"İsimler geliyordu. Yaklaşık 10 bin kişilik bir isim listesi toplamda. Bunlar ülkücü olduğunu söyleyen 'FETÖ ile irtibatımız yok. Bizim bir suçumuz yok' diye gelen insanların bilgilerini, belgelerini topluyordu, arıyordu, birilerini bulundukları yerlerde, onlardan referanslar alıyordu. Yalnız şöyle bir şey var 'Sinan bunu cezaevinden çıkardı, bu FETÖ'cü bu değil' diye bir şey yapmıyordu. Sadece genel bir liste hazırlıyordu genel kanaate göre bu listeyi de AKP'deki darbe komisyonuna götürüyordu. O zaman da başında Abdülhamit Gül vardı, kendisine iletiyordu. Onlar da artık kendi araştırmalarına göre son kararı verip, 'FETÖ'cü ya da değil, cezaevindeyse çıkacak ya da göreve iade edilecek' onun kararını onlar veriyordu.
Burda önemli bir şeyin altını çizmek istiyorum. Sinan darbe komisyonuna çalışırken orada danışmanı olduğu İsmet Büyükataman'dan defalarca resmi bir belge istedi bu işi yaptığına dair. Yani görevlendirme belgesi diyebiliriz buna. İsmet Büyükataman nedendir bilmiyorum, Sinan'a bu belgeyi vermedi. Sinan ile arasında abi kardeş de değil baba oğul evladım derdi Sinan'a çünkü, böyle bir ilişkisi olduğu için Sinan da çok üstelemedi, vazgeçti. 'Vardır bir bildiği' dedi. Çok önemsemedi çok güvendiği için sonra güvendiğimiz dağlara çok karlar yağdı maalesef"