Bu sosyal medya şirketleri şimdi öyle bir noktaya geldi ki, ulusal devletler kendilerini savunmak için, gerçekdışı olan ‘bilgilerin’ paylaşılmasına ön almak durumda. Buradan sosyal medya hesapları, kullanıcıları yasaklansın gibi bir sonuç çıkmasın. Türkiye’de Instagram yasaklandı, dediler ki Türkiye’de bir kanun mevzuatımız var, ona uyun. O mevzuatın içinde neler olduğunu eleştirmek başka bir şey. Her şeyi ‘ifade özgürlüğü’ kılıfına sokmak, sanki bunu çıkaran devletleri yasakçı gibi göstermeye çalışmak büyük bir hata gibi görünüyor.
'Hani ifade özgürlüğü?'
Sputnik Türkiye’nin Instagram hesabı yaptırımlar kapsamında kapatıldı. Facebook hesabı kapatıldı. ‘Biz sizin haberlerinizi duyurmanızı istemiyoruz’ diye. Yalan bir haberle nasıl mücadele ettiğimizi anlatıyorsunuz ama Meta şirketleri hesapları kapatıyor. Bir gerekçe yok. Hani ifade özgürlüğü? Hani o bahsedilen özgürlükçülük? Avrupa Birliği dahi kendisini savunabilmek için cezalar uyguluyor. Fransa, Meta’ya cezalar verdi, İngiltere yargıladı. Kendilerini ifade özgürlüğünün kutup yıldızı olarak gören bu sosyal medya şirketlerinin aslında Amerikan çıkarlarına nasıl hizmet ettiklerini gördük. Güney Amerika’da darbe olduğunda bu sosyal medya şirketleri o darbeyi sahiplendiler, patronları iletiler gönderdi. Amerikan devletini arkasına alarak, ‘Bize karşı olan devletlere gerekirse darbe de yaparız’ dediler. Nerede ifade özgürlüğü?