Çin gazetesi Global Times, NATO’nun Asya-Pasifik bölgesindeki planlarının başarısızlığa mahkum olduğunu vurgularken, ittifakın Washington'daki zirvesine ve Batı'nın Asya'daki askeri varlığını güçlendirme niyetlerine ayırdığı başyazısında "Asya-Pasifik bölgesi, NATO'nun müdahalesini hoş karşılamıyor” ifadelerine yer verdi.
Bölgesel meselelere şiddet içeren müdahalelerin kaçınılmaz olarak Asya-Pasifik devletleri ile NATO arasında daha büyük bir çatışmaya yol açacağına dikkat çekilen makalede, ittifakın Avrupa'da istikrarı bozucu rolünü çoktan kanıtladığı, Asya'da da benzer bir yıkıcı mekanizmayı başlatabileceği uyarısında bulunuldu.
Haberde, “Bölgedeki ülkelerin büyük çoğunluğu ABD liderliğindeki NATO'nun gerginlik yaratmaktan, Soğuk Savaş zihniyetini teşvik etmekten ve blok çatışmasını kışkırtmaktan vazgeçmesini istiyor” denirken, ittifakın ABD'nin sadece Çin'i çevrelemek için değil, kapsamlı bir strateji uygulamak için kullanmaya çalıştığı bir araç olduğu hatırlatıldı.
Bu amaçla Batı’nın Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi bölgesel müttefikleriyle siber güvenlik alanı dahil olmak üzere uluslararası kamuoyunu dezenformasyon projelerinde işbirliğini artırmayı hedeflediği eklendi.
Yakın zamanda konuşan Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Cien, Asya-Pasifik bölgesinin bir askeri bloka ve kamplar arasında çatışmayı kışkırtan ve yeni bir soğuk savaşı körükleyen "küçük bir çembere" ihtiyacı olmadığını söylemişti.
Sözcü Lin, başkent Pekin'de gazetecilere yaptığı açıklamada, "NATO bölgesel bir savunma örgütü olarak konumlanmasına bağlı kalmalı, Asya-Pasifik bölgesinde gerilim yaratmaktan vazgeçmeli, soğuk savaş zihniyetini ve blok çatışmalarını teşvik etmekten vazgeçmeli" dedi.
Lin, Asya-Pasifik bölgesinin bir askeri bloka ve kamplar arasında çatışmayı kışkırtan ve yeni bir soğuk savaşı körükleyen küçük bir çembere ihtiyacı olmadığını belirtti.
NATO'nun Asya'da yer edinme girişimleri
Global Times, Tokyo, Seul, Canberra ve Wellington'un ittifakın projelerine ‘aceleyle dahil olmalarının’ onları kolayca uçuruma sürükleyebilecek tehlikeli bir kumar olduğuna dikkat çekeriği makalesini, “APAC (Asya-Pasifik) çoğu geçmişte sömürge ya da yarı sömürge olmuştur ve birçok Batılı devlet onlarla empati kuramayan ve eski sömürgeci düşüncelerini sürdürecek olan sömürgecilerdir” diye sürdürdü.
Makalenin yazarları, Çinli uzmanların ittifakın sadece coğrafi açıdan değil, aynı zamanda ‘ideoloji ve değerler açısından’ da Avrupa'dan kökten farklı bir bölgede başarılı olmakta zorlanacağı yönünde hemfikir.
ABD ve müttefiklerinin burada NATO benzeri bir ittifak oluşturmasının imkansız olarak nitelendirildiğini kaydeden Çinli gazete, 75. yaşını 32 üyesiyle kutlayan NATO’nun Washington’daki zirvesine Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore liderleri de iştirak ettiğine dikkat çekti.
Japonya'ya ‘ihtiyatlı ol’ çağrısı
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin, Japonya ve Filipinler arasında imzalanan ve birinin askeri gücünün diğerinin topraklarında konuşlanmasına izin veren savunma anlaşmasını da değerlendirdi.
ABD askeri gücüyle korunma temelinde geliştirdiği dış politikasında Washington'un Asya-Pasifik elçiliğine soyunan Japonya ve Filipinler arasındaki işbirliğinin bölge ülkeleri arasındaki karşılıklı anlayış ve güveni tehlikeye atmaması, bölgesel barış ve istikrarı baltalamaması ve üçüncü bir tarafın çıkarlarını hedef almaması ya da bunlara zarar vermemesi gerektiğini kaydeden Lin, bölgesel barış ve istikrarı tehlikeye atacak ve bölgesel birlik ve işbirliğini zayıflatacak her türlü eylemin bölge halklarının tepkisini çekeceğini dile getirdi.
Lin, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya'nın, savaş suçlarının işlendiği Filipinler de dahil olmak üzere Güneydoğu Asya ülkeleri üzerinde bir saldırganlık ve sömürge yönetimi geçmişi olduğunu söyledi.
Sözcü Lin, Japonya'nın saldırganlık ve sömürge geçmişi üzerinde ciddi şekilde düşünmesi ve güvenlik söz konusu olduğunda söz ve eylemlerinde ihtiyatlı olması gerektiğini ifade etti.
Japonya ve Filipinler, bugün bölgesel güvenlik için işbirliği amacıyla ortak tatbikatların yapılmasını kolaylaştıracak ikili savunma anlaşması imzalamıştı.
Anlaşma, her iki ülkenin askerlerinin, ortak askeri tatbikatlar amacıyla birbirlerinin topraklarına girebilmesinin yasal dayanağını oluşturacak.
‘Ukrayna NATO'ya alınmadı çünkü henüz nasıl bölüneceğine karar vermediler’
Washington’da devam eden NATO zirvesini ve Ukrayna’nın kaderiyle ilgili hazırlanan ortak bildiri üzerindeki tartışmaları da değerlendiren Zaharova, “Bu, Ukrayna'nın kesinlikle NATO'ya dahil edileceği gerçeğiyle ilgili, 'Evet, ama hayır' ifadesiyle formüle edilebilecek durumdur. Bu, NATO'nun gerçek yüzünün en parlak, en temel göstergesidir" dedi.
İttifakın tutumundaki çelişkilere dikkat çeken Zaharova, açıklamasını, “Sözde Ukrayna'nın geleceğini önemseyen NATO'yu ele alalım. Muhtemelen, önemsediğiniz şey sizin samimi katılımınızı gerektirir. Ama bu çöküşe sürüklenen Ukrayna ile bile 'Elbette bir gün mutlaka bizimle olacaksınız, ancak şartlar hakkında konuşmayacağız' ifadesini icat ederek dalga geçebiliyorlar" sözleriyle tamamladı.