Verilen cezalar öncesinde yayıncılara gerekli uyarıların yapıldığının da altını çizen Şahin şunları ifade etti:
"Bizim için iktidara yakın, uzak veya muhalif kanal yoktur. Bizim içimizde CHP'den gelen 2, İYİ Parti’den bir, DEM'den bir, AK Parti’den 3 ve MHP kontenjanından da 2 iki arkadaşımız var. Nihayetinde her arkadaşımız, siyasi partilerin mecliste çoğunluğuna göre bir sistematik dahilinde geliyor. Bu kanal ayrımını biz yapmıyoruz. Biz medyayı şöyle görürüz; kurallara uyan medya, kurallara uymayan medya. Çok basit aslında, neden bazı kanallar hep ceza yiyor veya bazı kanallar daha az ceza yiyor veyahut da hiç yemiyor. A ve B kanalı diye düşünün. A kanalında bir ihlal olduğu zaman bizim sistematiğimiz var, yazılı ve sözlü uyarı sistematiğimiz. Bizim arkadaşlarımız A kanalını arayarak ihlalin düzeltilmesini söylüyorlar. A kanalı bu ihlali düzeltiyor ve yayın devam ediyor, bu ceza yemez eğer çok büyük bir ihlal değilse. B kanalını da uyarıyor arkadaşlarımız ama B kanalı da 'Bizim yayın politikamıza göre burada ihlal yok, biz bu yayın politikasını devam ettireceğiz' diyorlar.
Bunun üzerine de bizim arkadaşlarımız rapor hazırlayacaklarını dile getiriyor. Rapor yazılıp, ceza verildikten sonra 'RTÜK bize ceza verdi' diye bas bas bağırıyorlar. Tribüne oynamayın. Kusura bakmayın, sizi biz uyararak ihlalleri de söyledik. Bir kanalın ceza yemesinin temel sebebi ihlalidir, bir kanalın ceza yememesinin temel sebebi de ihlal yapmamasıdır. 6152 Sayılı Kanun’da yer alan yayınlardaki dikkat edilmesi gereken kurallar çok açık ve net. Biz bir de kanunun haricinde bu anlamda bizim imzalamış olduğumuz, imza atmış olduğumuz Türkiye'de yayın yapan bütün ulusal televizyonların altına imza attığı, bütün platformların altına imza attığı yayın ilkeleri var. Bu ilkeler doğrultusunda biz denetimlerimizi yapıyoruz."