Günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Peskov, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’in ülkenin deniz güvenliği stratejisine ilişkin Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi kararını yürürlüğe koyan kararnamesini yorumladı.
Zelenskiy’in onay verdiği bu stratejinin ana görevlerinin Ukrayna'nın deniz kuvvetlerini inşa etmek ve Karadeniz'de NATO kuvvetlerinin daimi varlığını sağlamak olarak belirlendiğine dikkat çeken Peskov, “Karadeniz'e kıyısı olmayan devletlerin Karadeniz sularında kalması Montrö Sözleşmesi ile oldukça sıkı bir şekilde düzenlenmiştir. Türkiye bu durumda bölgede idareci konumundadır ve işlevlerini oldukça açık ve net bir şekilde yerine getirmektedir” ifadelerini kullandı.
Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya’nın, NATO gemilerinin Karadeniz'deki yoğun varlığını ilave bir tehdit olarak görmekte olduğunu da vurgularken, ülkenin kendi güvenliğini sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alacağını belirterek, “Elbette NATO gemilerinin yoğun varlığından bahsederken, ittifaka üye olan kıyı devletleri Bulgaristan ve Romanya'yı da hesaba katıyoruz. NATO devletlerinin Ukrayna çevresindeki çatışmaya daha doğrudan müdahil olduğu düşünüldüğünde, bu durum Rusya için ek bir tehdit oluşturmaktadır. Elbette Rusya kendi güvenliğini sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alacaktır” dedi.
Daha önce konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov yaptığı açıklamada, savaş gemilerinin Karadeniz'e giriş kurallarınının Pentagon tarafından değiştirilemeyeceğini belirterek yaptığı görüşmelerde Türk meslektaşlarının kendisine 'Montrö Sözleşmesi'nin mirasının emanetçileri' olarak bu sözleşmenin hükümlerine bağlı kalacaklarını dile getirdiğini belirtmişti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da sıkça tartışılan ve Ukraynalı yetkililer tarafından eleştirilen Montrö Anlaşması için "Bizler Montrö Sözleşmesi'ni harfiyen uygulamayı sürdüreceğiz. Bu konunun tartışılmasını bırakın, akıldan geçirilmesi bile söz konusu olamaz" ifadesini kullanmıştı.
Montrö’nün önemi
Karadeniz'e kıyısı olan devletler ve kıyısı olmayan devletler arasında hassas dengeyi sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, hem uluslararası barışa hem de Türkiye’nin egemenliği ve güvenliğine ilişkin önemli hukuki statüye sahip.
1936'da imzalanan ve Türkiye'ye İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren bu sözleşme, Türkiye'ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verirken, barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiliyor.
Anlaşma, ayrıca Türkiye'ye bögede otorite sağlayarak İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini de düzenleme hakkı veriyor.
Sözleşme, bölgede savaş ve yakın savaş halinde Türkiye'ye yabancı savaş gemilerinin geçişine kısıtlama koyma yetkisi tanırken, ayrıca önceden haber verme şartının yanında bir seferde geçebilecek savaş gemisi, tipi, sayısı ve ağırlığına sınırlamalar getiriyor.