Bu topraklarda çok acı dönemler yaşandı. Yüzyıllardır kan, gözyaşı ve zulüm bir durduysa üç yürüdü. Kerbela'da akan kan Çorum'da, Maraş'ta, Sivas'ta akmaya devam etti. Kerbela'nın direnci sokak ortasında katledilen gazetecilerin, sendikacıların, bilim insanlarının, Berkin Elvan'ların cenaze törenlerinde vardı. Kerbela'nın yası, kimi zaman Berkin'in kimi zaman Ali İsmail'in, Abdullah Cömert'in mezarının başına bir sis gibi kondu. Hünkarın yolundan gidenler, nefis karanlığını marifet ışığıyla, gönül karanlığını aşk işiyle aydınlatmaya devam ettiler. Ellerine bir gün silah almadan, şiddete hiç başvurmadan, cahiliye döneminin araçlarına başvurmadan mücadelelerine devam ettiler. Mazlumlar, zalimin kötülüğüne ne boyun eğdi, ne ortak oldu.
'Cemevleri, Aleviler için ibadethanedir, bizler için de ibadethane olacak'
Burada yıllardır süren geleneği yok sayarak, canların meşru siyasi temsilcilerini akıllarınca dışlayarak, 15 Ağustos akşamı apar topar alternatif bir tören tertip etmelerini en başta Hacı Bektaş Veli'nin mirasına yapılmış saygısızlık olarak görüyor ve kınıyorum. Alevilerin çözüm bekleyen sorunları var. Türkiye, vicdanları yaralayan, bir türlü açıkça ifade edilmeyen bir ayrımcılıkla Alevilere eşit vatandaşlık haklarını vermemiştir. Yürürlükte olan Anayasa'daki tüm ifadelere rağmen kanun yaparken ve uygularken Alevi vatandaşlara eşit vatandaşlık hakkı verilmeyip ötekileştirilmektedir. Haklı talepleri duymazdan gelinmektedir. Cemevleri, Aleviler için ibadethanedir, bizler için de ibadethane olacaktır. Bu anayasal hak kabul edilene kadar sizin mücadeleniz benim mücadelemdir. Camilerin ibadethane görülüp cemevlerinin ibadethane sayılmadığı, ÇEDES programı adı altında laik eğitimin örselenip katledildiği, Kültür Bakanlığına bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı adıyla Alevilerin kabul etmediği bir kurum ve işleyişin oluşturulduğu ve maalesef vaktiyle 'Cemevi cümbüş evi' diyen bir anlayışın yönettiği ülkede, cümbüş yerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı olduğu kabulüyle bir inancı bakanlığa bağlayarak bu hakareti, hor görmeyi kurumsallaştıran anlayışa itiraz ediyoruz.