SAVUNMA

İlk Rus atom bombası 75 yaşında: ‘Sovyetler, atom bombasını barışı koruma aracı olarak gördü’

Sovyetler Birliği’nin ilk atom bombası denemesinin üzerinden 75 yıl geçti. Bu deneyi, Rusya tarihinin en önemli olaylardan biri olarak gösteren uzmanlar, nükleer silahın Rusya'nın güçlü ve bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmesini sağladığına inanıyorlar.
Sitede oku
Rusya’nın Sarov kentindeki Federal Nükleer Merkezi’nin Direktörü Valentin Kostyukov, Sovyetler Birliği’nin ilk atom bombası denemesinin 75. yılında Rus ‘Natsionalnaya Oborona’ (Ulusal Savunma) dergisi için kaleme aldığı yazıda, ABD'den farklı olarak Sovyetler Birliği’nin atom bombasını sadece barışı koruma aracı, istikrar ve potansiyel saldırganlığa karşı caydırıcı bir unsur olarak gördüğünü belirtti.
İlk atom bombasının 1945’te ABD’de geliştirildiğini, 1952’de de ilk İngiliz atom bombasının test edildiğini anımsatan Rusya Kahramanı Kostyukov, “Bununla birlikte bir tek Sovyet nükleer silah barış için çalıştı” diye kaydetti.
Sovyet nükleer endüstrisinin 'merkezi' olan SSCB Bakanlar Kurulu'na bağlı 1. Baş Müdürlük tarafından 1950’de hazırlanan ‘Sovyetler Birliği Atom Enerjisi Tarihi’ adlı kitapta, “Sovyet halkının elindeki atom bombası barışın garantisidir. Hindistan Başbakanı Nehru, ‘Atom keşfinin önemi savaşın önlenmesine katkıda bulunabilir’ derken Sovyet atom bombasının önemini doğru bir şekilde değerlendirmiştir” ifadesine yer verildiğini anımsatan Direktör, sözlerini şöyle sürdürdü:
İlerici dünya politikacısının Rus bombasına ilişkin görüşü böyleydi. Sovyet yönetimi de ‘bomba sorununa’ aynı açıdan bakıyordu.
Sovyet atom projesinin yönetiminden sorumlu Özel Komite Başkanı Lavrentiy Beriya’nın “Atom bombasına sahip olmamız lazım, ama bu, bombayı kullanacağımız anlamına gelmiyor” ifadesini kullandığını ve ülkenin lideri Stalin’in de bu görüşe katıldığını anımsatan Kostyukov, şunu yazdı:

Sovyetler Birliği için bomba, atom sorununun sadece bir parçasıydı. Atom çalışmalarının askeri tarafı, ABD’nin başını çektiği Batı’nın bu tarafı ana taraf haline getirdiği ve Sovyetler Birliği'nin güvenliğini tehdit ettiği ölçüde ana taraftı. Aynı kitapta şöyle deniyordu: ‘ABD'de atom meselesi büyük ve karlı bir işletme. Sovyetler Birliği’ndeki atom meselesi ise ne bir işletme ne de bir korkuluk, zamanımızın en büyük sorunlarından biri. Atom saldırısı tehdidi olmasaydı bilim insanlarının ve teknisyenlerin tüm dikkati ulusal ekonominin barışçıl dallarının geliştirilmesi için atom enerjisinin kullanımına yönlendirilirdi.’ Bu bir beyanat değildi, zira dünyanın ilk endüstriyel nükleer enerji santrali Sovyetler Birliği’nde faaliyete geçti.

ABD’nin atom bombasını, “resmi olarak bir dikte aracı, Sovyetler Birliği’ne karşı nükleer bir saldırı silahı” olarak görüldüğünü belirten Kostyukov, “Oysa Sovyetler Birliği nükleer silahı, Batı'nın olası saldırganlığını caydırmak ve istikrarı sağlamak için bir faktör olarak görüyordu” diye kaydetti.
Sovyet atom bombası projesinin lideri İgor Kurçatov’un kendini İyilik Gücü askeri olarak gördüğünü, Sovyet nükleer fizikçi Andrey Saharov’un da “Nükleer çalışmalarımız, barış için verilen bir savaş” dediğini yazan Direktör, şunu ekledi:
Bu üç çeyrek asır önce de böyleydi, bugün de böyle. Barış ve küresel istikrar için çalışmaya devam ediyoruz.
Günümüzde Rusya Federal Atom Enerjisi Ajansı Rosatom’un çatısı altında faaliyet gösteren Rusya Federal Nükleer Merkezi, 1946’da Sovyetler Birliği’nin atom projesini hayata geçirme amacıyla kurulmuştu. Merkezde, ülkenin ilk atom ve hidrojen bombaları geliştirilmişti. Ülkenin savunma, bilimsel ve ekonomik sorunlarını başarıyla çözen bu Rusya'nın en büyük bilim ve teknik merkezinin başlıca görevi, Rusya'nın nükleer caydırıcılık politikasının hayata geçirilmesini koşulsuz olarak garanti etmeyi amaçlayan nükleer silah alanındaki çalışmalardı ve öyle olmaya devam ediyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, nükleer endüstrinin, benzeri olmayan ve nükleer eşitliği ve ülkenin savunma kabiliyetini güvenilir bir şekilde sağlayabilecek son teknoloji silahların oluşturulmasına büyük katkı sağladığını dile getirmişti.
Rosatom Başkanı Aleksey Lihaçev da Rus nükleer endüstrinin ana görevinin tarih boyunca ülkenin savunma kabiliyetini ve devletin nükleer caydırıcılık politikasını sağlamak olduğunu belirterek Rosatom’un uzun yıllardır devletin savunma siparişlerini eksiksiz yerine getirdiğini kaydetmişti.
MULTİMEDYA
Ukrayna'nın saldırı girişimlerinin hedefinde olan Kursk Nükleer Güç Santrali'nde son durum ne?
Yorum yaz