Ukrayna’da yasaklı Muhalefet Platformu - Yaşam İçin partisinin lideri ve Başka Ukrayna Hareketi Konseyi Başkanı Viktor Medvedçuk, Komsomolskaya Pravda için kaleme aldığı yazıda, “Bugün şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Ukrayna halkı Rusya’yla dostluk ve birlik istiyordu, ama her bir Ukrayna devlet başkanı bu yönde söz verse de sonra aksini yaptı. Her bir Ukrayna devlet başkanın yaşadığı dönüşümler, siyasi taklalar ülkeyi yıkıma götürdü. Bu türden altıncı sihirbazdan sonra ülke tamamen yıkıldı, yedincisini hiç kaldıramaz” ifadesini kullandı.
Ukrayna’da koltuğa oturan son 6 devlet başkanının ülkenin bağımsızlık, egemenlik ve devletçiliğini çarçur ederek sattığını kaydeden Medvedçuk, “Tüm bunlar aynı şablona göre uygulandı. Başkan adayı bir şeyin sözünü verdi ama tam tersini yaptı. Zenginlik vaat etti, yoksulluğa götürdü. Yasalara uyulacağı sözünü verdi, kanunsuzluk ve yolsuzluğa teşvik etti. Barış sözü verdi, savaşı kışkırttı” diye ekledi.
Şubat aylarında Kiev’deki darbenin yıldönümü vesilesiyle Sputnik’e konuşan Medvedçuk, çatışmaların sona ermesi için gereken üç koşulu sıralamış, “İlk koşul, gücü, avantajı ve sözde otoritesiyle uluslararası ilişkilerde tekel oluşturmaya çalışan kolektif Batı'nın, barışçıl bir çözüme ulaşmak için Rusya da dahil olmak üzere Batı'nın parçası olmayan ülkeleri tanıması gerekmektedir. Onların bağımsızlıklarını ve egemenliklerini tanımalı, saygı duymalı ve bu ülkelere yönelik askeri işgalin imkansızlığı konusunda güvenlik garantileri vermelidir” demişti.
Medveçuk, ikinci koşulu, her türlü uluslararası sorunla birlikte siyasi ve askeri çatışmalarda insan hayatının önceliğinin kabul edilmesi olarak nitelerken, “Uluslararası ilişkilerde insan hayatının önceliği yoksa bu diplomasi değil bir trajedidir” diye konuştu.
Üçüncü koşulun ise yeni bir dünya düzeninin kurulması için her şeyin yapılması gerektiği olduğunun altını çizen Ukraynalı siyasetçi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu ve BM Güvenlik Konseyi temelinde oluşturulan ülkelerin eski güvenlik koşullarının eskiyerek özellikle Yugoslavya'nın barbarca bombalandığı 1990'ların sonunda geçerliliğini yitirdini vurguladı.
‘Ukrayna’daki seferberlik halka karşı işlenen bir suçtur’
Kiev yönetiminin eylemlerini de değerlendiren Medvedçuk, Ukrayna'daki seferberliğin halka karşı işlenen bir suç olduğunu söylerken demecini şu şekilde sürdürdü:
Seferberlik süreçleri sadece suç eylemleri değildir. Öyle bir noktaya gelindi ki, Ukrayna'nın batısında artık meşhur zamanlarda olduğu gibi sığınaklar kazılıyor ve zorunlu askerliğe tabi olanlar oralarda barındırılıyor. Bu sadece bir dehşet değil, bu sadece insanların kendi üzerlerine aldıkları bir günah da değil. Bu insanlara karşı işlenmiş korkunç bir suçtur.