YENİ ŞEYLER REHBERİ

'Mavi ve gri yakalıların maaşları, beyaz yakalıları yakalayacak ve belki de geçecek'

24 Saatte İş Kurucu Ortağı ve ekonomist Mert Yıldız, Serhat Ayan'la Yeni Şeyler Rehberi'ne konuk oldu.
Sitede oku
24 Saatte İş Kurucu Ortağı Mert Yıldız, Türk işgücünün akıllı telefon kullanma becerisinin yüksek olduğuna ve uygulamaların sıklıkla kullanıldığına dikkat çekti:

“24 Saatte İş temelinde mavi ve gri yaka, yani hizmet sektörü ile sanayide, çalışanları ve şirketleri buluşturan bir platform. Şirketler aradıkları personeli sistemimize giriyor. Kurguladığımız yapay zeka sistemi de en doğru ilanı en doğru adayla buluşturuyor. Yaklaşık 7 yıldır bu işi yapıyoruz. Sistemimizde 4,5 milyondan fazla kayıtlı aday ve 220 bin tane şirket var. Bugün Türkiye’de akıllı telefonu olan kitle, şehirleşmiş bölgelerde yüzde 85 oranında. Yani 100 insandan 85 tanesinin akıllı telefonu ve interneti var. Telefonu kullanmayı da çok iyi biliyorlar. Her türlü uygulamayı indirip ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Biz, teknoloji hazırlılık konusunda dünyadaki öncü ülkelerden bir tanesiyiz. Meksika’da da ofisimiz var. Orada da cep telefonuna sahip olma oranı çok yüksek. Fakat Türkiye’de akıllı cep telefonunu akıllıca kullanma çok daha ileride. Biz bu konuda Batılı ülklere taş çıkaracak bir seviyedeyiz. İnsanlar gerçekten bizde cep telefonunu kurcalayıp, araştırmalar yapıp telefonlarını en verimli şekilde nasıl kullanacaklarını biliyor. İş aramak da bunun bir parçası. Gerektiğinde buna uygun bir uygulama bulup indiriyorlar. Davranış biçimine bakarsak, uygulama kullanımında beyaz yaka ile mavi yaka arasında hiçbir fark yok. Endüstride de belli standartlar oluştu. Bizim uygulamamızın Instagram’a benzediğini söylüyorlar. Bu endüstri standartları sayesinde en uygun adayların en uygun işe ulaşmasını sağlıyoruz.”

Mavi yaka ve gri yakalı çalışanların aylık kazançlarının yakın gelecekte beyaz yakalıları yakalayabileceğini ve hatta geçebileceğini ifade eden Yıldız, şunları kaydetti:

“Evet, mavi yakalıların maaşlarının ileride beyaz yakaları geçeceğini öngörüyoruz. Geçmişte 15 yıl ekonomist olarak çalıştım finansal firmalarda ve yatırım bankalarında. Şirket kurucusu şapkamı çıkarıp ekonomist şapkamı takıp öne attığım bir tez bu. Aslında arka plana bakarsak bugün bazı eğilimler gözlemliyoruz. Sadece geleceğe dönük düşünmüyoruz. İki yıl öncenin verisiyle bugünü karşılaştırıyoruz. İki yıl önce ortalama bir beyaz yakalının aldığı ücret, asgari maaşın 3-3,5 katı arasındaydı. Bugün 2-2,5 katı arasına geriledi. Mavi yakaya bakarsak, iki yıl önce ortalama bir mavi yakalı işçi asgari ücret alıyordu. Bugün asgari ücretin 1,5 katı konuşulmaya başlandı. Sırf şu iki yıllık eğilimden gördüğümüz üzere aradaki makas kapanıyor. İşsizlik artık bir beyaz yaka sorunu haline geldi. Hizmet sektöründe veya sanayide çalışmak isterseniz çok fazla iş var. İşverenler de eleman bulamamak konusunda büyük sıkıntılar çekiyor. Beyaz yakaya bakarsanız devamlı başvurular geliyor. Ben şirketlerin insan bulamadığını söylediğini düşünmüyorum. Bizim sistemde ortalama başvurulara bakarsak beyaz yakaya ciddi bir talep var. Fakat hizmet sektöründe ve sanayide insan bulmak daha zor. Nüfusun çoğunun beyaz yakaya yöneldiğini fakat asıl işlerin mavi ve gri yakada olduğunu görüyoruz.”

Mavi yaka ve gri yaka işgücünde vasıf farkının da maaşlarda etkili olduğunu dile getiren Mert Yıldız, öte yandan üniversite mezunlarının bu iş kollarına ilgi göstermediğini vurguladı:

“Tabii ki vasfa göre ayrışma olacaktır mavi ve gri yaka içinde. Ama ortalamaya bakarsak, beyaz yaka ile maaşlar yakınlaşacak. Bir fabrikayı ele alalım. Orada çok ciddi bir skala var. Hepsine mavi yaka deyip geçmemek lazım. Bir CNC operatörü mesela, asgari maaşın dört-beş katı ücret alır bugün. Fakat fabrikada depoda çalışan bir işçi asgari ücretin 1,5 katı maaş alır. Ama günün sonunda bu mesleklerin çoğu yapay zeka ve otomasyondan zarar görmeyecek işler. Eğer otomatize edilebilseler çoktan edilmişlerdi. İki el, iki göz, iki kol gerekiyor bu işlere. Bu işler için personel bulmak da giderek zorlaştığı için ücretler yukarı gidiyor. Öte taraftan herkes masa başı iş istiyor. İyi bir üniversiteden mezun olanlar, masa başı iş hak ettiklerini düşünüyor. Fakat her yıl bu ülkede 1 milyon kişi üniversiteden mezun olup masa başı iş istiyor. Fakat böyle bir istihdam yok. O tarafta talep artıyor ve arz kısıtlı. Diğer tarafta da talep düşüyor ama arz artıyor. Bu yüzden bir dengesizlik oluştu. Beyaz yakanın artık işsizlik sorunu olduğunu ve maaşların birbirine yaklaşacağını düşünüyoruz. Burada aslında mavi yakaya ilginin mevsimsel şekilde artacağını düşünüyoruz. Üniversite mezunları işsiz kalınca bu işlerle ilgilenmek isteyebilir. Ama kalıcı bir şekilde bu işle ilgilenmeyecekleri için uzun vadeli trendlerin değişeceğini söylemek çok zor.”

Yıldız’a göre Türkiye’nin yaşadığı sorun, benzer sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel nüfusa sahip ülkelerde de görülüyor:
“Biz hep uzun vadeli trendleri çalışıyoruz. Bu sadece Türkiye’ye özel bir sorun değil. Belli bir nüfus dinamiğine, ekonomik güce ve eğitim seviyesine sahip ülkelerde çok benzer sorunların baş gösterdiğini görebiliyoruz. Mavi yakalıları yurt dışına çekmeye başladılar bile. Çok gelişmiş ülkelerde yani Almanya’da, Japonya’da, Amerika’da vs., içerideki insan sayısı, var olan işlere yetmiyor. Dolayısıyla devamlı işgücüne ihtiyaç duyuyorlar. Bugün Türkiye’de olduğunu söylediğimiz mavi yaka bulmakta zorlanılıyor dediğimiz trend, Almanya’da 40-50 yıldır var. Türkiye’nin 40 yıl sonra varacağı nokta, Almanya’nın bugünkü hali. Dışarıdan elemana ihtiyaç duyuyorlar. Almanya’da bir kanun çıktı. Mavi veya gri yakalı olan, üç yıl çalıştığını kanıtlayan insanlar, Almanya’ya kabul ediliyor. Çünkü kendi içerilerindeki talebi karşılamaya yetmiyor oradaki işgücü. İşçi olarak gitmek istediğinizde kapılar tamamen açılıyor.”
Meslek liselerinin daha popüler ve kaliteli bir hale getirilmesinin amaçlanması gerektiğinin altını çizen Mert Yıldız, bunun büyük ölçekte önem arz ettiğini belirtti:
“Aslında bizim ihtiyacımız olan, meslek liselerini daha popüler hale getirmek. Ve meslek lisesi çıkışlılara kariyer sahibi olabileceklerine ikna etmek lazım gençleri. Bizde üniversite ön plana çıktı. Ki çoğu üniversitedeki diplomanın kalitesi sorgulanabilecekken, teknik liseler arka plana atıldı ve üniversiteler ön plana çıktı. Fakat üniversitelerdeki birçok bölüm size ne kariyer ne de kariyer imkanı sağlıyor. Türkiye’nin ekonomik ihtiyaçları var ve bu ihtiyaçları karşılayacak üniversiteler yok. Teknik liselerde ise gerçekten bizim ihtiyacımız olan meslekler yetiştiriliyor. Tabii teknik liselerin bir imaj sorunu var. Maalesef ülkemizde popüler değil. Teknik liselerin mezuniyet oranları da çok düşük. Oraya gidenler de mezun olmuyor. Bu yüzden eğitim ve makro ekonomi politikasına bütünsel yaklaşmak çok daha faydalı olur.”
Yorum yaz