Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara’nın Güney Afrika’nın İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açtığı davaya müdahil olmaya karar verdiğini açıkladı.
Rusya’nın ‘Yüksek Ekonomi Okulu’ Ulusal Araştırma Üniversitesi kıdemli öğretim görevlisi, Ortadoğu uzmanı Grigoriy Lukyanov, Sputnik’e demecinde UAD’nin kararının çatışmanın gelişimini nasıl etkileyeceğini anlattı ve mevcut gerçekliklerde sürdürülebilir bir ateşkes olasılığını değerlendirdi.
Davanın uluslararası arenada büyük ilgi gördüğünü, ancak onun İsrail’i gelecekte savaş suçu işlemekten alıkoymasının pek olası görünmediğini anlatan Lukyanov, “Davayı açanlar, bir kez daha diğer ülkelere İsrail’in savaş suçlarını görmezden gelmeyi bırakmaları yönünde çağrıda bulunmayı umuyor. Ancak İsrail, uluslararası kuruluşların kendi aleyhine olan kararlarını hiçbir zaman kabul etmedi. Tel Aviv, ta ki BM Güvenlik Konseyi’nin kararına kadar bu tür kararları görmezden gelme yeteneğini daha önce de göstermişti ve şimdi de böyle yapacak” diye konuştu.
İsrail yönetiminin sayısız yalan haberlerine güvenilmemesi gerektiğine dikkat çeken Lukyanov, sözlerini şöyle sürdürdü:
İsrail yönetiminin bu tür söylemlerinin bir diğer amacının da ABD yönetimine baskı yapmak olduğunu vurgulayan Lukyanov, “Netanyahu hükümeti, ABD’den bir kez daha takibe karşı bir şemsiye sağlamasını talep ediyor. Bunu, seçimler öncesinde ABD’deki kamuoyunu etkileme yeteneğinde olduğunu göstermek için kamuya açık bir şekilde yapıyor. Netanyahu’nun bu cesareti, tribünlerden Filistinlilere sempati duyduğunu söyleyen, sonuçta ise İsrail’e finansman ve silah yardımı yapan ABD’nin çifte standart politikasıyla kolaylaşıyor” vurgusunu yaptı.
İsrail başbakanının artık başbakanlık koltuğunda kalmak gibi tek bir hedefi olduğuna dikkat çeken Lukyanov, bu nedenle Filistin-İsrail çatışmasının devam edeceğini şu sözlerle aktardı:
Washington’un kendi imajı uğruna Tel Aviv’i aktif bir biçimde desteklemeye devam edeceğini dile getiren Lukyanov, şöyle devam etti:
“Daha önce ABD, İsrail’e yönelik saldırı bağlamında gerekli tüm askeri ve teknik yardımı İsrail’e sağlama taahhüdünde bulunmuştu. Ve mevcut durumu İsrail’e yönelik bir saldırı olarak yorumluyor. Sonuçta ABD bu yardımı sağlamadığı takdirde yükümlülüklerini ihlal etmiş olacak. Bu durum ABD’nin sadece bölgede değil, dünyadaki imajına da büyük zarar verecek. ABD’deki siyasilerin demokratik kesimi bunun seçim arifesinde olmasına izin veremez.”