1929 yılının Ekim ayında İstanbul'da eski bir kütüphanede, tozlu raflar arasında unutulmuş ve Piri Reis'e ait olduğu belirlenen bir harita bulundu. Bu 1513 tarihli harita, Atlantik Okyanusu, Güney Amerika, Batı Afrika ve Avrupa kıyılarını detaylarıyla içeriyordu.
Antarktika'nın keşfi ve Piri Reis haritası
1950'li yıllarda, ABD Donanması'nın eski kaptanı Arlington Mallery, Piri Reis haritasını inceledi ve haritanın alt kenarında Güney Amerika'nın çarpık kıyılarının Antarktika'ya benzediğini fark etti. Bu dikkat çekici gözlem, Antarktika'nın 1820'ye kadar keşfedilmediği göz önünde bulundurulduğunda oldukça tartışmalıydı.
Keene State College'dan Profesör Charles Hapgood, Mallery'nin iddialarından etkilenerek araştırmalarına başladı. Hapgood, Piri Reis'in haritasının yanı sıra aynı döneme ait diğer haritaları da inceledi ve bazı şaşırtıcı sonuçlara ulaştı. Hapgood'a göre, bu haritalar Antarktika'nın buz tabakası oluşmadan önceki halini gösteriyordu ve bu durum insanlık tairhinin yeniden yazılması gerektiğine işaret ediyordu.
Antarktika'da tarih öncesi dönemde kayıp bir uygarlık mı vardı?
Eğer Hapgood haklıysa, ilk gelişmiş denizcilik kültürlerinin M.Ö. 3000'den önce ortaya çıkmış olması gerekirdi. Hapgood, bulgularını 1966'da yayımladığı "Antik Deniz Krallarının Haritaları" adlı kitabında paylaştı. Ancak bu sonuçlar ana akım bilim tarafından reddedilirken, alternatif tarih yazarları tarafından benimsendi.
Hapgood'un incelediği diğer haritalar arasında Oronce Fine'nin Antarktika'yı buzsuz gösteren haritası ve Philippe Buache'ın Antarktika'nın iç kısmını bile detaylandıran 1737 tarihli haritası bulunuyordu. Bu haritalar, Antarktika'nın tarih öncesi dönemde kayıp bir uygarlık tarafından haritalandığı teorisini destekliyordu.
Hapgood'un teorileri, Antarktika'nın eski haritalarda yer almasının, tarih öncesi dönemde kayıp bir uygarlığın varlığına dair kanıt olabileceğini öne sürüyordu. Ancak uzmanlar, Piri Reis haritasının Antarktika'nın gerçek topografyasıyla uyumlu olmadığını belirterek, bu teorinin gerçek olarak kabul edilmesinin zor olduğunu vurguluyor.
Piri Reis'in haritası, tarihçilerin ve araştırmacıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Haritanın ortaya çıkardığı gizem, tarih öncesi kayıp bir uygarlığın varlığına dair romantik fikirleri destekler nitelikte olsa da, bu teorilerin kanıtlanması için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.