‘Geçici liman projesi 3 ay sürecek. Bütçesi 320 milyon dolar’
‘ABD, Adalet Divanı kararının uygulandığı ve yardım ulaştırıldığını anse etmek istiyor’
‘İsrail geçici liman aracılığıyla yardımları dağıtacağı için, Hamas’ın halk üzerindeki kontrolü de zayıflayacak’
“Gazze’deki askeri durumu özetlemek gerekiyor öncelikle. İsrail, Netzarim diye bir koridor tesis etti. Bu koridor, doğu-batı istikametinde Gazze şeridini kuzey ve güney olarak ikiye ayırıyor. Gazze’nin kuzeyi İsrail sınırına yakın olduğu için orayı boşalttılar ve Gazzelileri güneye sürdüler. Refah’a yönelik bir operasyon düzenlenecek. Burada İsrail’in askeri hedefleri ile ABD’nin stratejik hedefleri arasında uyum olduğu için insani yardım koridoru hayata geçti. Ocak ayında İsrail Savunma Bakanı, Avrupalı parlamenterler ile görüşürken ‘Madem Gazze’ye insani yardım konusunu çok dert ediyorsunuz, o zaman Gazze açıklarına yapay ada inşa edelim. Yardımlarınız oraya gelsin’ demişti. Avrupalı parlamenterler buna çok ciddi tepki göstermişti. Fakat bakınca bu bir nevi hayata geçiyor gibi görünüyor.
Peki bunun İsrail’in askeri operasyonlarına nasıl bir yardımı olacak? Şu anda kuzey ve güney sınırları kapalı olduğu ve denizden yardım açılacağı için İsrail üstündeki diplomatik baskı azalacak. Aslında önemli olan kara sınırlarının açılması. Madem öncelik insani yardım o vakit kara sınırları açılmalı. Mesele insani yardımsa, Gazze’nin kuzeyinin daha çok ihtiyacı var.
Fakat şimdi ne olacak? Geçici iskeleyi Netzarim koridorunun karşısına kuracaklar. İnsani yardım buraya gelecek. İsrail ordusu bunu kontrol edecek ve güneye 1,5 milyon insanın yaşadığı yere yönlendirecekler. Yardım oraya gideceği için, bunun gideceğini de herkes bileceği için, İsrail’in Refah’ın boşaltılmasına yönelik çağrıları daha olumlu karşılanacak. Siz mesela Filistinli birisiniz ve İsrail Refah’ı boşaltmanızı söylüyor. Nereye gidersiniz? İnsani yardımı göreceğiniz bölgeye gidersiniz. Dolayısıyla insani yardım faaliyetleri, İsrail’in askeri faaliyetleriyle uyumlu bir halde işleyecek. İnsanları yönlendirme imkanı doğacak. Hamas’ın halk üzerindeki kontrolünü de insani yardımla zayıflatacaklar. Normalde Refah sınır kapısından yardımlar girdiğinde kontrol Hamas’ın elindeydi. Yardımı Hamas dağıtıyordu. Fakat şimdi geçici liman aracılığıyla İsrail yardımları dağıtacağı için, Hamas’ın halk üzerindeki kontrolü de zayıflayacak.”
‘ABD’nin bölgede kurduğu 3+1 mekanizması var: Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, İsrail artı ABD’
“Bugün Financial Times’da bir analiz vardı. Gazze’nin çok uluslu bir Arap gücü tarafından yönetilmesi hususu işlenmişti. BAE, Mısır, Fas’ın sıcak baktığı ifade ediliyor. Peki burada Amerika’ın stratejik hedefi ne? Ekim ayında Joe Biden kongre konuşmasında İsrail’e yardım için destek talep ederken şöyle bir ifade kullandı: ‘Biz aslında kendi geleceğimize yatırım yapıyoruz. Ortadoğu’da güçlü bir İsrail her zaman Amerika’nın çıkarınadır.’ Daha büyük resme bakarsak ABD’nin bölgede kurmuş olduğu bir güvenlik mekanizması var. Bu güvenlik mekanizması tabii Mavi Marmara hadisesi sonrası Türk-İsrail ilişkileri bozulunca süratlendi. 3+1 diye bir mekanizma. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, İsrail ve artı olarak ABD. Amerika bu mekanizmayı Doğu Akdeniz’de aktif hale getirmeye çalışıyor.
Peki bu insani yardım koridoru bu amaca nasıl hizmet edecek? Yardımlar Güney Kıbrıs’ta toplanacak. Buradan Gazze’ye intikal edecek. Amerika’nın bölgede askeri gemileri var. Güvenliği onlar sağlayacak. Hava ve deniz koşulları gemilerin çok uzun süre devam etmesine izin vermeyince, 1993 anlaşmasında Oslo Anlaşması ile kararlaştırıldığı şekilde, -ki o anlaşmada Gazze’ye liman inşası öngörüldü ve 2000’de İsrail durdurmuştu- kalıcı bir liman inşa edilmesi gündeme gelecek. Bu tabii bir öngörü, şahsi kanaatim. Bu limanın inşasında ve ihtiyaçların giderilmesinde işin içine Gazze açıklarındaki doğal gaz girecek. Bu doğal gaz çok büyük bir rezerv değil. 35-40 milyar metreküp rezerv var. Türkiye’nin bir yıllık kullanımı 55-60 milyar metreküp. Yıllık ihtiyacımızdan daha az. Amerikan Chevron firması, Gazze açıklarındaki gazı İsrail’in Leviathan Sahası ve Güney Kıbrıs’ın Afrodit Sahası ile birleştirip Mısır’a taşırsa, LNG olarak Avrupa pazarına satabilir. Mısır da kazançlı çıkar. Dolayısıyla Mısır’ın Gazze’deki geçici askeri yönetimde yer alması zor bir hadise değil. Hatta talep edecekleri bir şey olacak. ABD, burada bulunmak için meşru bir gerekçe yaratmış olacak.”
‘Süveyş Kanalı çıkışının kontrol altına alınması yani Kıbrıs, Süveyş ve Hatay’a uzanan bölge birinci öncelik’
‘TCG Anadolu’yu varlığımızı göstermek, masada olduğumuzu göstermek için bölgede bulundurabilirdik’
“İşin içinde Güney Kıbrıs aktif olarak rol alıyor. Dolayısıyla Kıbrıs hassasiyeti bulunan Türkiye, bu noktada uzak durabilir. Fakat şu olabilir. Amerika’nın bölgede iki gemisi var. Eğer ABD, bu insani yardım koridorunun korunması için çok uluslu çağrıda bulunursa Türkiye katılabilir. Fakat Türkiye’nin resmi burada tam olarak gördüğü kanaatinde değilim. Normalde şunu bekleyebilirdik: Türkiye’nin TCG Anadolu diye bir amfibi hücum gemisi var. Ki bu aynı zamanda içinde donanımlı ameliyathanesi olan, insani yardım kapasitesi yüksek bir gemi.
Benim aklıma şu geliyor: TCG Anadolu’yu varlığımızı göstermek, masada olduğumuzu göstermek, askeri gücümüzü diplomatik maksatlarla kullanmak için bölgede bulundurabilirdik. Fakat TCG Anadolu, Arnavutluk bölgesinde tatbikata katıldı. Tabii Türkiye’nin şunu anlaması gerekiyor: Bu 3+1 denklemine Türkiye bir şekilde dahil olmak zorunda. Arka bahçemiz. Burada yaşanan hadiseleri kendi güvenliğimizden ayrı göremeyiz. Türkiye, insani yardım konusu gündemdeyse, Mısır veya İsrail limanlarının kullanılmasını ve kara yoluyla insani yardımın taşınmasını gündeme getirmek. Türkiye bunun yüksek sesle tartışılması için bir girişim başlatabilir.”
‘Uluslararası kamuoyundan gelen tepkileri azaltmak için de bu koridor kullanılacak’
“Adalet Divanı Perşembe ve cuma günü iki oturum olacak. Refah’a yönelik harekatın durdurulması talep edilecek. Ama hem ABD hem de İsrail bu koridoru istiyor. Amerikan üniversitelerinde insanlar ciddi tepki gösteriyor. Dünyada ABD’ye ve İsrail’e dönük tepkiler artmaya başladı. Uluslararası kamuoyundan gelen tepkileri azaltmak için de bu insani yardım koridoru kullanılacak. ‘Tüm kapasitemizi zorlayarak buraya bir yardım koridoru kurduk’ diyecekler.
Fakat ilerleyen günlerde şunu göreceğiz: Bu koridor Gazze’ye ulaştıktan sonra yardımları İsrail kontrol edecek. Bazı malzemelerin hem sivil hem askeri maksatla kullanılabileceği sebebiyle geçişlere izin verilmeyebilir. Gazze’deki dağıtımın Dünya Gıda Organizasyonu tarafından yapılacağı söyleniyor fakat ne kadar tarafsız hareket edecekler? Kamyonların güvenliğini kim sağlayacak? 1 Nisan’da insani yardım kuruluşu üyesi 7 kişi hayatını kaybetti. Dolayısıyla bunlar hep çözülmesi gereken hususlar. Tabii çok iyi bir PR çalışması yapılacağı belli.”