaptığı bir toplum sözleşmesiyle yola devam etmek ister'
Bu eleştiriler olacak. Bu eleştiriler kaliteyi de arttırmaya yönelik eleştiriler olursa faydalı olur. Ama bu eleştirilerden yola çıkarak, yargı sistemimizi yıpratmaya yönelik, adalete yönelik, güvensizlik oluşturmak kastıyla bunları yaparsanız, biz ona da müsaade etmeyiz. Yargı kararları, ilk derecenin kararları, istinafın denetimine tabidir. İstinafın kararları temyizin, Yargıtay'ın denetimine tabidir. Dolayısıyla hatalı kararların, sistem içerisinde zaten kendiliğinden düzeltilme imkanı vardır. Elbette ki eleştirelim ama yargı sistemimizi yıpratmaya yönelik, birkaç hatadan ya da yanlışlıktan yola çıkarak, 25 bin hakim ve savcımızı, tüm yargı sistemimizi töhmet altında bırakacak kasıtlı açıklamalardan da kaçınmak lazım ve bunlara da müsaade etmemek lazım.
'Son 22 yılda müstakil adalet binası 366 oldu'
'Arabulucuya giden 6 milyon dosyanın 4 milyonu uzlaşmayla sonuçlandı'
İstinafı da daha etkin hale getirmenin gayreti içerisinde olacağız. Yargı Reformu Belgemizde de istinaf mahkemelerimizin daha etkin olabilmesi, oradaki gecikmeyi önlemeye yönelik önemli somut adımlarımızı da milletimizle inşallah paylaşacağız. Bir yandan alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini geliştirmeye, arabuluculuğu ve tahkimi teşvik etmeye, dostane çözüm yöntemlerinin, mahkemeye gitmeden uzlaşmanın, mahkemeye gitmeden barışmanın, arabulucular vasıtasıyla halka daha az masrafla daha çabuk ulaşabilmenin önemini vatandaşlarımıza anlatıyoruz. Bu kapsamda arabulucularımıza, avukatlarımıza teşekkür ediyorum. 2013'ten bu yana 6 milyon dosya arabuluculuğun önüne geldi, bunun 4 milyonu uzlaşmayla, barışmayla sonuçlandı.
'Bu uzlaşmaya yanaşanlar millet nezdinde itibar kazanır'
Temel hak ve özgürlüklerimizin alanını daha da genişletmeye devam edeceğiz. Yüksek standartlı bir demokrasiye milletimizi kavuşturduk. Yönetim sistemiyle, yargı sistemiyle, Anayasa'mızda gerçekleştirdiğimiz yapısal reformlarla, 'Darbelere dirençli, vesayetçi ruhtan arınmış bir anayasa olsun' diye çalıştık. Çok sayıda değişiklik yaptık ama biz bunları yeterli görmüyoruz. Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında bu millet darbecilerin yaptığı bir anayasayla değil, milletin temsilcilerinin Meclis'te yaptığı bir toplum sözleşmesiyle yola devam etmek ister ve bu en doğal hakkıdır. İnşallah Türkiye bunu başaracaktır. Bundan hiç şüphemiz yoktur. Bu uzlaşmaya yanaşanlar millet nezdinde itibar kazanır ama darbeci anayasayla devam etmek isteyenler ise önüne konulan ilk sandıkta milletten gereken cevabı alır. Temennimiz parlamentoda bu uzlaşmanın sağlanması ve ülkemizin, milletimizin demokratik, sivil, katılımcı, temel hak ve özgürlükleri öne alan, vesayetçi ruhtan, darbeci ruhtan, tamamen arınmış yepyeni bir anayasayla inşallah yolumuza devam ederiz.