‘Yüksek istihdam sağlayan sektörler zorda’
“İhracatla Türk lirasının değerliliği arasında bir korelasyon var ve bu korelasyon çok yüksek. Türk lirası ne kadar değerli olursa ihracata etkisi o kadar negatif olur. Bizim ihracattaki para birimimizin değerli olması ithalatımızı ucuzlatır ve daha fazla ithalat yaparız. Cari dengemiz, onun öncesinde dış ticaret dengemiz hiçbir şekilde yerine oturmaz. Bugün yaşadığımız da aynısı. Biz şu anda ithal ettiğimiz enflasyon ve içeride yanlış uyguladığımız politikalar nedeniyle icat ettiğimiz enflasyonu toplarsak ikisini beraber 65-70’lerde seyrettiği bir dönemde kuru mecburen 30’larda tutmaya çalışırsak işte ters etkiyi burada Türk ihracatçısı ciddi bir şekilde yemekte. İlk başta tekstil-konfeksiyon sektörü, deri sektörü olmak üzere yüksek istihdam sağlayan sektörlerimizde sıkıntıları yaşamaktayız. Bir şekilde Türk lirasını değerli kıldığınız zaman bu bir yerde patlar gider.”
‘Enflasyon yanlış politikalar nedeniyle arttı’
“Enflasyonun yükselmesinin nedeni daha önce uygulanan yanlış politikalardan kaynaklandı. Tamamiyle ortodoks politikalardan çıkıp heterodoks politikalara gittiğimiz bir macera dönemi yaşadık. Onun arkasından da zaten çok iyi olmayan ekonomik göstergeler çok daha kötü hale geldi. Bunların sonucunda da eskiden dolar kurunu neredeyse 1’e 1’e eşitlemeye çalışan Türkiye’den bugün 1 doların 30-32 liralara geldiği bir döneme geçmiş olduk.”
‘Türkiye enflasyon da ithal ediyor’
“Biz enflasyonu ithal ediyoruz. Kendi içerimizdeki enflasyonun dışında bir de dışarıdan Almanya’nın, Avrupa Birliği’nin, Amerika’nın enflasyonunu ithal ettiğimiz bir dönem yaşıyoruz. Bir tek Çin’de enflasyon yüksek değil, oradan yaptığımız ithalat daha da ucuza geliyor. Bu sefer de iç piyasa dinamiklerimiz değişiyor, içeride rekabetçiliğimiz azalıyor. Yani bu enflasyon bizi her yönden vuruyor. Kur bu şekilde baskılı tutulduğu sürece de bizim sıkıntılarımız devam edecek.”
‘Türkiye’nin sıkıntısı Anayasa değil’
‘Ambargolara karşı risk almalıyız’
“Batı Rusya’dan çekilmedi. Bir vekalet savaşları var. Vekalet ticareti de var. Oradaki mağazalarını devir ediyorlar. Kendilerinden sonrakilere devrettikten sonra mağazalar çalışmaya devam ediyor. Uygun fiyatlı olan yerleri de bizim iş adamlarımız alıyor. Ticaret bir şekilde, bir yer bıraktığı zaman başkaları tarafından doldurulur. Esas önemli olan bunu doğru kanallarla yapabilmek. Müsteşarlığım döneminde ve sonrasında çok yürek yemiş bir ekiptir. O yürekli ekibi şu anda göremiyorum. Risk almadan kazanç olmaz.”
‘Rusya ile ticaretimizi artırmalıyız’
“Rusya gibi bir komşumuz varken bizim bu ticareti nasıl artıracağımızı çalışmamız lazım. Amerika’nın iki komşusu var; Kanada ve Meksika. Amerika toplam ticaretinin yüzde 70’ini bu iki ülke ile yapıyor. Almanya’nın 6 tane komşusu ile yaptığı ticaret ithalat ve ihracatının yüzde 85’ini oluşturuyor. Onlar etrafındaki bütün ülkelerle gayet iyi bir şekilde ticaret yaparken ben asırlardır komşum olan Rusya ile neden ticaret yapamayacakmışım? İran ile neden ticaret yapamayacakmışım? Suriye ile Irak’ta ne olduğunu gördünüz, aynı şeyleri mi bekliyoruz burada? Bence burada aklımızı başımıza alıp bizi ileride ne bekliyor onu iyice düşünmemiz lazım. Kaldı ki senelerce izlediğimiz politikada doğru olan şeylerle doğru olmayan şeylerin artık çok iyi analiz edileceğini düşünüyorum. Görüyorsunuz Türkiye komşuları ile iyi ilişkiler içerisinde olduğu dönemlerde şaha kalktı. 7 senede 4 kat ihracat artışı sağladık.”