Olcay Bağır’ın kaleme aldığı “Sinesözlük” sinema tarihi, türler, akımlar ve alana dair terimleri yalın bir dille derinlemesine açıklarken sinemayla ilgilenen okura da güncel bir metin, bir kaynak çalışma sunuyor.
Okuru seyirci koltuğundan kaldırarak perdenin diğer tarafına davet eden Sinesözlük, Kara Karga Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı. Bir tür sinemaya giriş kitabı olarak da okunabilecek bu çalışma, sinema alanında bir başucu kitabı olabilmek amacıyla hazırlandı. 101 maddeden oluşan Sinesözlük, yalnızca film izleyen değil sinema üzerine okumalar da yapan sinemaseverler, sinema öğrencileri ve araştırmacılar için bir kaynak olacak.
Türk sineması ve kaleme aldığı kitap hakkında konuşan sinema yazarı Olcay Bağır, şunları söyledi:
“2000'li yıllardan bu tarafa Türk korku sinemamız maalesef cinlerden ibaret hale geldi. 1940’larda, 1960’larda Türk korku sinemasında deneysel örnekler yapılmıştı. Cin filmleri Türk korku sinemasının üstüne lanet gibi çöktü.”
Deneysel sinemanın anlatım tekniklerinde alışılagelen kalıpların dışına çıkabileceğini kaydeden Bağır, şu ifadeleri kullandı:
“Deneysel sinemada yeni anlatım teknikleri denemek, yeni görüntü tarzları denemek mümkün. Öyle bir kadraj yapıyorlar ki hayatta gördüğünüz zaman bu ne saçma şey dediğiniz bir an olur fakat öyle bir yönetmenin elinden çıkar ki o kadraj hayran kalırsınız ve ufkunuzu açacak bir şey olur.”
Türk sinemasında erotik film dönemi bittikten sonra kadın oyuncuların sektör dışına itildiğini vurgulayan Olcay bağır, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türk sinemasında erotik sinema filmleri furyası bittikten sonra bu filmlerde oynayan erkek oyuncular yollarına devam ettiler. Fakat kadın oyuncular insanların arasına karışmadılar, sektörel olarak onlara iş verilmedi. Çoğu hazin bir sonla karşılaştı: fakirlik içinde öldüler, yurtdışına yerleştiler. Bu filmlerde oynamış erkek oyuncular şu an hala saygın insanlar olarak aramızdalar. Fakat o filmlerde oynayan kadın oyuncuların hiçbirisi şu an aramızda yok. Aralarında maalesef intihar etmiş olanlar bile var.”