GÜNDEM DIŞI

Yazar Ertürk Akşun: Ortaçağ’ın bütün fenomenlerini bugün yeniden yaşamaya başladık

Yazar Ertürk Akşun, Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nda stüdyo konuğu oldu.
Sitede oku
“Doğanın bilinçli bir şekilde yok edildiği, insanların yaşam amaçlarını yitirdiği, değişen ve anlamakta zorlandığımız ahlak değerleri, akılcılığın ve aydınlanmanın tüm kazanımlarının tek tek ortadan kalktığı, eşitsizlik ve sömürünün artması ile sahtekârlığın yüceltildiği bir dünyadayız’" diyen Ertürk Akşun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Beklentimiz ve çabamız; yeni, yaşanabilir, eşit bir dünya kurmak. Doğanın bilinçli bir şekilde yok edilmesi, insanların yaşam amaçlarını yitirmeleri, değişen ve anlamakta zorlandığımız ahlak değerleri, akılcılığın ve Aydınlanma Çağı'nın tüm kazanımlarının tek tek ortadan kalkması, eşitsizliğin hâd safhaya çıkması, sömürünün artması, sahtekârlığın yüceltildiği bir dünya... Sanırım tüm bu saydıklarım benim kadar herkesi ürkütüyordur. Gelecek için öngörülerde bulunmak için kâhin olmaya gerek yok. Eğer geleceği doğru analiz etmek istiyorsak, ‘Bu noktaya nereden ve nasıl geldik?’ sorusuna doğru cevaplar üretmemiz gerekir. Geçmişi bilmek, geleceğe bakmanın ve anlamanın büyüteci gibidir. Peki bugünü tek bir kavramla açıklamaya çalışsak ne derdik? Ben ‘çürüme’ veya ‘çöküş’ kavramlarını tercih ediyorum. Çöküş, unutmaktır. Çöküş, insanın tarihiyle, kişiliğiyle, çevresiyle ilişkisinin kopmasıdır.”

Çürüme, yozlaşma, aklın yitimi, gericileşme ve cemaatleşmenin tüm dünyayı “Yeni Ortaçağ” karanlığına sürüklediğini belirten Akşun, şunları kaydetti:
“Çoğu insan bu yaşananların, ‘çürümenin’, ‘çöküşün’, ‘gericileşmenin’ yaşadığımız ülkede, yaşadığımız bölgede olduğunu düşünüyor. Yanlış belki de temelde burada başlıyor. Çürüme, yozlaşma, aklın yitimi, gericileşme, cemaatleşme bütün dünyayı sarmış durumda. İşte biz buna yeni bir dönem, ‘Yeni Ortaçağ’ diyoruz. Batı’nın bu kadar gericileşmesi, faşist yönetimlerin iktidar olması, bireysel terör vs. hepsini sayabiliriz. Amiyane tabirle dünya 30 yıl geriye gitse, 50 yıl ileri gitmiş olacak. Bilim gelişmiyor, dünya teknoloji çöplüğüne dönüşüyor. İnsanlar geleceğe dair tüm umutları yitirmiş durumda… Peki bu karanlık dönemi yaşarken ve yeni dünya doğum sancıları çekerken sol nerede duruyor? Bu karanlık dönemin başlamasına ve devam etmesine karşılık sol ne yaptı? Ne gibi bir katkısı var, bu da önemli bir soru. Günümüzde solun, düşünce dünyasına, hem teorik hem de pratik etkisi ne kadardır? Sol mırıldanmaktan, klavye solculuğu yapmaktan öteye gidebiliyor mu? En iddialı olanlar bile kendi fanusunun içinde deviniyor fakat toplum üzerindeki etkisinin neredeyse hiç olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu olanın sol açısından sonuç kısmı. Özellikle dijital alanın genişlemesi, sosyal medyanın hayatımızın büyük bir kısmını işgalinden sonra, ilk başlarda sol buna dirense de bir süre sonra aynı uygulamaların kölesi olmadı mı? Bu yeni dijital alan, sola kendini ifade etmek için bir imkân tanıdı, daha öncesinde zaten devletin hiçbir nimetinden faydalanamayan sol için bir özgürlük alanı doğurmuş gibi gözükse de, diğer taraftan ataleti ve mızmızlanan siyaseti doğurdu. Kendi yarattığı adacıkta, sadece kendisi gibi düşünenlerle kısır bir sürecin içerisine girmiş oldu. Halbuki düşünceler, büyük tartışmalardan, ortak akıldan doğar.”
Akşun’a göre, Ortaçağ’ın bütün özelliklerini taşıyan günümüz çağı, yeni bir dünya savaşıyla son bulabilir:
“Ortaçağ’ın bütün özellikleri, neoliberal çağda da belirmeye başladı. Bunlar neydi? Dinciliğin artması, cemaatçiliğin ortaya çıkması, biat kültürü… Ortaçağ’ın bütün fenomenlerini bugün yaşamaya başladık. Bugünün insanının iyi bir yerlere gelebilmesi için birinin adamı olması gerekir; tıpkı feodal sistem gibi. Bu, yeni bir dünya savaşıyla son bulacak…”
Ertürk Akşun’un kaleme aldığı Şimdi Canavarlar Zamanı, dünyanın aşırı özgürlüklerle nasıl canavarlaştırıldığının ve yeni bir dünya savaşına ne şekilde sürüklenmekte olduğunun ipuçlarını bulmaya çalışıyor.
Yorum yaz