YAŞAM

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu yazdı: Genç kan gençleştirir mi?

"Genç kanı nakli bir yaşlanmama, hatta gençleşme çaresi olarak kullanılabilir mi? " sorusuyla ilgili bir yazı kaleme alan Prof. Dr. Müftüoğlu, "Yaşlılığın biraz yorgunluk, biraz ağrı, biraz da uyku kaybı ile eşanlamlı olduğu kesin ama kişisel görüşüm, ömrümüzün bu önemli bölümünün bir kayıplar senfonisinden ibaret olmadığı yönündedir" dedi.
Sitede oku
Hürriyet gazetesi başyazarı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, "Genç kan gençleştirir mi" başlığıyla bir yazı kaleme aldı.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, yazısında gençleşmeye çalışana ABD'li teknolojik girişimci ve yatırımcı Bryan Johnsonörnek götererek, şu ifadeleri kullandı:
Başlıktaki sorunun cevabı henüz net olarak verilmiş değil ama yaşlanmamak, en azından yaşlanmanın süratini azaltmak için bu yolu deneyen pek çok insan var.
Bunlardan biri de teknoloji milyoneri Bryan Johnson. Peki Bryan Johnson kim, kimin nesi, neyi amaçlıyor? Bryan Johnson bir teknoloji milyoneri.
Bir “anti-aging rockstarı”. Günde neredeyse 100’e yakın takviye hapı yutuyor. Yaş almamak ve yaşlanmamak takıntısını yönetmekte bir hayli zorlandığı anlaşılan bu genç milyonerin hedefi sadece yaşlanmamak da değil. Bryan Johnson uyguladığı onlarca “biohacking yöntemi”yle biyolojik yaşını küçültebilmeyi ve ergenlik çağına geri dönebilmeyi umuyor. Bunun için denemediği yol, başvurmadığı yöntem yok. Bryan Johnson’ın son takıntılarından biri ise bedenine genç kanı nakli yaptırarak gençleşmek! Bu ünlü dolar milyoneri son girişiminde genç kalabilmek için ergenlik çağındaki oğlunun kanını birkaç defa bedenine nakletti. Bununla da yetinmeyen 45 yaşındaki Johnson, kendi kanını da babasına verdi ve babasının biyolojik yaşının 25 yıl azaldığını iddia etti. Bryan Johnson’ın bu girişimi yaşlanmama yanlışı peşinde koşan anti-aging heveslilerin aklına doğal olarak şu soruyu getirdi: Genç kanı nakli bir yaşlanmama/yaş almama/hatta gençleşme çaresi olarak kullanılabilir mi? Bana sorarsanız -en azından şimdilik- hayır! Nedenine gelince...
Yaşlılığın ne olduğuna dair görüşlerini dile getiren Prof. Dr. Müftüoğlu, yazısınn devamında şu ifadelere yer verdi:
Yaşlılığın biraz yorgunluk, biraz ağrı, biraz da uyku kaybı ile eşanlamlı olduğu kesin ama kişisel görüşüm, ömrümüzün bu önemli bölümünün bir kayıplar senfonisinden ibaret olmadığı yönündedir. Doğrudur, yaşlılık bir tık işitme kaybı, bir tutam görme azalması, bir parça saç dökülmesi ve cilt kırışıklığı, bir ölçü bitkinlik/takatsizlik hali ile birliktedir ama eğer önceden iyi bir hazırlık yapılabilirse bu muazzam zaman dilimini bir çeşit kayıplar senfonisi mutsuzluğu içinde yaşamak yerine “bir iyilik, bir tecrübe, bir zarafet ve bir bilgelik dönemine” çevirmemiz de mümkündür. Bütün mesele ona iyi hazırlanmak ve kendimize iyi bakmaktan ibarettir.
YAŞAM
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu açıkladı: Hangi takviye ne zaman ve nasıl alınmalı?
Yorum yaz