‘Değişimin gereğini yerine getirmezseniz değişim olmaz’
Üye yapılanması çok önemli, oy kullanan üyelerin ideolojik bir bilince sahip olması lazım. Bu da ancak parti içi eğitimle sağlanır. Parti içi eğitimin zorunlu olması gerekiyor. 20 küsür yıldır CHP üyesiyim. Bir komisyon 81 il başkanından oluşuyorsa oradan zaten adil, tarafsız ve demokratik bir tüzük çıkmaz. Orada, partide yönetici sıfatında olmayan bağımsız hukukçuların olması gerekir. Tarafsız hukukçular ve yıllardır partiye emek vermiş olan insanlar dışlandı ve bir tüzük komisyonu kuruldu. O komisyon bir taslak hazırladı ve taslak da olduğu gibi geçti. Oylamaya yarım saat kala bir metin dağıttılar, o da kimine ulaştı kimine ulaşmadı. Delege yapısı da biraz il başkanlarının iradesiyle oluşmuş gibiydi. 81 il başkanının oy birliğiyle bu taslak kabul edildi diye övünerek anlatıyorlar. Bu övünülecek bir şey değil ki, utanç verici bir şey. Kemal bey döneminde öyle değişiklikler yapılmış ki MYK’nın bazı yetkilileri artırılmış. Bu dürüst bir yaklaşım da olmuyor, o zaman değişim demeyin yumuşak geçiş deyin. Değişimin gereğini yerine getirmezseniz o değişim olmaz, insanları kandırmış olursunuz. Ne yazık ki medyanın büyük çoğunluğu da bunu görmüyor. Parti içi demokrasi konusunda ciddi bir değişiklik yapmadıysanız buna değişim demeyin. Şu an CHP’liler için asıl mesele tabii ki AKP’nin dikta rejiminin son bulması. Ama parti içi demokrasiyi sağlayabilseydik bizim bunu yapma kapasitemiz daha da yükselecekti.
İlkeler ve ideoloji Türkiye genelinde zayıflamış durumda. Kemal beyin yaptığını ben yapmazdım. Seçilemeyeceksem neden partiyi ve ülkeyi zor duruma sokayım? Aday olacağım diye ısrar etti sonra da kaybetti. Kimse çok fazla ifade etmese de parti şu anda huzursuz. Bu kurultayda iyi bir sonuç elde edilmedi.