Milliyet'ten Betül Yasemin Keskin'in haberine göre Celaleddin Wang, Çin'de Sichuan kentinde Müslüman bir ailede dünyaya geldi. O yıllarda Pekin İmparatorluk Üniversitesi olarak bilinen, şimdilerin Pekin Üniversitesi'nde Arapça ve Türk dillerinde eğitim aldı. Dillere olan merakı onu İstanbul'a kadar getirdi. Yine o yıllarda Dârülfünân olan olarak bilinen İstanbul Üniversitesi'ne gelen Wang burada tarih eğitimi aldı.
Keskin'in aktardığına göre O yıllarda Türkolog Zeki Velidi Togan ile kurduğu arkadaşlığı devam ediyordu. Ara sıra mektuplaşıyorlardı. Togan arkadaşı Wang'ı Türkiye'ye davet etmiş, İstanbul Üniversitesi'nde Sinoloji (Çin dili ve felsefesi) kürsüsü kurması teklifinde bulundu.
İlk Çin restoranını açtı
Çinceyi Türkiye'de öğreten ilk eğitmenlerden olan Çin dilleri profesörü Celaleddin Wang'ın kayıtlara göre Kur'an-ı Kerim'i de Çince'ye tercüme ettiği ama tercüme kağıtlarının olduğu çantayı kaybettiği söyleniyor.
Wang, bu kez Taksim'de bir dükkan açmak istedi. Kayıtlara göre, o dönem eski bir milletvekili olan Kahraman Arıklı ve belediye üyesi İhsan Bingüler ona gerekli parayı borç verdi. Wang ve ailesi Taksim'deki kendilerine ait olan dükkanlarını açtılar. Böylece Wang bir yandan öğretmenliğine devam ederken ailesi de restoranı işletiyordu. Artık her şey çok yolundaydı. 8 çocuğu olan Wang çifti bütün çocuklarına eşit şartlarda bir eğitim kalitesi sunabilmek için var güçleriyle savaştı. Ve sonunda başarılı oldular, bütün çocukları çok güzel eğitimler alarak dünyanın dört bir yanında çalışmalarına devam ettiler.
İstanbul'da öldü
Çin dilleri profesörü Celaleddin Wang'ın Çin'de başlayan yolculuğu ailesiyle birlikte geldiği Türkiye, İstanbul'da son buldu. Onu sevenlere göre bu çok erken bir kayıptı. Takvimler 1961 yılının 23 Ocak gününü gösterirken hayatını kaybetti. Yakın dostu Zeki Velidi Togan onun ölümünün ardından şu sözleri kullandı:
"Wang, Türkiye'nin son istasyonu olacağını ve burada öleceğini söylüyordu. Ne yazık ki bu dileği çok erken gerçekleşti. Çok mütevazı bir insandı ve asla gösteriş yapmazdı, ailesini gündeme getirmemek için dertlerini anlatmaktan bile kaçınırdı. Ölmeden bir saat önce konuşmuştuk. Allah rahmet eylesin."