"Beklentimiz ve çabamız; yeni, yaşanabilir, eşit bir dünya kurmak. Doğanın bilinçli bir şekilde yok edilmesi, insanların yaşam amaçlarını yitirmeleri, değişen ve anlamakta zorlandığımız ahlak değerleri, akılcılığın ve Aydınlanma Çağı'nın tüm kazanımlarının tek tek ortadan kalkması, eşitsizliğin hâd safhaya çıkması, sömürünün artması, sahtekârlığın yüceltildiği bir dünya... Sanırım tüm bu saydıklarım benim kadar herkesi ürkütüyordur. Gelecek için öngörülerde bulunmak için kâhin olmaya gerek yok. Eğer geleceği doğru analiz etmek istiyorsak, ‘Bu noktaya nereden ve nasıl geldik?’ sorusuna doğru cevaplar üretmemiz gerekir. Geçmişi bilmek, geleceğe bakmanın ve anlamanın büyüteci gibidir. Peki bugünü tek bir kavramla açıklamaya çalışsak ne derdik? Ben ‘çürüme’ veya ‘çöküş’ kavramlarını tercih ediyorum. Çöküş, unutmaktır. Çöküş, insanın tarihiyle, kişiliğiyle, çevresiyle ilişkisinin kopmasıdır.”