YENİ ŞEYLER REHBERİ

Alüminyum üretiminde karbon ayak izinin önemi ve Türkiye'nin rekabetçi alanda geldiği nokta

RUSAL Türkiye Direktörü İhsan Kösoğlu, Serhat Ayan’la Yeni Şeyler Rehberi’ne konuk oldu. Kösoğlu, düşük karbon ayak izli alüminyumun dünya ticaretinde geldiği önemli noktayı anlattı.
Sitede oku
Dünyanın en büyük alüminyum üreticisinin Rusal olduğunu kaydeden İhsan Kösoğlu, öte yandan ülke bazında zirvede Çin’in yer aldığını belirtti:
“Rusal, dünyanın en büyük alüminyum üreticisi. 1990’larda SSCB dağıldıktan sonra dünyanın en büyüğü oldu. Bugünkü kapasitesi yaklaşık 4,2 milyon ton. Dünyada 70 milyon ton alüminyum üretiliyor. 40 milyonu Çin içerisinde üretilip tüketiliyor. Geri kalan dünyada en büyük üretici Rusal. Türkiye’deki pazar payımız da 2000’den beri yani 24 yıldır yüzde 45 ortalamayla gidiyor. Türkiye’nin son dönemlerdeki en büyük alüminyum tedarikçisi de Rusal.”
Alektrolit teknolojisinin ABD ve Fransa’da aynı dönemde icat edildiğini aktaran Kösoğlu, alüminyum sayesinde uzay ve havacılık teknolojilerinde çok büyük atılımlar yapıldığını vurguladı. Öte yandan Kösoğlu, alüminyumun yüzde yüz geri dönüştürülebilir özelliği ile diğer metallerden çok daha önde olduğunu dile getirdi:
“Amerika ve Fransa’da aynı anda bulunuyor elektrolit sistemi. O zamandan beri alüminyum eloktrolize işlemle sıkıldıktan sonra sanayiye kazandırılıyor. Bugün aslında alüminyum sanayinin en önemli hammaddesi konumunda. Uçaklar, uzay teknolojisi vs. bütün ileri teknoloji alüminyum sayesinde hayat buluyor. Dünyanın vazgeçilmez metali. Biraz geç keşfedildi ama çok hızlı bir şekilde hayatımıza girdi. Ben hatta Allah’ın favori metali diyorum. Çünkü alüminyuma alaşım yaptığınızda çok sert olabiliyor. Veya çok yumuşak da yapıp folyo yapabiliyorsunuz örneğin. İletken yapabiliyorsunuz. İnşaattan bilgisayarlara, telefondan tesisatlarımıza kadar her yerde alüminyum var. Alüminyum, demirin üçte biri ağırlığında. Hem hafif, hem sağlam hem de yüzde 100 geri dönüştürülebilir. Yani alüminyumu sonsuz kere geri dönüştürebilirsiniz. Uçaktaki, arabadaki vs. alüminyumu alıp geri dönüştürüp her yerde kullanabilirsiniz. Bu da alüminyumun çok mühim bir özelliği.”
Rusal’ın karbon ayak izine verdiği öneme vurgu yapan Rusal Türkiye Direktörü İhsan Kösoğlu, Rusal’ın alüminyum üretiminde elektriğin yüzde 98’ini hidroelektrik ile karşıladığını aktardı:
“Elektroliz konusunda Rusal’ın gücü de burada. Karbon ayak izi önemli bir konu. Elektroliz yaptığınız zaman bir ton alüminyum üretmek için saatte 14 bin kilowatt elektrik tüketmeniz gerekiyor. Alüminyum aslında metaller arasında en fazla karbon salınımına sahip metal. Elektroliz yapmak için kullandığınız elektriği nereden aldığınız çok önemli. Rusal’ın gücü buradan çıkıyor çünkü Rusal, ürettiği alüminyumda kullandığı enerjinin yüzde 98’ini, hidroelektrik santrallerinden elde ediyor. Bu da elde ettiğimiz alüminyumun, rakiplerimize oranla çok daha düşük karbon salınımına sahip olmasını sağlıyor.”
Paris anlaşması ile dünyadaki ciddi pazarlardan olan Avrupa’nın karbon ayak izine giderek daha çok önem verdiğini kaydeden Kösoğlu, dünyadaki düşük karbon ayak izli 10 milyon alüminyumun 4 milyon tonunun Rusal tarafından üretildiğini ifade etti:
“Özellikle Paris anlaşmasından sonra Avrupa, 2050 yılına kadar sıfır karbon hedefi koydu kendisine. Otomotiv sektörü bunu 2030’a kadar çekti. Birçok otomotiv markası bugün sıfır karbon salınımlı alüminyum istiyor. Rusal’ın gücü burada ortaya çıkıyor. Dünyada her yıl 70 milyon ton alüminyum üretiliyor. Ama bunun karbon salınımı düşük olan miktarı çok az. Yaklaşık 10 milyon ton civarında. Biz ise 4 milyon ton üretiyoruz. Yani bugün dünyadaki düşük karbonlu alüminyumun çok büyük miktarını Rusal üretiliyor. Rakiplerimiz bunu doğalgaz ile üretiyor. Ortadoğu’daki rakiplerimiz böyle yapıyor. Çin ve Hindistan’daki şirketler ise kömür kullanıyor. Pekin’deki hava kirliliği de bundan kaynaklanıyor. O yüzden alüminyum üretiminde hidroelektrik çok önem kazanıyor. Türkiye’de ve Avrupa’da, düşük karbon salınımı sebebiyle tercih edilen bir markayız.”
Avrupa’nın en büyük tedarikçisi olan Türkiye’nin alüminyum hammadde üretiminde düşük seviyede olsa da ithal ettiği hammaddenin yüzde 75’ini ihracata dönüştürdüğünü kaydeden Kösoğlu, Türkiye’nin ekstrüzyon alanında Çin’i geçtiğini belirtti:
“Türkiye çok önemli bir yerde farkında olmasak da. Türkiye, dünyanın en büyük altıncı alüminyum tüketicisi. Avrupa’da Almanya’dan sonra ikinci sıradayız. Türkiye bir üretim merkezi. Türkiye, aldığı hammaddenin yani 1,6 milyon ton alüminyum ithal alıyor. Bunun yüzde 75’ini ihraç ediyor tekrar. Biz alüminyum hammadde konusunda enerji yoksunu olduğumuz için 100 bin ton alüminyum üretebiliyoruz. 1,6 milyon ton da ithal ediyoruz. Ama bunun yüzde 75’i tekrar ihraç ediliyor. Avrupa için Türkiye bir üretim merkezi. Türkiye, ekstrüzyon ürünlerde Çin’i de geçti diye hatırlıyorum geçen sene. Avrupa’nın en büyük tedarikçisiyiz. O yüzden güçlü bir ülkeyiz bu alanda.”
Türk sanayisinin düşük karbon ayak izli alüminyum tercihi ile rekabette öne geçtiğinin altını çizen Kösoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türk sanayisi özellikle Rus düşük karbonlu alüminyum kullandığı vakit rekabet gücünü artırıyor. Çin’e karşı rekabet hali var. Çinli üretici jant satmaya çalışırken ton başına 19-20 diyor karbon ayak izi için. Türk üretici 2-3 gibi bir rakam veriyor. Zaten bir ton alüminyuma karşın dört tondan az karbon salınımı yapıyorsanız bu temiz alüminyumdur. Düşük karbonludur. Bizim verdiğimiz alüminyumların ortalaması 2-3 bandında. Türk üreticilerin bu düşük karbonlu alüminyumla ciddi bir avantajı oluyor.”

Yorum yaz