1855 yılında İstanbul'da çekilen Kastamonulu dönerci Hamdi Usta'nın fotoğrafı, sosyal medyada ‘döner nerenin' tartışmasını beraberinde getirdi.
Birçok sosyal medya kullanıcısı döner kebabın Bursa'ya ait olduğunu söylerken, Kastamonu'daki döner ustaları tartışmaya tarihi bilgilerle cevap vererek, dönerin Kastamonu'ya ait bir yemek olduğunu söyledi. 1800'lü yıllardan beri süren gelenekle, kuzu, dana eti ve kuyruk yağını karıştırarak hazırladıkları döneri tırpan ile kesen Kastamonu'daki döner ustaları, dönerin ilk Kastamonu'da yapıldığını ve daha sonra tüm Türkiye'ye yayıldığını söyledi.
Birçok tarihi dönercinin bulunduğu Kastamonu'da, eski usullerle yapılan et döner lezzetiyle de meydan okuyor.
'Döner ilk olarak Kastamonu'da yapılıyor'
12 yaşından beri dönercilik yaptığını söyleyen Necati Topçuoğlu, “Bu döner dana eti ve kuzu eti karışık, yüzde 5 de kuyruk yağı var. Çok eskiden beri bu şekilde yapılır. Tarihine bakarsak da sadece kuzu eti kullanılır. Kuzu eti ağır olduğu için kırmızı et ile karıştırıyoruz. Büyükbaş hayvanın sadece 4 bölgesindeki eti kullanıyoruz. Döneri de tırpan ile keseriz. Yaprak döner olduğu için esnememesi gerekiyor. Bıçağa göre daha keskin oluyor. Döner ilk olarak Kastamonu'da yapılıyor. Kastamonulu bir usta yapıyor. Kastamonu döneri o dönem nasıl yapılıyorsa aynı şekilde yapılmaya devam ediyor” dedi.
'Bizim dönerimiz eski dönemden beri kullanılan döner'
Kastamonu dönerinin özelliklerinden bahseden Abdullah Taşmancı ise “Eski ustaların verdiği tarif ile dananın sırt eti, koyun etinin her tarafını kullanıyoruz ve aralara kuyruk eti kullanıyoruz. Bizim dönerimizde kesinlikle kıyma yok. Bursalılar, Bursa dönerinin meşhur olduğunu, ilk döner olduğunu söylüyor. Onlar döneri, kıyma döneri, iskender usulü yapıyorlar. Bizim dönerimiz eski dönemden beri kullanılan döner” diye konuştu.
'Dededen toruna 3'üncü kuşak olarak dönercilik yapıyoruz'
3 nesildir dönercilik yapan Nail Altınöz ise, “Dededen toruna 3'üncü kuşak olarak dönercilik yapıyoruz. Benden önce babam 1944'de işletmeye başlamış. Ondan önce dedem başlamış. İlk dükkanımız, Kastamonu Nasrullah Meydanı'ndaydı. Çadır usulü bir dükkanda başlamışlar. Kış mevsiminde çalışmazlarmış” şeklinde konuştu.
'İskenderin çıkışı da Kastamonu'da yapılan tirit yemeğinden doğmuştur'
Bursa'da yapılan iskender dönerin, Kastamonu'da yapılan tirit yemeğinden doğduğunu ifade eden Altınöz, “Kastamonu'ya orta Asya'dan gelmiş ve ismi lüle kebap olarak geçerken ilk olarak yatay olarak pişirilirmiş. Kastamonu önemli bir şehir olduğu için Candaroğulları tarafından burası tercih ediliyor. Burada da ustalarımız ‘nasıl yapalım' derken, döneri dikey şekle dönüştürmüşler, çam kömürü ateşi ile pişirmişler. Şimdi Bursalılar, ‘kuzu etinden dönerimizi yaparız, iskender bize ait' derler. İskenderin çıkışı da Kastamonu'da yapılan tirit yemeğinden doğmuştur. Kastamonu tiridi meşhurdur. Kastamonu simidi ile yapılır. Bu şekilde sunum yapılır. Onlarda da simit olmadığı için ‘pide üzerinde yapalım' demişler. Bizimkiler farklı bir döner” ifadelerini kullandı.
‘Vedat Milor çok beğendi'
Vedat Milor'un yıllar önce restoranlarını ziyaret ettiğini ve Kastamonu dönerini çok beğendiğini kadeden Altınöz, “Vedat Milor ziyaret etti. Dönerini kesip ikram ettik. Genellikle ben orta yağlı döner sunarım, onun yağlı yediğini de bilmiyorum. Yediğinde ‘bu bambaşka bir şey. Bana biraz daha kes' dedi. Çok beğendi. Gittiği yerlerden bir çatal alır bırakırdı, o gün 4-5 porsiyona yakın ikram ettim. ‘Ben bir daha geleceğim' dedi. Daha sonra televizyon programlarından da bizden bahsetti” dedi.