‘Ortada bir suç var. Bunun aynı zamanda diplomatik arenaya taşınmış olması ise büyük bir fiyaskodur’
‘Ukrayna devlet başkanının bu açıklaması neredeyse savaşa sebebiyet vermektir’
‘Fener Rum Patrikhanesi’nin faaliyetleri, Batılı emperyalist devletlerin bir oyunudur’
“Türk milleti olarak ben gerçekten çok iyi kalpli olduğumuzu düşünüyorum. Osmanlı İmparatorluğu zamanında insanlara büyük baskılar yapılmamış. Yani Batı emperyalizmi gibi baskılar görmüyoruz. Zorla din değiştirtme vs. gibi uygulamalar yok. O yüzden ben Türk milletini her zaman daha bağışlayıcı olarak görüyorum. Şu anda çoğunluğu Müslüman olan ülkemizde insanlar ‘Onlar da kendi inancını yaşıyor’ olarak görüyor olabilir. Fakat bunun dinle bir alakası yok. Bütün sıkıntı orada. Anayasa madde 66’ya göre biz Rum olan vatandaşlarımızı da Türk olarak görüyoruz. Mübadele sonrası İstanbul Rumları burada tutuldu ve dini vecibelerini yerine getirebilmeleri için patrikhane de tutulmuştur. Herkes fikir ve inanç özgürlüğüne sahiptir, buna kimse karşı gelemez. Fakat burada yapılan şeyin dinle bir alakası yok. Emperyalizm kelimesini kullanmayı çok sevmesem de yaşananlar, Batılı devletlerin bir oyunudur. Tamamen siyasidir bu. Dini özgürlük için verilen bir mücadele yok.
Resmen ülkeleri bölmek, vatanları parçalamak için atılan adımlarda, Fener Rum Patrikhanesi’ni Türkiye sınırları içerisinde bir Truva atı gibi kullanmaktadırlar. Ukrayna ve Rusya arasındaki olayda Fener Rum Patrikhanesi’nin müdahalesine hiçbir şekilde gerek yoktu. Mesela Letonya Patrikhanesi, Rus Patrikhanesi’nden ayrılmıştır. Bunu kendi meclis kararıyla yapmıştır. Zaten Rus Patrikhanesi, 20. Yüzyıl boyunca Letonya’daki kiliseye özerklik sağlamıştır. Milli güvenlik için Letonya, kendi başlarına devam edeceklerini ilan etti. Ukrayna vaktinde Rusya ile olan gerginlik sebebiyle kilisesini ayırmak için meclis oylamasına gitseydi belki de bugün bunlar yaşanmayacaktı. Fener Rum Kilisesi’nin otosefal yani özerklik verme yetkisi yoktur. Bu bizim yasalarımıza aykırıdır. Fatih Kaymakamlığı’na bağlı bir azınlık kilisesidir orası. Başka hiçbir şey yapamaz, hele ki uluslararası sahnede. Dini olarak geçerliliği olmadığı gibi hukuki olarak da yok.
Tabii Türk milleti ‘Bırakın canım’ diye baktığı ve baskı yapmak istemediği için bugünlere geldik. Dışişleri Bakanlığı’nda kendi devletini kurmak isteyen Batı destekli bir kilisenin fiyaskolarını izliyoruz. Ama ülkemizde ne yazık ki hukuk anlaşılmıyor. AYM’yi tanımamak, anayasayı tanımamak vs. bizi bugünlere getirdi. Devleti yönetenler böyle adımlar atıyor. Ben hala Dışişleri Bakanlığı’ndan böyle bir açıklama görmedim. Hükümet, toprak bütünlüğüne savaş açmış bir kurumu nasıl bu kadar el üstünde tutabilir? İnsanlar, ne kadar ciddi bir şeyle karşı karşıya olduğumuzu anlamak zorunda.”