Zeynep Galipoğulları, “Merkür’ün Kadar Konuş Jüpiter’in Kadar İste” adlı kitabında, astrolojinin hayatları nasıl etkilediğini kurguyla anlatıyor. Galipoğulları okuru, her karakterde göksel etkinin işaretlerini göreceği gizemli bir yolculuğa davet ediyor.
Astrolog Zeynep Galipoğulları, her bir burcun pastanın 12 eşit diliminden biri olduğunu ifade ederken, tüm burçların ne kadar benzersiz ve bununla birlikte birbirlerini nasıl tamamladıklarının da olay örgüsü içerisinde aktarıyor.
Her bir burcun kendine ait güçlü kasları ve gölge tarafları vardır diyen Galipoğulları, okura “Senin varlığın bir enerjidir” diye seslenirken, “hangi enerjileri giyinerek geldiyse insan bu dünyaya, onların güçlü taraflarını barındırır, tuzaklarına düşmeye de meyilli olur“ diye de ekliyor.
Astrolojiye ilgisinin nasıl başladığını aktaran Galipoğulları, şunları kaydetti:
“Astrolojiye merakım kendimi tanıma ve kendimdeki örüntüleri anlama cabamla başladı. İleriye değil, geriye bakmam gerektiğini, önce kendimi tanımam gerektiğini öğrendim. Bununla eğitimlere başladım. Astroloji gerçekten derin bir konu.”
“Oğlak burçlarında bu ay ikinci oğlak dolunayını yaşadık. Pluton kavuşumuyla bir dönem başlıyor” diyen Galipoğullar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Harita bir kombinasyondur. Hiçbir insan bir burçtan ibaret değildir. Amaç kendi potansiyelinizi yakalamak ve yükseltmek olmalı. Sadece tek bir burçla sınırlı kalmak eksik olur. Gökyüzündeki cisimlerin hareketi bize ne tarafa gideceğimize dair fikir veriyor. Fakat burada bir kesinlik aramamak her şeyi göksel tarafa bırakmamak gerekiyor.”