DÜNYA

Bangladeş’teki darbede 'ABD'nin parmak izi' gündemde: Süreçte neler yaşandı?

Bangladeş'te, Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine kamuda kontenjan ayrılmasının ardından başlayan ve Başbakan Şeyh Hasina Vecid'in istifasıyla sonuçlanan protestolarda çıkan şiddet olaylarında son iki günde 231 kişi hayatını kaybederken, Hasina’nın 15 yıllık iktidarına son veren öğrenci protestolarında ABD’nin parmağı olduğu konuşuluyor.
Sitede oku
Bangladeş ordusu, Başbakan Şeyh Hasina Vecid'in resmi konutundan ayrılmasının ardından ülkede geçiş hükümeti kurulacağını açıklarken, Hasina'nın istifasının ardından kurulacak geçici hükümete başkanlık edecek isimler arasında Nobel ödüllü Muhammed Yunus'un da adı geçiyor.
Hindistan'a kaçan Hasina’nın devrilerek ülkede geçiş hükümeti kurulacağının duyurulmasından memnun olduğunu duyuran ABD’nin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Bangladeş'teki durumu yakından takip ettiklerini ve ABD'nin Bangladeş halkının yanında olduğunu vurgularken, "Geçici bir hükümetin duyurulmasını memnuniyetle karşılıyor ve her türlü geçiş sürecinin Bangladeş yasalarına uygun olarak yürütülmesini istiyoruz" diye konuştu.

Bangladeş'te neler oldu?

Öte yandan toplumsal gerilim ve kitlesel eylemlerde en hızlı organize edilebilen ve en kolay etkilenebilen kesim olarak bilinen öğrencilerin protestolarında ABD’nin parmağı olduğu giderek daha fazla dile getirilmeye başlandı.
Bangladeş'te 1971'deki Bağımsızlık Savaşı'nda görev alan kişilerin çocuklarına kamuda kontenjan kararının ardından temmuz ortasında öğrencilerin başını çektiği protestolar başlamıştı.
Yüksek Mahkemenin temmuz sonunda kontenjan oranlarını indirmesiyle protestolara son verildiği duyurulmasına ragmen devam eden gösterilerdeki lşddet olaylarından sorumlu tutulan Cemaat-i İslami Partisi ve öğrenci kanadının yasaklanmasının ardından protestocular, bu kez de gösterilerde hayatını kaybedenler için adalet çağrısıyla sokaklara dökülmüştü.
Başbakan Hasina da protestolarda yaşanan şiddet olaylarına ana muhalefetteki Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) ile Bangladeş Cemaat-i İslami Partisi'nin neden olduğunu savunmuştu.
Şiddet olayları artarak devam ederken, Başbakan Şeyh Hasina 5 Ağustos’ta resmi konutundan ayrılarak askeri helikopterle Hindistan’a gitmiş, bu sırada göstericiler, Başbakan’ın resmi konutunu basmıştı.
Öğrenci gösterilerinden darbeye giden bu yolu Sputnik’e değerlendiren Hindistanlı emekli Hava Kuvvetleri Mareşali Mateswaran, ABD'nin bencil çıkarları için herhangi bir ülkeyi istikrarsızlaştırmaya yanaşabildiğinin herkes tarafından bilindiğin dikkat çekerek, “Bu olaylarda da radikal İslamcıları desteklediler. Bence asıl etken, ABD'nin Hasina'yı Çin'e çok yakın görüp Hindistan'la dostluğunu görmezden gelmesiydi. Ancak Hasina bağımsız bir aday olarak görülüyordu. ABD onu iktidardan uzaklaştırarak amacına ulaştı” ifadelerini kullandı.
Hintli uzman, Başbakan Hasina'nın demokratik yollarla seçilmiş hükümetini devirmek için öğrenci protestolarından faydalanan ABD'nin müdahalesinin açıkça görülmekte olduğunun altını çizdiği konuşmasını, “Öğrenciler kolay etkilenen bir gruptur ve ne yazık ki bu olayda Hasina'nın istifasını talep ederek Batı'nın etkisine boyun eğmişlerdir” diye sürdürdü.
Bangladeş'teki darbe Hindistan medyasında

ABD’nin Güney Asya’daki emelleri

Mateswaran, çıkarları söz konusu olduğunda, tarihte pek çok kez görüldüğü üzere, herhangi bir stratejik ortak ya da müttefikin Washington’un umrunda olmadığına dikkat çekerek, değerlendirmesini, “Myanmar zaten istikrarsızlaştırıldı ve şimdi sıra Bangladeş'te” diye tamamladı.
Bangladeş’te yaşananlar, ABD destekli darbe ile iktidardan indirilen Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales’in tarihe geçen “Dünyada darbe olmayacak tek ülke ABD, çünkü orada ABD Büyükelçiliği yok” sözlerini yeniden akıllara getirdi.

Hindistan basını: Güney Asya'da 'Zo' halkından oluşan Hristiyan bir devlet kurmak için planlar yapılıyor

Hindistan siyasi haber sitesi Swarajya’da, Bangladeş'te yaşananlarla ilgili değerlendirmesini okuyucularıyla paylaşan köşe yazarı Jaideep Mazumdar, üst düzey kaynakların Myanmar, Bangladeş ve Hindistan'ın bitişik bölgelerini kapsayan ve 'Zo' halkının yaşadığı bir Hıristiyan devletinin kurulmasını teşvik eden uzun vadeli bir projeye dikkat çekti.
Bangladeş Başbakanı Hasina'nın, Batılı bir gücün bu bölgede aynı Avustralya ile Endonezya arasında yer alan Doğu Timor benzeri bir Hıristiyan devleti kurmak için komplo kurduğu yönündeki son açıklamasının ciddiye alınması gerektiğine vurgu yapan Hintli yazar, Şeyh Hasina’nın artık iktidardan düştüğüne göre Bangladeş'teki gerilimin Hindistan için ciddi sonuçlar doğurabileceğini aktardı.
Mazumdar, “Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina görevden alındı. Bu durum bazıları için sürpriz olsa da beklenmedik bir şey değil. Sanki yazı bir süredir duvarda asılı gibiydi. Protestoların son dönemde tırmanışa geçmesinin bunda bir rolü olduğu muhakkak, ancak güç sahiplerinin onu görevden almaya zaten kararlı oldukları aşikardı” diye yazdı.
2023 yılı sona ererken Bangladeş’in Ocak 2024'te yapılması planlanan genel seçimlere hazırlandığını, bu sırada da Washington’un ‘Hasina'dan duyduğu hoşnutsuzluğu’ açıkça dile getirdiğini anımsatan Hint gazetesi Swarajya, ABD eleştirilerinde sıklıkla olduğu gibi, bahane ‘demokrasinin’ ifadelerine yer verdiği haberini şu şekilde devam ettirdi:
Washington, daha da ileri giderek Hasina'ya üstü kapalı tehditler savurarak, muhalefetin seçimlere nezaret edecek geçici bir hükümet taleplerini kabul etmemesi halinde Dakka ile Amerikan işbirliğinin tehlikeye gireceği uyarısında bulundu. ABD'nin eylemleri sadece İslamcı muhalefeti cesaretlendirmekle kalmadı, aynı zamanda taleplerine yersiz bir meşruiyet kazandırdı. Hasina, dönen dolapların tamamen farkında olarak meydan okurcasına geri adım atmayı reddetti. Ocak ayında yapılan seçimlerde Bangladeş Avami Birliği Parlamento'daki 300 sandalyeden 223'ünü kazandı. Bu kesin zafere rağmen ABD ve Batılı müttefikleri seçimlerin ne özgür ne de adil olduğunu savundu. Eleştirileri, Hasina'nın ABD'nin ittifak kurduğu İslamcı muhalefetin taleplerini karşılamayı reddetmesinden kaynaklanıyordu. Sadece yedi ay sonra da Hasina iktidardan uzaklaştırıldı.
ABD’nin görevi kötüye kullanma iddialarını gerekçe göstererek başbakana yakın olduğu düşünülen askeri yetkililere yaptırım uyguladığı, ayrıca muhalefetle, özellikle de aşırılık yanlıları ve teröristlerle bağlantılı İslamcı bir grup olan Cemaat-i İslami ile bağları olan Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) ile ilişkiye geçtiği de biliniyor.
Bangladeş’teki bu oluşumlara destek verdiği düşünülen ve çalışan sayısı bakımından dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşlarından (STK) biri olarak görülen BRAC’ın ülkedeki faaliyetleri de dikkat çekiyor.

CIA ve Gates detayı

BRAC’ın, CIA'in paravan kuruluşu olarak bilindiği ve Bill Gates ve USAID tarafından finanse edildiğine inanılırken, bu kuruluşun, Bangladeş'te sadık, Avami karşıtı bir ‘öğrenci’ topluluğu yetiştirmek için uzun vadeli bir yatırım olduğuna değinen Hint gazetesi, seçimler yaklaştığında Washington’un Hasina'nın partisinin üyelerine yaptırım uyguladığını da vurguluyor.
ABD’nin, BNP ve radikal cemaat oluşumunu içeren büyük bir çadır hükümetinin Dakka'daki işleri kontrol etmesini istediği düşünülürken, gazeteye göre ABD, Bangladeş, Hindistan ve Myanmar'ın bazı bölgelerinden bir Hıristiyan devleti çıkarmaya çalıştığı için Hasina tarafından azarlanınca başbakanın kalemini kırdı.
Bununla birlikte ABD’nin bölgede söz sahibi olmak için limanlara erişim istediğine de değinen Swarajya, Hintli üst düzey yetkililerin raporlarına dayandırdığı yazısını, “Hükümeti devirmek için ‘öğrenci protestoları’ başlatıldı. Tipik renkli devrim taktikleri sonrası ABD destekli radikallerin Hinduları ve Avami Ligi üyelerini katlettiği bir serbestlik ortamına dönüştü. Dezenformasyonu güçlendiren Amerikan teknoloji platformları geçici olarak kapatıldı. Bangladeş'teki muhalefet Hasina'yı Hindistan'ın kuklası olarak gösteriyor. Şimdilik Hindistan'ın mücadele etmesi gereken gerçek bu gibi görünse de, rejim değişikliği isteyen güçler galip geldi” diye sonlandırdı.
DÜNYA
Bangladeş karıştı: Başbakan ülkeyi terk etti
Yorum yaz