“Gerçekten yapay zeka her geçen gün insanların işlerini tevkif eder durumda. Aslında bu otomasyon devriminden beri yaşanan bir şey. Önce mavi yakalıların işleri elden gitmeye başlamıştı. Özellikle bu sanayi 4.0 dediğimiz karanlık fabrikalar, robotların çalıştığı fabrikalar vs. derken çok da popüler olmamıştı. Okur-yazar kitlenin uzağında, ‘tehdit bize dokunmaz’ gibi düşünülüyordu. Ancak iş ne zaman ki bu otomasyondan git gide yapay zekaların ofis işlerine el atmasına döndü, beyaz yakalılar hemen korkmaya başladı. Çünkü çok hızlı bir şekilde işler elden gidiyor. Örneğin yapay zekalar otomatik olarak e-postlara cevap veriyor, raporlama işlemlerini hallediyorlar. Ofislerde gittikçe beyaz yakalıların sayısı azalmaya başladı. OECD bir rapor hazırladı. Çalışanların yüzde 60’ı, yani her 10 kişiden 6’sı, gelecek 10 yılda işlerini yapay zekaya kaptırma endişesi yaşıyor. Belki 10 yıl sonra siz benim yerime bir robotla tartışacaksınız. Veya iki robot tartışacak ve insanlar onları diyecek. Bundan korkmalı mıyız? İşin o yanı da var. Bir tarafta teknolojik iyimserlik diye bir kavram var. ‘Robotlar her türlü işleri yapacak. Biz de yan gelip yatacağız’ şeklinde bir düşünce var.
Esas sorun şuraya doğru geliyor: Bütün işleri veya önemli sayıdaki işleri yapay zeka yapacak. Peki biz insanlar ne yapacağız? Git gide gereğimiz azalacak veya yapay zeka teknolojilerine uyum sağlayamayan, onunla birlikte çalışamayanlar ne olacak? Gereksizleşecekler. Bu çok önemli bir soru. Çalışamayan insan üretemez, üretemeyen insan tüketemez. Öyle bir toplumda yaşıyoruz ki tüketemezsek insan yerine konmuyoruz. Sistemin tüketen insana ihtiyacı var. Dünya nereye gidecek böyle? Bu bana distopya romanlarını hatırlatıyor. Bir bölgede yaşıyorsunuz. Her şey çok güzel, refah var. Ama o duvarların ardında inanılmaz kötü hayatlar yaşanabiliyor. Oraya doğru mu gideceğiz? Çalışamayan insanlar ne olacak? Bunlar farklı şekillerde sistem dışına atılabilir. Bir de işsiz kalan insanları oyalamak gerekiyor. Değilse farklı işlere sarmaya başlayacaklar. Burada da şunu görüyoruz: Son yıllarda oyun sektörü çok büyük bir atılım içinde. İnternet üzerinden sosyal medyada kumar ve hatta sosyal medyanın bizzat kendisi. Hepimizin başının belası belki de. Hiç oyalanmayanlar bile 10 dakikayla başlıyor ve saatlerin orada harcıyor. Bizim yerimize robotlar çalışacak veya biz işsiz kalacağız ve bunlarla vakit geçirmemiz gerekebilir. Oyalanmak zorundayız bir şekilde.”
“Tabii ne yiyeceğimizi ve içeceğimizi de tartışmak gerekiyor. Yapay zeka ve onunla uyumlu çalışacak yüksek otomasyonlar, üretimde verimliliği artıracak. Daha kısa sürede daha çok bilimsel çalışma yapılacak. Daha hızlı ilaç ve aşı geliştirmek mümkün olacak. Zenginliği artıracak, dil bariyerlerini ortadan kaldıracak. Burada bir artı değer, bir zenginlik oluşacak fakat bu zenginlik kimin cebine gidecek? Tıpkı sanayi devriminin başındaki gibi. Birileri hızlı bir şekilde para kazanmaya başlayacak ama bu herkese paylaştırılacak mı? Bugün 7 büyük dev şirket var Google gibi. Bunlar gittikçe büyüyor ve zenginleşiyor. Orada bir kapital yoğunlaşıyor ve aşağılara paylaştırılmıyor. Önümüzdeki dönemde bu kadar işsiz kalan kitleleri devletler nasıl idare edecek? Şirketlerin eline mi bırakacak yoksa onlara refahı transfer etmek için yeni yöntemler mi bulmaya çalışacaklar? Örneğin çalışma saatleri günlük 8 saatten daha aşağıya indirilebilir. Yeni standart 4 saat olabilir. İşsizlik sorunu azaltılabilir.
Yapay zekadan artı değer kazanan büyük firmalardan daha yüksek servet vergisi alarak vatandaşlara refah payı dağıtılabilir. Petrolden bunu yapan ülkeler var. Bu sayede belki insanların karınlarını doyurmaları sağlanabilir. Devlet de sonuçta vatandaşının refahını korumak zorunda. Peki bu kadar işsiz insan nasıl oyalanacak? Bu boş zaman aslında insanın kendisini gerçekleştirmesi için önemli bir zaman. Ama günümüzde insanların kendisini geliştirmesi yerine oyun ve sosyal medya gibi daha boş alanlarda oyalanması sağlanabilir. 19. Yüzyılda insanlar fabrikada ve madenlerde 16 saat çalışırken hayalleri vardı. Günde 5-6 saat çalışmak, boş vakitlerde balık tutmak gibi. Makine ve yapay zeka her işi yapacak ve hayatı kolaylaştıracaksa neden daha fazla çalışmak zorundayız? Haftalık mesai süresi 20 saate inebilir.”