Chicago'daki Demokrat Parti Ulusal Kongresi'nin son gününde partinin, 5 Kasım’daki başkanlık seçiminde aday olma teklifini kabul eden Harris, yaptığı konuşma sırasında, “Bu akşam farklı siyasi görüşlerden bizi izleyen insanlar olduğunu farkındayım. Şunu bilmenizi isterim: Tüm Amerikalıların başkanı olmaya söz veriyorum. Ülkeyi partinin ve egonun önüne koyacağım konusunda bana her zaman güvenebilirsiniz” ifadesini kullandı.
“Hukukun üstünlüğünden özgür ve adil seçimlere ve iktidarın barışçıl bir şekilde devredilmesine kadar Amerika'nın kurucu ilkelerini kutsal tutacağım” diyen Harris, “Bizi en yüksek hedeflerimiz etrafında birleştiren, liderlik eden ve dinleyen, gerçekçi, pratik ve sağduyu sahibi ve her zaman Amerikan halkı için mücadele eden bir başkan olacağım. Bu benim hayatımın işi” diye ekledi.
‘Ukrayna ve NATO’ya destek sözü’
Demokratların Başkan Adayı, seçimi kazanması halinde Ukrayna'yı ve Washington'un NATO müttefiklerini desteklemeye devam edeceği sözünü verdi.
“Başkan olarak Ukrayna'yı ve NATO müttefiklerimizi güçlü bir şekilde destekleyeceğim” şeklinde konuşan Harris, Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump’ın, Rusya’nın Ukrayna'daki özel askeri harekatını teşvik ettiği iddia ederek, “Rusya'nın ne isterse yapabileceğini söyledi” ifadesini kullandı.
Harris, Trump’ın ayrıca ABD’yi NATO’dan çıkarmakla tehdit ettiğinin altını çizdi.
‘İsrail'in kendini savunma hakkını desteklemeye devam’
İsrail halkının 'Hamas'ın yol açtığı dehşetle' bir daha asla yüzleşmemesi gerektiğini savunan Harris, İsrail'i kendini savunma arayışında her zaman destekleme sözü verdi.
Her zaman İsrail'in kendini savunma hakkından yana olacağımı açıkça ifade etmek isterim. Ve her zaman İsrail'in kendini savunma kabiliyetine sahip olmasını sağlayacağım, çünkü İsrail halkı bir daha asla Hamas'ın 7 Ekim'de yarattığı dehşetle yüzleşmemeli.
Harris, “Güçlerimizi ve çıkarlarımızı İran ve desteklediği teröristlerden korumak için gereken her türlü adımı atmakta tereddüt etmeyeceğim” diye ekledi.
‘Dünyanın en güçlü ordusunu kuracağım’
Demokratların Başkan Adayı, 5 Kasım’daki seçimi kazanması durumunda, ABD’ye dünyanın en güçlü silahlı kuvvetlerini sağlama sözünü verdi.
“Başkomutan olarak, Amerika'nın her zaman dünyanın en güçlü ve en ölümcül ordusuna sahip olmasını sağlayacağım” şeklinde konuşan Harris, “Askerlerimize ve ailelerine özen gösterme gibi kutsal bir görevi yerine getireceğim ve onların hizmetlerini ve fedakarlıklarını her zaman onurlandıracağım ve asla küçümsemeyeceğim” diye ekledi.
ABD’yi uzay ve yapay zeka alanlarında dünyayı geleceğe götüren ülke olmasını, 21. yüzyıl rekabetini Çin'in değil ABD’nin kazanmasını ve küresel liderlikten vazgeçmek yerine onu güçlendirmeyi sağlayacağına söz veren Harris, rakibi Trump’ın daha önce Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un ile görüşmesine atıfta bulunarak şunu dedi:
Trump'ı destekleyen Kim Jong Un gibi tiranlara ve diktatörlere yakınlık göstermeyeceğim. Onlar, Trump'ın dalkavukluk ve iltimaslarla kolayca manipüle edilebileceğini biliyorlar. Onlar, Trump'ın otokratları hesaba çekmeyeceğini biliyorlar çünkü kendisi de bir otokrat olmak istiyor. Başkan olarak, Amerika'nın güvenliğini ve ideallerini savunmakta asla tereddüt etmeyeceğim; çünkü demokrasi ile tiranlık arasındaki ebedi mücadelede nerede durduğumu ve ABD'nin hangi kampa ait olduğunu biliyorum.
Kamala Harris kimdir?
Kanser araştırmaları konusunda uzman olan Hint asıllı bilim insanı Shyamala Gopalan ve Stanford Üniversitesinde ekonomi profesörü olan Jamaika asıllı Donald J. Harris’in kızı olarak 20 Ekim 1964 tarihinde Kaliforniya'da doğan Harris, sivil toplum hareketlerinde aktif olarak yer alan ebeveynleri tarafından insan hakları ve özgürlükler konularına duyarlı bir birey olarak yetiştirildi. Washington D.C.’deki Howard Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler ve Ekonomi, California Üniversitesi Hastings Hukuk Fakültesinde ise hukuk eğitimi alan Harris, avukat olmaya hak kazandı.
Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra 1990'da California'daki Alameda Bölge Savcılığı ofisinde çalışmaya başlayan Harris, 1998 yılında aynı eyaletteki San Francisco Bölge Savcılığı ofisine geçti. Harris, 2004 yılında ise San Francisco Bölge Savcısı oldu. 2011 yılında Californiya Başsavcısı olarak atanan Harris, senatör olduğu 2017’ye dek bu görevi sürdürdü.
Siyasi kariyeri
Harris, senatör olduğu süre boyunca ise adalet reformu, göçmenlik ve çevre gibi konularda yoğun olarak çalıştı. Harris yoksullukla mücadele, anne sağlığı hizmetlerinin iyileştirilmesi, küçük işletmeler için sermayeye erişimin kolaylaştırılması ve iklim kriziyle mücadele ile ilgili yasaları destekledi.
Harris, 2020 yılına gelindiğinde ise Joe Biden'ın başkanlık kampanyasında başkan yardımcısı adayı olarak yer aldı. 3 Kasım 2020'de yapılan seçimlerde Joe Biden ve Kamala Harris, Donald Trump ve Mike Pence'e karşı zafer kazandı. Böylece Kamala Harris 20 Ocak 2021'de ABD'nin ilk kadın, ilk siyahi ve ilk Güney Asya kökenli başkan yardımcısı olarak yemin etti.
Başkan yardımcılığı süresince ülke genelinde fırsat eşitliğini sağlamak, ailelere destek olmak ve temel özgürlükleri korumak ve geliştirmek için çalışan Harris, bireysel silahlanma karşıtı görüşleriyle dikkat çekti. Yurt içi görevlerini yerine getirirken yurt dışında da aktif olarak Biden yönetimini temsil eden Harris, 19'dan fazla ülkeye seyahat ederek 150'den fazla dünya lideriyle görüşmeler gerçekleştirdi.
Özel hayatı
Özel hayatı ile sık gündeme gelmeyen Harris’in 2014 yılında evlendiği avukat Douglas Emhoff’un ilk evliliğinden olan iki üvey çocuğu bulunuyor. Üvey çocuklarını "Sonsuz sevgi ve saf mutluluk kaynağı" olarak niteleyen Harris’in, "Kesin olarak söyleyebileceğim tek şey, onlar olmadan ne kalbimin bütün ne de hayatımın anlamlı olacağıdır" dediği biliniyor.